Kuantum fiziğini, felsefik açıdan o kadar rahatsız edici buluyordu ki, kurulmasına yardım ettiği bu kuramı terk ederek, biyolojiye ilişkin yazılar yazmaya başladı. | TED | فقد وجد فيزياء الكم شديدة الفلسفة بشكل مزعج، لذلك ترك النظرية التي ساعد في تكوينها واتجه إلى الكتابة عن علم الأحياء. |
Sonrasında, parıltıdaki kristal oluşumunun fiziğini keşfetti. | TED | واكتشفت فيزياء التكوين البلوري في البريق. |
Var olan dinamiğinizi kullanarak, vücudunuzun fiziğini, aynen bir sarkaç gibi. | TED | بإستخدام الديناميك الموجودة في جسدك .. حيث فيزياء جسدك تعمل .. كما يعمل البندول |
Tesla bir dâhiydi, çünkü daha kimse Dünya'nın fiziğini ve bugün iyonosfer dediğimiz şeyi bilmiyorken hatta anlayamamışken ki iyonosfer dediğimiz şey, yerin 80 kilometre yukarısında iyonlaşmış parçacıklardan oluşan bir katmandır o bunu idrak etmişti ve bunu çeşitli yeni kavramları türetmekte kullanmaya çalışmıştı. | Open Subtitles | تيسلا كان عبقريا لانه قبل اي شخص اخر كان هو من فهم فيزياء الارض او ما نعرفه اليوم ب الغلاف الأيوني |
Kuantum fiziğini inceliyorum. (Fizik Prof., Oregon Ünv.) | Open Subtitles | أنا أدرس فيزياء الطاقة و أحياناً أدرّسها |
Bu mesajları göndermek, etrafımızdaki evrenin fiziğini anladığımızı kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | إرسال هذه الرسائل سوف نثبت أننا نفهم فيزياء الكون من حولنا. |
Burada olmanın tek sebebi ilk başta uyuyup kaçırmama rağmen Youens'in parçacık fiziğini finaline tekrar girmeme izin vermesi. | Open Subtitles | الذين يريدون كل هذا التدريب. السبب الوحيد أنت هنا لأن Youens اسمحوا لي أن أغتنم بلدي فيزياء الجسيمات النهائية |
Takip eden birkaç yıl süresince, iklim değişiminin fiziğini hâlâ araştırırken enerji politikalarının değiştirilmesinin aciliyetini anlatmayı denemeye git gide daha fazla çekildim. | TED | على امتداد السنوات القليلة التالية انجذبت أكثر وأكثر إلى محاولة إبلاغ المطلب الملح لتغيير السياسات الطاقية، وفي نفس الوقت إجراء أبحاث حول فيزياء التغير المناخي. |
Kuantum mekaniğini veya kuantum fiziğini düşünürsek, o zaman, gerçekliğin kendisinin temel dayanağı olarak, Kuantum fiziğinin organik kimyaya dayanak oluşturduğunu söylememiz şaşırtıcı olmaz. | TED | إذا تخيلنا ميكانيكا الكم أو فيزياء الكم، فإنه كأساس أولي من الواقع نفسه، فإذن ليس من المستغرب أن نقول أن فيزياء الكم تدعم الكيمياء العضوية. |
Bana sizin quantum fiziğini yalayıp yuttuğunuzu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أتخبرني انكم هزمتم فيزياء الكم |
Kuantum fiziğini ne kadar incelerseniz o kadar gizemli ve hayret verici bir hal alır. | Open Subtitles | أعتقد بأنك كلما ازددت بحثاً في فيزياء الطاقة... كلما ازداد غموضاً و إثارةً للدهشة. |
Ne kadar az insan gibi hissettikçe o kadar çok bilgiyi ve neredeyse her şeyi kuantum fiziğini, matematiği hücre çekirdeğinin sınırsız kapasitesini anlamaya başladım. | Open Subtitles | يبدو كأنه كلما شعرت أني آدمية بنسبة أقل... . كلما زاد ما أعرفه عن فيزياء الكمّ والرياضة التطبيقية... |
Bu kesitin amacı insanlara daha önce görmedikleri hamburgerlerin görüntüsünü göstermek, hamburgerlerin fiziğini ve kimyasını açıklamak, çünkü ister inanın ister inanmayın, bunun fizik ve kimyayla bir ilgisi vardır, özellikle burgerin altındaki alevlerin. | TED | المغزى من هذا الصورة المقطعية هو ان تعرض للناس منظر للهمبرجر لم يشاهدوه من قبل وان تشرح فيزياء الهمبرجر وكيمياء الهمبرجر لانه صدق او لا تصدق, يوجد علاقة للفيزياء والكيمياء, خذ مثلا, ذلك اللهب اسفل الهمبرجر, |
Şimdi lise fiziğini hatırlayalım. | TED | لنعد الى فيزياء المدرسة |
...ve Kuantum fiziğini yaratırlar. | Open Subtitles | إنهم أنشأوا فيزياء الكمية. |
Kuantum fiziğini bilir misin? | Open Subtitles | هل تهفمين فيزياء الكم؟ |
(Alkış) Buradan çıkardığımız ders: Yüksek performans gerektiren bazı vazifeler diğerlerinden daha kolaydır ve meselenin fiziğini anlamak size hangi vazifenin kolay hangisinin zor olduğunu söyler. | TED | (تصفيق) الدرس المستفاد هنا هو أن بعض المهام عالية الأداء هي أسهل من غيرها، وأن فهم فيزياء المشكلة يخبرك بتلك التي هي سلهة وتلك الصعبة. |