Ne demek istediğinizi anlıyorum ama bu fiyatlarla herkes toner alır. | Open Subtitles | أسمع ما تقول، ولكن في الأسعار لدينا، كل شخص يحتاج الحبر. |
Burada bütün fiyatlarla birlikte, kısıtlamaları da bulursun, her gün değişir. | Open Subtitles | يحتوي هذا اللوح على الأسعار و الأمراض كلّها. وهي تتغير يوميّاً |
Çalışmalarımızı yürüttüğümüz 25, toplamda ise 62 ülkede bugün bu düşük fiyatlarla ilaçlar alınabiliyor. Yaklaşık 550 bin kişi ilaçlardan yararlanıyor. | TED | اليوم هذه الأسعار المنخفضة متاحة في 25 دولة حيث نعمل، وفي المجموع ل 62 دولة. ويحصل حوالي 550 ألف شخص على فائدتها. |
Söylemek istediğim çok uygun fiyatlarla her havada çalışan silahlar alabilirsiniz. | Open Subtitles | مثلما اعتقدت من أجل أسلحة لكل حالات الطقس بأسعار جيدة |
- Defol buradan. Babası, kullanılmış arabaları fahiş fiyatlarla satmaya giderken annesi de bingo oynamaya giderdi. | Open Subtitles | والدها يذهب للعمل، يبيعُ سيارات مستعملة بأسعار جاحدة. |
Kahnweiler hala savaş öncesi fiyatlarla iş yapıyor. | Open Subtitles | كانوايلر ؟ كانوايلر لا يزال على أسعار ما قبل الحرب |
- İncil sana bu fiyatlarla satabileceğini öğretiyor mu? | Open Subtitles | الذهب لا يمكن أن تأكليه، ولكن الجبن نعم. وهل أخبرتك تعاليم الأنجيل أن تطلب مثل هذه الأسعار. |
Hobilerinden biri fiyatlarla oynama gibi sanki. | Open Subtitles | يبدو بأن إحدى هواياتهم هي تحديد الأسعار سوف أخذ هذا على أنك |
- Bunun fiyatlarla ilgisi yok, hesaplarla ilgili. | Open Subtitles | , إنها ليست بشأن الأسعار . إنها بشأن الحجوزات مقدما |
Bu fiyatlarla Charlie, şikayete hakkın yok. | Open Subtitles | لا يجب أن تشكو و أنت تدفع هذه الأسعار |
Bu yükselen fiyatlarla onları kim satın alabilir ki? | Open Subtitles | من يستطيع شراءهم و الأسعار مرتفعة هكذا؟ |
Avrupa'dan en yüksek fiyatlarla erkek modasını takip etmek istiyorum. | Open Subtitles | ... وأزياءالرجالالمثيرين... مباشرة من أوروبا ألى الأسعار المنخفضة جدا... |
Kazak başbakan devam eden düşük fiyatlarla ülkesindeki insanları doyurma zorluğu çekeceklerini... | Open Subtitles | وقال الرئيس الكازاخستاني أنه مع استمرار ضعف الأسعار فالدولة تعجز عن إطعام مواطنيها... |
Frank, bu akşam fiyatlarla ilgilenmiyorsunuz. | Open Subtitles | (فرانك), غير مسموح لك بالنظر الى الأسعار الليلة |
Bu fiyatlarla hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | بهذه الأسعار أنا لست متفاجئاً |
Synthedyne, 2011'de milyonlarca insanı grip yaptı, ilaçları topladı ve yüksek fiyatlarla kara borsada sattı. | Open Subtitles | سيندين تركت المليارات خلال تفشي الأنفلونزا خلال عام 2011. وتخزين اللقاحات وبيعها في السوق السوداء بأسعار طائلة. |
Evet, iyi olanları yüksek fiyatlarla alıyorlar. | Open Subtitles | نعم، لقد اشتروا الصالحين منهم بأسعار باهظة |
Aile üyeleri, ellerindeki her şeyi çok ucuz fiyatlarla satıyor. | Open Subtitles | أفراد أسرهم يبيعون كل شيء ...بأسعار رخيصة للغاية |
Bunun belirlenmiş fiyatlarla yapılan bir iş olması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يكون لهذه التجارة أسعار محددة |
Dünya savaşından önceki fiyatlarla demek istedim. | Open Subtitles | أسعار ما قبل الحرب |