Harika görünüyorsun, anne. Ama asıl önemli olan kendini iyi hissetmen. | Open Subtitles | تبدين رائعة يا أمّى ولكن ما يهم فعلا أنك تشعرين بتحسّن |
Hayır, o bizim kiramız. Bunda şansını denemelisin. Seksi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا انها ايجار يجب ان تعملي علية تبدين جذابه الليله |
Benim işe dönmem lazım. Çok güzel görünüyorsun. Kartım onda. | Open Subtitles | انت وحدك تماما يجب ان اعود الي العمل تبدين رائعه |
Bana kalırsa beş altı ay öncesinden çok daha iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | أظنك تبدو أفضل مما كنت عليه قبل 5 أو 6 أشهر. |
Ama bu günlerde gittikçe şirinleşiyor olmalısın ki, gözüme öyle görünüyorsun. | Open Subtitles | لكنك تبدو ألطف هذه الأيام لأنك تبدو لطيفاً بالنسبة إلى الآن |
Üzgünüm, evlat, ...ama bana emir verirken çok aptal görünüyorsun. | Open Subtitles | انا اسفه يابني ولكنك تبدو كالرئيس عندما تعطي لي الاوامر |
Hayır harika görünüyorsun. Özellikle Lion's Head'deki akşam yemeği için. | Open Subtitles | لا انتي تبدين رائعه خاصه للعشاء في مطعم رأس الاسد |
— Sense gayet mutlu görünüyorsun! — Pekâlâ, artık yatma zamanı, genç adam. | Open Subtitles | ــ مؤكد أنّكِ تبدين سعيدة بذلك ــ حسناً، اذهب إلى سريرك يا فتى |
Kongreye protesto yazısı yazacak gibi görünüyorsun. - Sağlık Bütçesini protesto adına. | Open Subtitles | تبدين كما لو انك ستراسلين عضو من الكونجرس للاحتجاج على التخفيضات الطبيه |
- Çok güzel görünüyorsun. Saçlarınla hiç olmadığın kadar bal kabağı gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | بتمشيطة شعرك على هذا النحو تبدين على طبيعتك أكثر من أي وقت مضى |
Vay canına, Maggie, inanılmaz görünüyorsun. Yani, tuvalette üstünü değişen biri için. | Open Subtitles | ماغي , أنت تبدين جميلة أعني لشخص يغير ملابسه في مكان عام |
Sen de güzel görünüyorsun, ama Riya'dan biraz daha az. | Open Subtitles | تبدين جميلة أنت أيضاً .. لكن أقل من ريا بقليل |
Sanırım sen popüler değildin. Seni görmek ne güzel. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انكِ لم تكونى كذلك من الرائع ان اراك تبدين رائعة |
İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? | Open Subtitles | تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟ |
İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? | Open Subtitles | تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟ |
-Sen misin? Gayet iyi görünüyorsun. Gel buraya dostum, oturman lazım. | Open Subtitles | تبدو بصحة جيدة ، تعال يا صاح عليك الجلوس ، هيا |
-Gitmesi gerekmezdi. -Teşekkür ederim hayatım. Sen de çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | ليس عليها ان تذهب شكراً يا عزيزي, تبدو بحالة جيدة ايضاً |
Bilmem ki, jokey olmak için hala fazla uzun görünüyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أعرف. أنت تبدو أطول من أن تكون فارس |
Başka bir yerde olmayı dileyen bir adam gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | كنت تبدو وكأنها رجل متمنيا انه كان في مكان آخر. |
Hayır Charlie, senin bilete ihtiyacın yok çünkü biletin varmış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا يا شارلي.. أنت لا تحتاج لتذكرة لأنك تبدو كمن لديه تذكرة |
Kıllı, çirkin bir piliç gibi görünüyorsun, adamım. Bu annenin makyaj malzemelerimi? | Open Subtitles | تبدوا مثل دجاجة مشعرة قبيحة يا رجل هل هذه مساحيق مكياج امك؟ |
Biraz sonra oraya çıkmak zorundasın ve Courtney Love gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ هناك قريباً، وأنت تَبْدو مثل حبَّ كورتناي. |
Televizyon arka planında sessizce dinlerkenki görüntüne nazaran gerçekte daha genç görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو أصغر سناً وجهاً لوجه من مظهرك عندما تتوارى في خلفية التلفاز |
Sevişmemizden hoşlandığını söylediğini unutmuş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | شكلك نسيت تقولي انك عجبتك فكرة اننا نمارس الجنس |
Tamam, tüm olanlardan sonra sen iyi görünüyorsun, öyleyse ben senin adına sevindim. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنك منسجم مع كل هذا إذا أظن أنني سعيد من أجلك |
Canavarla konuşma büyüsü yapıyorum ve "Merhaba iyi görünüyorsun." diyorum. | Open Subtitles | ألقي تعويذة التكلم مع الوحوش و أقول : مرحباً تبدون بشكل جيد |
İyi görünüyorsun! | Open Subtitles | هذا سئ يارجل , يبدو منظرك جميل الان خذ هذا الراديو |
Sen ondan on kat daha iyi görünüyorsun! | Open Subtitles | وتبدين فى حالة أفضل عشر مرات مما كانت تبدو عليه. |
Bugün ne kadar da güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | هَلْ لي أَنْ تَقُولُ كَمْ رائع تَنْظرُ اليوم؟ |
Ayrıca, o elbise içinde harika görünüyorsun. Sadece bu kısmını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أيضاً, بدوت رائعاً جداً بذلك الفستان لقد تذكرت ذلك الجزء للتو |
Kocasını kaybetmiş bir kadın gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | وتبدو وكأنك حزين لفراقه مثل حزن الزوجة التي فقدت زوجها |
Haber iyi olmuş, şen de harika görünüyorsun. | Open Subtitles | إسمعي، مما فهمتة أن الجزء رائع وأنت تبدي عظيمة |
Kadınları üniformalı severim; ama buna hayran kaldım harika görünüyorsun. | Open Subtitles | أوتدرين، أحبالمرأةالمُرتديةالزي الرسمي، لكن عليّ أنّ أصرح أنّ بها المظهر. |