ويكيبيديا

    "göbeğinde" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وسط
        
    • بطن
        
    • بطنك
        
    • سرّتها
        
    İster burada, ister bir bataklığın ortasında veya bir Rex yuvasının göbeğinde kamp kur. Open Subtitles لذلك إعمل ما تريده , أقم المركز هنا فى مستنقع , أو فى وسط عش الـ ريكس
    Amerika'nın göbeğinde özel bir operasyon birimi ve kızı kaybediyorsunuz, eliniz boş geliyorsunuz. Open Subtitles ووحده خاصه إلى وسط أمريكا تخسرر الفتاة فلا تكون جنيت شيئاً
    Londra'nın göbeğinde bir uzay gemisiyle. Başka bir gemiyi zirveye çıkarmak istemem. Open Subtitles يوجد بالفعل سفينة فضاء فى وسط لندن ولا أريدهم أن يعرفوا بوجود واحدة أخرى
    O geminin göbeğinde bir sürü bira saklıyor. Open Subtitles وفضله من البيرة انه يحمل في بطن تلك السفينة.
    - "Horton, göbeğinde yıldız olan kızın, vajinasından çıkan sesi duydu." Open Subtitles كورتني اكشفي عن بطنك وامضغي العلم
    kompleksin göbeğinde yer alan büyük binada... üstten ikici katta. Open Subtitles إنها المبنى الكبير وسط المجمع، الطابق الثاني من السطح
    Nazi Almanya'sının göbeğinde bir vekili nasıl bulabilirsin ki? Open Subtitles حيث يمكنك أن تجد بديلا في الجحيم وسط ألمانيا النازية؟
    Şehrin göbeğinde nilüfer yetişmesi çok ender görülür. Open Subtitles من النادر أن أرى زهرة اللوتس تنمو هنا في وسط المدينة
    Seni varoşların göbeğinde, oy verme hakkından yoksun ve çaresiz bir halde bulacağız. Open Subtitles ونحن نجدكِ في وسط الأحياء الفقيرة بين المحرومين والميؤس منهم , حسناً ؟ أتتكلم اللغة الإنجليزية ؟
    Tabiri caizse, tam sorunun göbeğinde oturuyoruz. Open Subtitles نحن جالسون هنا في وسط العاصفة، إذا جاز التعبير
    Hep aklımın bir köşesindeydi bu fikir, ve 20 yıl sonra, profesyonel bir fotoğrafçı olduktan sonra, Sahra'nın göbeğinde büyük bir hikâye çekmek için National Geographic ile konuştum, ve son moda bir uçan makineyle geri döndüm. TED حسناً، ظل هذا الإعتقاد معي، وبعد 20 عاماً، بعد أن أصبحت مصوراً محترفاً، كنت قادراً على التحدث إلى ناشيونال جيوغرافيك عن عمل قصة كبيرة وسط الصحراء الكبرى، وعدت بنوعِ جديدِ من آلات الطيران.
    Seul'un göbeğinde, nükleer bomba patlatacağız. Open Subtitles سنقوم بتفجير قنبلة نووية في وسط سيؤول
    Waikiki'nin göbeğinde o hafta üçüncü alkollü araç kullanma vakasıydı. Open Subtitles كانت تلك القيّادة المرّة الثالثة له في أسبوع في وسط "وايكيكي"
    Lanet olası evrenin göbeğinde yaşıyoruz sanıyoruz. Open Subtitles وكأننا نعيش في وسط الكون اللعين
    Tokyo'nun göbeğinde bir yer fakat bizim olan ve izole edilmiş bir dünya. Open Subtitles يقع هذا المكان وسط [طوكيو]، ولكنه عالمٌ منعزل بحد ذاته
    Veya şehrin göbeğinde Alışkın'ı kullanmayı. Open Subtitles أو أن تستخدم شيطانّ في وسط المدينة حتى
    Şehrin göbeğinde ateş edildi. Open Subtitles إطلاق نار في منطقة وسط المدينة
    Berlin'de, Soğuk Savaşın göbeğinde Sovyet Ekonomisi okumayı iyi fikir sanan şu "mükemmel öğrenciyi" unutun. Open Subtitles إنسَ أمر هذا الفتى الجامعي الذي، من الواضح، أنّه اعتقد أنّ، دراسة إقتصاد السوفيات في برلين في وسط الحرب الباردة، فكرة جيّدة
    Sonra Suzy'nin göbeğinde yaralar oluştu. Open Subtitles وثم ظهرت بعض القروح على بطن سوزي
    Şimdi göbeğinde. Open Subtitles والآن انها على بطنك
    Etrafında toplanalım ve ellerimizi göbeğinde birleştirelim. Open Subtitles ‫لنجتمع حولها ونضع أيدينا على سرّتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد