İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |
İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |
Sadece, devletin yasakladığı ve cezası ölüm olan... görüşlere sahip olduğunuz için değil, bu görüşleri devlet hizmetinde çalışanlara... salık verdiğiniz için suçlusunuz. | Open Subtitles | ليس فقط لاعتناق آراء محظورة من الدولة و التى عقوبتها الموت و لكن للموعظة بهذه الآراء لرجال أقسموا على خدمة الدولة |
Aferin, Larroque! Pek çok farklı görüşlere sahibiz fakat mülkiyet hakkındaki görüşlerimiz birlikte daha iyiye gidecektir. | Open Subtitles | رائع، نحن لانتشارك الآراء ولكنّ ممتلكاتنا قد وُجدت لنا جميعاً |
için ödüllendiremez, ve katılmadıkları görüşlere cevap veremez miyiz? | TED | أو مكافأة الناس على القراءة والرد على وجهات النظر التي تخالف قناعاتهم؟ |
Tam bir demokraside daima bir şeylere alınıyoruz çünkü insanlar daima farklı görüşlere sahip. | TED | وفي جوٍّ من الديمقراطية الحقيقية فإننا عرضة للإهانة باستمرار بما أن الناس يبدون وجهات نظر مختلفة دوماً. |
İçimizde duyduğumuz ses, dışardan gelen görüşlere oranla daha net, daha gür ve daha berrak çıkmaya başlamışsa | Open Subtitles | أعمق وأوضح وأعلى من الآراء في الخارج |
Ben gazete alacağım. "Peter ve Starcatchers" hakkındaki görüşlere bakmak istiyorum. | Open Subtitles | سأذهب لأشتري صحيفة اريد ان ارى الآراء "حول "بيتر و الباحثي عن النجوم |
Peder Bard, kilisenin birçok genç üyesi gibi kendisiyle aynı fikirde olmayan görüşlere karşı tolerans göstermiyor. | Open Subtitles | الأب (بارد)، شأنه شأن أعضاء الكنيسة الشبان... لا يتسامح مع الآراء التي يختلف معها |
- Farklı görüşlere saygı gösterin! | Open Subtitles | -احترموا الآراء المخالفة ! |
Bunlar genellikle eko odası gibidir, haberleri ve fikirleri benzer görüşlere sahip olan insanlara ulaştırırlar. | TED | هذه غالباً ما تكون مثل غرف الصدى، تقدّم الأخبار والأفكار من الناس ذوي وجهات النظر المتشابهة. |
Başka görüşlere. | Open Subtitles | بعض وجهات النظر. |
Farkına varmadığım şey ise, benim trollerin beni bir tür aşıladığı, derimi kalınlaştırdığı, hemfikir olmadığım görüşlere karşı bağışıklık kazandırdığıydı, bu sayede, birkaç ay önce vereceğim tepkileri artık vermiyordum. | TED | كن ما لم أكن أدركه هو أن المتصيدون لي كانوا يدخلون في ذهني تثخين بشرتي ، مما يجعلني في مأمن من وجهات النظر التي _ لا أتفق بالضرورة معها ولذا لم أتفاعل مع نفس الأشياء كما كان من شأنه أن يكون قبل عدة أشهر. |
diğer deniz ve askeri güçlerdeki dostlarımız ve müttefiklerimizin birçoğu da iklim riski konusunda çok net görüşlere sahip. | TED | لدى العديد من أصدقائنا وحلفائنا في القوات البحرية والجيوش الأخرى وجهات نظر واضحة في ما يتعلق بأخطار المناخ. |
#dialoguecoffee buluşmalarından öğrendim ki siyasi hükümlere sahip herkes farklı görüşlere sahip kişileri kötü göstermek için uğraşabilir. | TED | علمتني مقابلات حوار وقهوة أن الناس بمختلف مشاربهم السياسية يمكنهم أن يُرصدوا وهم يشيطنون الآخرين الذي لهم وجهات نظر مختلفة. |
İlk dönemi ve iki tarafın da sevmediği görüşlere sahip. | Open Subtitles | هذه فترة ولايته الأولى ولديه وجهات نظر جعلت منه لا يحظَ بشعبية لدى جانبي الممر (الشيوخ والنواب في الكونغرس) |