Her akşam, bölgedeki bir iş kurumu akşam yemeğine sponsor oluyor ve yemeği hazırlaması ve sunması için Gönüllülerden oluşan bir grup gönderiyor. | TED | كل ليلة أحد الأعمال التجارية يرعى العشاء ويرسل فريقاً من المتطوعين الذين يساعدوا في صنع وتقديم الوجبة |
O zamana kadar Gönüllülerden oluşan bir av grubu oluşturabiliriz. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين، علينا الإستعانة بفريق من المتطوعين لإصطياده. |
Gönüllülerden oluşan bir ekip kuruyoruz. Bir yer kiraladık. Giderek daha çok kişiye ulaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا نجمع طاقماً من المتطوعين واستأجرنا مساحة، والأمر ينتشر |
Bunun Gönüllülerden oluşan bir görev olduğunu düşünürsek söylediklerim laf kalabalığı gibi gelebilir. Yani... | Open Subtitles | ,وحيث أنها قليلة الغزارة ...فإنها مهمة تطوُعية |
Bunun Gönüllülerden oluşan bir görev olduğunu düşünürsek söylediklerim laf kalabalığı gibi gelebilir. Yani... | Open Subtitles | وحيث أنها قليلة الغزارة, فإنها مهمة تطوُعية... |
Gönüllülerden oluşan gruplar kışın şehrin dışında neredeyse tüm irtibatları kesilen ailelere yardım götürmek için kapı kapı dolaştılar. | Open Subtitles | مجموعات من المتطوعين الشباب كانت تتنقل من منزل لأخر لمساعدة العائلات والتى فقدت فى الشتاء تقريباً أى صله بالمدينه فى الخارج |
Bir tanesi, biliyorsunuz, buna gerçekten ihtiyacımız var, bir tane yazmalıyız ve -- bununla ne yapacağız, tamam, onu paylaşacağız! Ve diğer insanlar onu geliştirebilecekler -- diyen Gönüllülerden oluşan karışık bir grup | TED | أحدهم كانت مجموعة متنافرة من المتطوعين الذين قرروا فقط، كما تعلمون، نحن نحتاج هذا حقاً، يجب أن نبرمج أحدها، وما سنفعله بما -- حسناً، سنقوم بتقاسمه! وسيستطيع بقية الناس تطويره. |