| Ama tüm bunlara ek olarak yapmamız gereken şeylerden biri de yasal göçü kolaylaştırmak. | TED | ولكن إلى جانب إنجاز ذلك كله، أحد الأمور التي يجدر بنا إنجازها هي تسهيل الهجرة القانونية، |
| Bugün dış dünyadan sürekli artan bir insan göçü başka yerlerde yok olmuş bir yaban hayatı manzarasına tanıklık eder. | Open Subtitles | اليوم، وتزايد الهجرة البشرية من العالم الخارجي، يمكن أن تكون الشاهد على مشهد من الوحشية |
| Sonunda, annenin göçü tamamlayamadığı bir yıl geliyor. | Open Subtitles | في النهاية، يأتي عام لا تستطيع فيه الأم إتمام الهجرة |
| beyin göçü ile en eğitimli ve nitelikli olanların gitmesi ve bir daha geri dönmemesi. | TED | هجرة الأدمغة، حيث جميع أفضليه المتعلمين و المؤهلين يخرجون و لا يعودون أبدا. |
| Sen, Tanrım, göçü bizzat yaşadın. | Open Subtitles | انت يا الهي، جعلته يعرف طريق الهجره |
| Ve bu bir kitle göçü değildi. | Open Subtitles | ولم يكن هذا نزوح جماعي |
| Büro bunun bir beyin göçü olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | المكتب يعتقد أنه إستنزاف للعقول من نوع ما |
| Yahudi göçü, onlari korkutuyor ve tehdit ediyordu kendi ülkelerinde. | Open Subtitles | الهجرة اليهودية كانت تهديد بإغراقهم في بلادهم |
| Kambur balinaların doğu sahili suları boyunca yıllık güney göçü süresince insanların tetikte olması gerektiğini söyleyen | Open Subtitles | مع الهجرة الجنوبيّة السّنويّة للحيتان الحدباء على السّاحل الشّرقي. |
| Bu geziyi anne cariboularla olmak ve göçü onların gözüyle görmek için yapıyoruz. | Open Subtitles | نريد القيام بهذه الرحلة لنكتشف ما تمرُّ به أمهات غزلان الرّنّة و لكي نرى هذه الهجرة من منظورهنّ |
| İtalyan hükümeti Belçika kömür madenlerinde güvenlik önlemleri ve çalışma koşulları netleşinceye kadar göçü durdurma kararı aldı. | Open Subtitles | قررت الحكومة الإيطالية وقف الهجرة حتى يكون هناك وضوح بشأن تدابير السلامة وظروف العمل في مناجم الفحم البلجيكية |
| Eminim siz de bu uzaylı göçü saçmalığına inanmıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | وأراهن أنك لا أعتقد أي من هذه الهجرة حماقة الغريبة إما أليس كذلك؟ |
| - Dikenli Vatoz göçüne arazi keşfi başlıyor! - Dikenli Vatoz göçü! | Open Subtitles | ـ أنها رحلة ميدانية إلى الهجرة العظيمة ـ الهجرة العظيمة |
| Hangisini daha çok istiyorsunuz, göçü mü, Kongre'yi mi? | Open Subtitles | سيدي الرئيس إذًا، ما الذي تريد أن تفعله أكثر؟ الهجرة أم الكونجرس؟ |
| Hangisini daha çok istiyorsunuz, göçü mü, Kongre'yi mi? | Open Subtitles | سيدي الرئيس إذًا، ما الذي تريد أن تفعله أكثر؟ الهجرة أم الكونجرس؟ |
| O halde neden yasal göçü kolaylaştırmıyoruz? | TED | فلماذا إذًا لا نسهل الهجرة الشرعية؟ |
| Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü. | TED | وهذه في الواقع أكبر هجرة حيوانية على الأرض. |
| 'Hicret', yani Muhammed'in Mekke'den 622 yılındaki göçü. | Open Subtitles | هي هجرة الرسول محمد الى الكعبة عام 622 ميلادي |
| Avrupalılarında göçü sınırlamasının nedenleri var tabi. | Open Subtitles | الاوروبيون لديهم اسبابهم للحد من الهجره |
| Ocak ayında Masurenlilerin büyük, korkunç göçü görüldü. | Open Subtitles | شهد شهر يناير نزوح مفزع من الـ (ماسوريين) |