ويكيبيديا

    "filmdeki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفيلم
        
    • فيلم
        
    • الفلم
        
    • بالفيلم
        
    • في الأفلام
        
    • بفيلم
        
    Kadınlarda erkeklere özgü hastalık olduğunda -- yani filmdeki Barbara gibi göründüğünde -- tedavi oluyorlar. TED عندما تتعرض المرأة للنموذج الذكوري من المرض ستبدو كباربارا في الفيلم ستعالج
    Şimdi izleteceğim ise filmdeki en sevdiğim görsel efekt. TED التأثير البصري المفضل لدي في الفيلم هو الذى سأعرضه عليك الأن.
    Pixar filmlerine dair başka bir şey ise tüm film bitene kadar filmdeki hiç bir sahnenin bitmiş olarak sayılmaması. TED الأمر الآخر حول بيكسار أنه لا يُعد أي جزء في الفيلم منتهيًا حتى ينتهي الفيلم بالكامل.
    Bir filmdeki bütün sahneleri betimlemek için kelimeleri kullandığınızı hayal edin, en sevdiğiniz şarkıdaki bütün notaları, ya da şehrinizdeki bütün sokakları. TED تخيل أنك تحاول استخدام الكلمات لوصف كل مشهد من مشاهد فيلم ما، كل نغمة في أغنيتك المفضلة، أو كل شارع في مدينتك.
    İşte bu gerilim dramatik ironidir; filmdeki karakterlerin bildiğinden daha fazlasını bilmek. TED هذا التوتر هو المفارقة الدرامية : إنك تعلم شيئا لا تعلمه الشّخصيات في الفلم.
    Zaman zaman, bir filmdeki karakter olabilecek kadar önemli olabilirler. TED وعادةً ما تكون مميزة لدرجة أن تصبح بنفس أهميّة شخصيات الفيلم.
    Aslında filmdeki herkes, gerçek bir karakter gerçek kişi üzerine yazılmış. TED في الواقع، تقريباً كل الشخصيات في الفيلم مأخوذة من شخصية واقعية، إنسان حقيقي.
    12 saat içerisinde, filmdeki Richard Dreyfuss gibi berbat bir şekilde güneş yanığı olmuştum. TED وخلال 12 ساعة كنت مصاب بحروق شمسية مخيفة كريتشارد دريفز في الفيلم
    "The Little Shop of Horros" adlı filmi kaçınız hatırlar, bilmiyorum ama bu şey tam da o filmdeki canavar bitkidir. TED لا أعلم كم منكم يتذكر الفيلم محل الرعب الصغير ولكن هذه أرض محل الرعب الصغير
    Bu filmdeki karakterler gerçektir ve olaylar tarihi gerçeklere dayanmaktadır. Open Subtitles شخصيات هذا الفيلم حقيقية وأحداثه مأخوذة عن حقائق تاريخية
    San Francisco'dayken filmdeki bütün mekanları ziyaret etmiş:... Open Subtitles في سان فرانسيسكو سيذهب في زيارة مقدسة لأماكن تصوير الفيلم
    Filmin konusunu biliyorum ve onun da filmdeki en tatlı şey olduğunun farkındayım. Open Subtitles أعرف أحداث الفيلم وأعرف أنه كان أوسم رجل قد تراه
    Öyleyse, bu senin filmdeki rolün ise, bu seni memnun eder mi? Open Subtitles حسناً, إذا كان هذا دورك في الفيلم هل ستكون سعيد؟
    filmdeki inekler ineğe benzemiyor. Atları kullanmak zorundasınız. Open Subtitles الأبقار لاتبدو كالأبقار في الفيلم يجب أن نستخدم الخيول
    -Adı ne? Şu patlamalı olan filmdeki. Open Subtitles لقد كان في ذلك الفيلم حيث انفجر ذلك الشيء.
    FİLMDEKİ GÖRÜNTÜLERDEN UZAKLAŞMANIZ İÇİN 30 SANİYENİZ VAR. Open Subtitles لديك 30 ثانية حتى تغادر منطقة عرض الفيلم
    Bu çok kötü bir filmdeki en korkunç şeyi görmek gibiydi. Open Subtitles كان هذا مثل مشاهدة أفظع فيلم لأسوأ شيء قد تتخيله يوما
    Her siyah-beyaz filmdeki kötü adam o. Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles هذا الرجل الشرير في كل فيلم أبيض وأسود تظن هذا سيء ؟
    Bu iskeletler, şimdi göstereceğim filmdeki gibi, çok belirli tutumlara sahipler. TED وتلك الهياكل لديها مجموعة من الخصائص المعينة, والتي سوف اعرضها في فيلم.
    filmdeki düelloda adamın en yakın dostu yardımcısı oluyordu ya? Open Subtitles الفلم بالمبارزةِ، صديق الرجلَ الأفضلَ ذَهبَ مَعه كمُساعده ،ثانيته؟
    Tüm bu takıntının kaynağı filmdeki şu çocuktu. Open Subtitles وأصل هذا الهوس بأكمله كان بسبب ذلك الطفل الذي ظهر بالفيلم.
    Çok zekisin. O filmdeki bilgisayar gibi konuşuyorsun. Open Subtitles ماهر للغاية، أنك تتكلّم مثل الحاسوب في الأفلام.
    İnsanlar ne yaptığını anlayacak diye mücadele içinde bulunman gerekmemesi haricinde aynı TV yada filmdeki gibi. Open Subtitles مثل أن تكون في التلفاز أو بفيلم بإستثناء أنك لن تمر بكل تلك المشاحنات مع الناس الذين سيشاهدوه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد