Yani kendimi, farklı gördüğüm değil, gözlüklü ve farklı göründüğüm bir göz testiyle ilişkilendirmiştim. | TED | ارأيتم؟ لقد ربطت فحص الرؤية بارتداء النظارات وبأن أبدو مختلفاً، وليس بالرؤية بشكل مختلف. |
Tamam, aslında göründüğüm kadar hoş biri değilim. | Open Subtitles | حسنًا، أنتِ تعلمين, أنا لست لطيفًا كما أبدو. |
Bütün gün canım çok sıkkındı. Böyle aksi göründüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | كنت منزعجاً طوال اليوم, آسف لكوني أبدو كثير الشكوى |
En son ihtiyacım olan porselen bebek gibi göründüğüm bir resim daha. | Open Subtitles | الشيء الأخير الذي أحتاجه . . صورة أخرى لي أبدو فيها مثل دمية خزفية |
Güzel göründüğüm kıyak hayatıma geri döneceğim. | Open Subtitles | سأعود للإبحار خلال حياتي عبر مظهري الجميل |
Kötü göründüğüm anlar hariç. | Open Subtitles | ماعدا إذا لم أبدو في حالة جيّدة قل أنا كذلك على أية حال |
Pekala, bir buçuk gündür uçakta olmama rağmen bayağı iyi göründüğüm gerçeğini bir kenara bırakırsak bana havaalanında elinde çiçeklerle ve brozlaşmış yaz sonu teninle böyle pusu kuramazsın | Open Subtitles | حسنا ، بغض النظر عن حقيقة أننى أبدو بحالة جيدة للغاية باعتبار أننى كنت بالطائرة تقريبا لمدة يوم و نصف أنت لا يمكنك أن تستقبلنى فى المطار بمجرد زهور |
- Bilmiyorum, Max. Belki en uygun zamanda hayatına girip çıkıyormuş gibi göründüğüm içindir? | Open Subtitles | ربّما لأنني أبدو متقلّبة بداخل أو خارج حياتك عندما يكون أكثر ملاءمة؟ |
Eskiden göründüğüm gibi biri olmadığımı söylemek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أخبرك.. أنني لست من كنت أبدو سابقًا |
Hey, düşündüğüm gibi görünüyorsun. Ben göründüğüm gibiyim. | Open Subtitles | هيي ، أنت تبدو كما أشعر و أنا أشعر كما أبدو |
En iyi göründüğüm yer neresi, burası mı? | Open Subtitles | كما تعلمين، أعني، أين أبدو بأبهى حللي، هنا؟ |
Belki de bunun sebebi makyajlı gibi göründüğüm halde makyaj yapmamış olduğum gerçeğidir. | Open Subtitles | ربما حقيقة أنني أبدو كمن يضع مساحيق التجميل, لكنني لستُ كذلك. |
"Küçük göründüğüm kadar hızlı büyüyorum ondan. | TED | "بقدر الصغر الذي أبدو عليه، أنا أكبر في السن أسرع منه. |
İyi göründüğüm zaman görmezden geliyorsun, şimdi de yüzümde... | Open Subtitles | تتجاهلني عندما أبدو جميلة. ومع هذه المساحيق على وجهي... |
Perşembe olduğu düşünülürse iyi göründüğüm söylenebilir. | Open Subtitles | ـ أبدو جيدة لمساء الخميسِ، حسناً؟ |
Evsiz, parasız ve arabasız olduğum... ve berbat göründüğüm düşünülürse seninle gelmemde fayda var. | Open Subtitles | نظراً إلى أنني مشردة و مفلسة و بلا سيارة و لآ أبدو في أفضل أحوالي فأعتقدأننيسأذهبمعك ، |
Hayır, ben büyük konuşurum ama göründüğüm kadar azimli değilimdir. | Open Subtitles | لا, كلامي كبير, ولكني لست صلب كما أبدو. |
göründüğüm gibi beceriksiz değilim. Sadece zamanın geçmesini engelleyemiyor. | Open Subtitles | لست أحمق كما أبدو إنها لم تعطني قدري. |
Biçimsiz olduğumu ve dans derslerini mayoda kötü göründüğüm için bırakmamı söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنني حالة بلاهة وعلي التوقف عن حصص الرقص بسبب مظهري بثوب الرقص |
Beni ben olduğum için seven kız için nasıl göründüğüm için değil. | Open Subtitles | للفتاة التي تهتم بي عن شخصي لا عن مظهري |
Bu noktada birçok erkek nasıl göründüğüm hakkında yorum yapıyor olur, ama bu da güzel. | Open Subtitles | عند هذه النقطة، أغلب الرجال ... سيعلقون علي مظهري... |