Çünkü sonuçta, yetişkinlere bile istatistik hakkında sorduğunuzda aşırı derecede aptal görünüyorlar. | TED | فكما نعلم، حتى البالغين حين تسألهم عن الإحصاء، يبدون في غاية الغباء. |
Daha önce hiç stresli olmamış gibi görünüyorlar, bu imkânsız. | TED | إنهم يبدون وكما إنهم لم يتعرضوا لضغط أبداً، وهذا مستحيل. |
Bilim adamı olmak için fazla genç ve parlak görünüyorlar? | Open Subtitles | انهم يبدون أكثر بريقا وشبابا عن نوعية العلماء اليس كذلك |
Boya damlaması gibi. Öyle görünüyorlar. Bu soldakinde 26 çentik var. | Open Subtitles | إنها تبدو هكذا , بينما التي على اليسار بـ 26 عقدة |
Gerçekten prehistorik ve biraz da korkutucu görünüyorlar. | TED | وهي تبدو قادمة من التاريخ السحيق ومخيفة جداً |
İkizler çok huzursuz görünüyorlar... belki onları yatağa koymalıyız, hı? | Open Subtitles | التوأم يبدوان متعبين ربما يجب علينا أن نُريحهم |
Mükemmel aile gibi görünüyorlar ama karısı evlendikten sonra içki sorununu öğrenmiş olmalı. | Open Subtitles | يبدون كالعائلة المثالية لكن لا بد انها تعرف عن مشاكل شربه عندما تزوجا |
Şimdi onları yakından görünce sandığımdan çok daha az korkutucu görünüyorlar. | Open Subtitles | الآن بعد أن رأيتهم عن قرب، يبدون أقل رعبًا مما ظننت. |
Tabii ki, bu insanlar biliminsanlarına gerçekten benzemiyorlar çünkü fazlasıyla mutlu görünüyorlar. | TED | يالطبع هؤلاء اﻷشخاص لا يبدون أنهم علماء ﻷنهم أكثر سعادة |
Metrodaki insanlar hep mutsuz ve yalnız görünüyorlar. | Open Subtitles | الناس في الميترو دائما يبدون حزناء و وحيدون |
Sizi sevmiyorlar ama en azından iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبونك, لكنهم بشكل عام يبدون بخير |
Sıradan bir motor çetesi gibi görünüyorlar, efendim. | Open Subtitles | يبدون انهم عصابة درّاجة عاديّون ، سيّدي. |
Dışarıdan düzgün görünüyorlar ama içleri deforme. | Open Subtitles | يبدون بشكل جيد خارجيًا لكن دواخلهم مشوهة |
Belki de tümör hücreleri, çizgili kas hücresi görünümünde kalıyorlar, bu yüzden çok nadir gibi görünüyorlar. | TED | ربما تتخفى خلايا السرطان كخلايا عضليّه، ولهذا تبدو وكانها نادرة الوجود. |
Ve buradaki tüm bu kristaller mikroskop altında birkaç dakika önce öldüler, canlı gibi görünüyorlar. | TED | وكل هذه البلّورات هنا تحت المجهر كانت ميتة منذ بضع دقائق، والآن تبدو حية. |
Bazıları rüzgar gibi ve bazıları dalga gibi ve bazen canlı bazen de matematik gibi görünüyorlar. | TED | بعضها يبدو مثل الرياح و البعض الاخر مثل الموجات واحيانا تبدو كانها حية و في احيان اخرى تبدو كانها رياضيات |
Bu bulutlar her yeri bombalıyorlar, fakat buradan, aşağıdan, incelikle, yavaş yavaş hareket ediyor gibi görünüyorlar tıpkı diğer çoğu bulut türü gibi. | TED | تمر هذه السحب بانفجارات، ولكن هنا من أسفل، تبدو وكأنها تتحرك برشاقة وبطء، مثل معظم السحب. |
Sadece ıssız değil, aynı zamanda düpedüz tehlikeli görünüyorlar. | TED | فهي لا تبدو مقفرة فحسب فهي تبدو خطيرة بصراحة. |
Dost gibi görünüyorlar, ama adam onunla ne biçim konuşuyor. | Open Subtitles | يبدوان صديقين لكنّه يتحدّث معه بطريقة بذيئة |
Bu ikisi, savaşta gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ وكأنهم كَانوا في حرب , الإثنان. |
Bay Finestein ve Bay Kreplich geldi. Biraz kızgın görünüyorlar. | Open Subtitles | إنه السيد فينستين و السيد كربليش يبدو أنهم منزعجين لحد ما |
Sağ ve sol elleriniz gibi, aynı görünüyorlar fakat sağ elinizi eldivenin sol tekine sokmaya çalışmak aynı olmadıklarını kanıtlıyor. | TED | كيديك اليمنى واليسرى، تبدوان متشابهتين، لكن محاولة وضع يدك اليمنى في القفاز الأيسر يتثبت أنهما ليستا كذلك. |
Büyükannem ve kardeşlerim gibi bazıları okumak için doğmuş gibi görünüyorlar, sanki tarihleri yollarından çekilmiş gibi. | TED | البعض، كجدتي وإخوتي، بدوا كما لو أنهم خُلقوا وهم يقرأون، كما لو أن التاريخ تفاداهم. |
- Ayrıca güzel görünüyorlar. - Çok komiksin. | Open Subtitles | ــ بالإضافة , مظهرها جيّد ــ أنتِ مسليّة |
Yırtıklar büyüyünce korkunç görünüyorlar. | Open Subtitles | يجب أن تقبض على هذه الشقوق مبكراً أو سيصبح منظرها كالجحيم |
Evde kalmayı tercih ederlermiş gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | منظرهم يوحي بأنه من الأفضل لهم البقاء في المنزل |
Ben, buradan bakınca bunlara, tamamen aynı görünüyorlar bana. | Open Subtitles | أنا أجلس هنا , وأنا أبحث في هذه , وتبدو متماثلة بالنسبة لي. |
Aile resimlerine baktığımızda, çok ortak yanları yokmuş gibi görünüyorlar. | TED | بالنظر إلى صور أعضاء عائلتهم، لا يبدو أنهما يشتركان في أمور بشكل عام، أ ليس كذلك؟ |
Dalgalar büyüyor gibi her dakika daha da güçleniyor gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | موجات الكهرباء تلك يبدو أنّها تزداد حدّة و قوّة بمرور الوقت |
Bu konunun etrafından dolanıp üstünden geçmeye, başka konulardan bahsetmeye pek meraklı görünüyorlar. | TED | و يبدو انهم حريصين على أن يتجنبوا هذا الموضوع و يتحدثوا عن شيء اخر |
Sıradan askerlerden daha iri görünüyorlar uzun boyları bizim cılız kalmış askerlerimizle tam bir tezat oluştuyordu. | Open Subtitles | بدوا أكبر من الرجال العاديين أشكالهم الطويلة المستقيمة كانت واضحة بالمقارنة إلى جيوشنا الصغيرة الحجم للمجنّدين الشاحبين |