ويكيبيديا

    "gökyüzünün" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السماء
        
    • والسماء
        
    • السماءِ
        
    • سماء
        
    • السّماء
        
    • وسماء
        
    • للسماء
        
    Antik Yunanlar bir sabah uyanıp gökyüzünün mavi olduğunu fark etmediler. TED لم يستيقظ اليونانيون القدماء يوماً ما ليكتشفوا أن لون السماء أزرق.
    Basın konferansın hoşuma gitti, Sayın Başkan. gökyüzünün düşmediğini bilmek güzel. Open Subtitles استمتعت بمؤتمرك الصحفى من الجيد أن أعرف أن السماء لا تقع
    DA yazın başında bana geliyor ve gökyüzünün düştüğünü söylüyor Open Subtitles لقد قابلني المدعي العام بدايه الصيف واخبرني ان السماء تسقط
    Tardis'i onun kalbine uçurabilirim, tüm yolu şok dalgalarıyla süzülüp gökyüzünün içinden hızla gidip, herhangi bir yerde durabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أقود التارديس مباشرة إلى قلبها وأستقل الموجة الخارجة منها وأندفع عبر السماء ، لأصل إلى أي مكان
    Teşekkürler, Lou, ama bu mavi gökyüzünün en azından bir buluta ihtiyacı var. Open Subtitles شكراً لو .. ولكن هذه السماء الصافية على الاقل فيها غيمة سوداء واحده
    gökyüzünün mavi olduğunu duymak için de meteoroloğa ihtiyaç duymuyorum. Open Subtitles كما أنّي لستُ بحاجة إلى إرصادي ليُخبرني أنّ السماء زرقاء.
    Şeffaf yağmur damlaları gibi, gökyüzünün sırları... bir bir üzerimize düşmeye başladı. Open Subtitles أسرار السماء , الواحد بعد الآخر بدأت بالانهمار فوق رؤوسنا كحبات الندى
    Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. Open Subtitles أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم
    Bir kız gökyüzünün ortasından nereye kaybolur ki? Güzel soru. Open Subtitles من الذي يرغب في خطف فتاة من السماء بأي حال؟
    İyi donanımlılar, iyi organize olmuşlar kızıl gökyüzünün üstündeler, bu da demek oluyor ki onların kaynaklarını, ne bildiklerini bulmak zorundayız. Open Subtitles فهم مُجهّزون جيّداً، و مُنظّمون. وهم يشكّون بأمر السماء الحمراء. و هذا يعني أنّنا يجب أن نجدَ مصادرهم و ما يعرفونه.
    Wei Lordu, size yalvarıyorum, gökyüzünün iradesine itaat edin ve ödülünüzü alın! Open Subtitles الحاكم واي ، أنا ألمح أن تعطي رغبة السماء وتحصل على جائزتك
    Birileri dünyayı tam ortasından açar ve sen de gökyüzünün gerisini görürsün. Open Subtitles شخصٌ يُشرح العالم من اليمين والوسط ويمكنك أن ترى السماء وراء ذلك
    Yukarıya bakmak ve baktığınız gökyüzünün, evrende var olduğu bilinen her şeyi kuşattığını bilmek çok derin bir bilgidir. TED فاختبار النظر إلى الأعلى ومعرفة أن السماء التي تنظر إليها تحيط بكل شيء حي في الكون بليغ للغاية.
    Şimdi ise bir yetişkin olarak, her gece Yunan Mitolojisi'nde tepemizde tükenen o harika gökyüzünün daha da farkına varmaya başladım. TED وكشخص راشد، كنت أكثر إدراكاً بأساطير اليونان العظيمة باللعب في في السماء كل ليلة.
    1400'lü yıllara kadar, müzik gece gökyüzünün şeklinden de görülebileceği gibi Tanrı'nın zihnini yansıtmaya çalışmak için yazılıyordu. TED وبحلول القرن الخامس عشر، فإن الموسيقى التي كانت تكتب حاولت تصوير عقل الرب كما يمكن تصوره في تصميم السماء ليلا
    Yani bu havuz gökyüzünün yere geri gönderdiğinden daha fazla ısıyı gökyüzüne gönderiyor. TED لذا يمكن أن تبعث بركة الماء تلك المزيد من الحرارة إلى السماء ثم تعيد السماء إرسالها إليها.
    Bu fotoğraf, Hubble Uzay Teleskobu'yla çekildi ve Hubble uzaya gönderilmeden önce gökyüzünün karanlık bölgesi olan yere bakılarak elde edildi. TED تم التقاطها بمنظار الفضاء هابل وبتوجيه المنظار إلى مكان في السماء كان خاليا سابقا، قبل إطلاق هابيل.
    Ama gökyüzünün çok ufak bir kısmına işaret edebiliyor. TED ومع ذلك فبإمكانه أن يتوجه إلى منطقة صغيرة في السماء
    Bu kişiler dışarı çıkıp teleskop ile gökyüzünün resmini çekiyorlar, sonra resimden yıldızları ayıklarıp, galaksilere bakıyorlar, ve uzaklıklarını hesaplayıp resmi şekillendiriyorlar, TED يخرجون بتلسكوباتهم يوجهوها الى السماء, يلتقطون صورة، يتعرفون على النجوم ثم يمسحوها من الصورة، ينقبون عن المجرات وكم تبعد ويضيفونها الى الصورة.
    Vahşi şeylerin, geniş kırların, kayaların ve alçalan gökyüzünün sevgisini paylaştı onunla. Open Subtitles مثلما كل الأشياء البريئة لقد بادلته الحب في الأراضي البور الصخور والسماء المنخفضة
    Teğmen, bizim gökyüzünün Kraliçesini röntgene razı et. Open Subtitles الملازم سيرى إذا ملكتنا ملكة السماءِ ستوافق على أخذ اشعة سينية
    Mogadishu'da güzel bir günde, masmavi gökyüzünün altında, bir arabaya yüklenmiş bomba patladı. TED ذات يوم جميل بمقديشو، ذو سماء زرقاء لازوردية، انفجرت سيارة مفخّخة.
    Büyükbabam, gökyüzünün kararacağından her şeyin sessizleşip kuşların ötüşünün kesileceğinden bahsederdi hep. Open Subtitles تكلم دائمًا عن السّماء تصبح مظلمةً و كل شيئ يصبح هادئًا و الطّيور تتوقّف عن الغناء.
    Ruhun umut edebileceğinden ve zihnin saklayabileceğinden daha fazla büyüyen hayat adlı ağacın, gökyüzünün gökyüzü. Open Subtitles هذ جذر الجذر وبرعم البرعم وسماء السماء في شجرةً تدعى بالحياة
    Şimdi Siwa hakkında hatırladığım şey, geceleri gökyüzünün büyüleyici görünümüdür. TED الآن، الشئ الذي أتذكره عن سيوا المنظر السحري للسماء في الليل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد