Neil Gershenfeld: Bu harika. Dün gece prova yaparken, filleri izleyerek eğlendi. | TED | نيل: هذا رائع. عندما كنا نتمرن الليلة الماضية، كان مستمتع برؤية الفيلة. |
Kimse bu filleri rahatlamış sanamaz. | TED | لن يفهم أحد على وجه الخطأ بأن هؤلاء الفيلة في وضع استرخاء. |
Maalesef bu, filleri insan dışında travma sonrası stres bozukluğu yaşayan nadir hayvanlardan biri de yapıyor. | TED | وللأسف فإن هذا ما يجعل الفيلة من الحيوانات غير البشرية التي تعاني من اضطراب ما بعد الصدمة الإجهادية. |
Ama işgalci bir ordu neden balina ve filleri getirsin? | Open Subtitles | لكن لماذا يقوم جيش محتل بجلب مجموعة من الحيتان و الأفيال معه؟ |
Yabani filleri ve atları evcilleştirmek Şahın en sevdiği meşgaledir. | Open Subtitles | ترويض الأفيال البرية مثل هذا إحدى هوايات امبراطورنا |
filleri ölmek için aynı yere yönelten garip bir içgüdü bu. | Open Subtitles | الغريزة الغريبة تلك فيلة الأدلة إلى بقعة واحدة للموت. |
Genç deniz filleri büyük dalgalarla kayalardan açık denize doğru çekilme tehlikesi altında. | Open Subtitles | صغار فقمات الفيل تواجه خطر النزول عن الصخور بواسطة الأمواج المندفعة وتنجرف نحو المياه المفتوحة |
Bu yüzden mavi yüzgeçlilere kaplanlar, aslanlar, Afrika filleri ve pandalarla eşit statü verilmiş | TED | ولهذا ، فإن حالة زرقاء الزعانف قد تتساوى مع النمور والأسود وبعض الفيلة الأفريقية وكذلك حيوان الباندا |
Ha, bir de, beni Pazar günü filleri görmeye hayvanat bahçesine götürecek | Open Subtitles | وبأنّه سيصطحبني إلى حديقة الحيوانات يوم الأحد لمشاهدة الفيلة. |
filleri büyük avcılar yakalar, bizim gibi adamlar değil. | Open Subtitles | صيّادو اللعبة الكبيرة يترقّبون ، حقيبة الفيلة ليسوا برجال مثلنـا |
filleri yakalayanların bizim gibi adamlar değil büyük avcılar olduğunu ne zaman farkedeceksin? | Open Subtitles | ... يـا عزيزي، متى ستدرك بأن صيّادو اللعبة الكبيرة يترقّبون ، حقيبة الفيلة |
İzlemek için filleri, ri, ri Atlark en çitten, ten, ten | Open Subtitles | لكي تشاهد الفيلة ، الفيلة تقفز من فوق السياج ، السياج ، السياج |
- Safarilerde filleri durdurmak için kullanıyorlar. - filleri mi? | Open Subtitles | ـ يستعملونه في رحلات لوقف الفيلة ـ الفيلة؟ |
filleri seviyor. Sirkinizde on tane var bana bir tane lazım. | Open Subtitles | إنها تحب الفيلة و لدى السيرك عشرة كل ما أريده هو واحد |
filleri seviyor. Sirkinizde on tane var bana bir tane lazım. | Open Subtitles | إنها تحب الفيلة و لدى السيرك عشرة كل ما أريده هو واحد |
Bütün Kraliyet filleri şehirde yaşar. | Open Subtitles | حَسناً، تَعِيشُ كُلّ الفيلة الملكية في المدينةِ. |
Pardon anne! Büyüdüğüm zaman vahşi filleri ve gergedanları takip edeceğimi düşlerdim. | Open Subtitles | أتخيّل أنّي حينما أكبر سأتعقبُ الأفيال البّريّة وكذلك وحيد القرن. |
Kardeşler bu filleri 25 yıldır izleyerek... emniyetlerini sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | كانت الأخوات يتبعن هذه الأفيال لمدّة تزيد عن 25 سنة، في محاولة لضمان سلامتهم، |
Kuraklık yoğınlaştıkça çöl filleri de su arayışıyla uzun yolculuklara girişmek zorunda. | Open Subtitles | مع اشتداد الجفاف على فيلة الصحراء أن تشرعَ أيضاً برحلاتٍ طويلة بحثاً عن الماء. |
Normalde yavru deniz filleri menülerinde yoktur. | Open Subtitles | عادة . لا تكون صغار فقمة الفيل ضمن لائحة الطعام |
Bunlar Afrika filleri. Nedenini öğrenmek ister misin? | Open Subtitles | هذه أفيال إفريقية هل تريدين أن تعرفي لماذا؟ |
Büyük ihtimalle filleri uyutmak için verdikleri bir ilaç. | Open Subtitles | ربما شيء تعطيه للفيلة عندما لا يتمكنوا من النوم |
Hey, filleri çekmekten bahsederken... | Open Subtitles | .. عندما قلت انك ستطلقين الافيال |