3 yıl önce kız kardeşim burada evlendiğinde gözüme çok normal görünmüştü. | Open Subtitles | بدى هذا المكان طبيعيا جدا عندما تزوجت أختي هنا قبل ثلاث سنوات |
Ki bu gelişigüzel görünmüştü ama tahmin ettiğinden daha çok işine yarayabilir. | Open Subtitles | بدى الأمر عشوائيًّا، لكنّه أصبح أكثر طواعيّة مما تتخيّل فيما بعد. |
Tiksindirme terapisini savunmam ama o an için mantıklı görünmüştü gözüme. | Open Subtitles | أنا لستُ خبيراً في معالجة التحويل وصد الجسد لكنّي ظننت أن الأمر بدى منطقي في تلك اللحظة |
Çabamıza ve zamanımıza değecek münasip bir yatırım olarak görünmüştü. | Open Subtitles | لقد بدا الأمر وكأنّه إستثمار لائق لوقتنا ومجهودنا |
Garip görünmüştü. | Open Subtitles | لقد بدا ذلك غريباً |
Ama anne, onu o konuda dinlerken çok zeki görünmüştü. | Open Subtitles | حينما استمعتُ لحديثه عنها بدى شخصًا ذكيًا |
-İlk başlarda mucize gibi görünmüştü. -Olumsuz etkilerini tahmin edemediniz mi? | Open Subtitles | بدى الأمر كمعجزة في البداية - ألم تأخذوا في الحسبان الآثار الجانبية؟ |
Yazarken gözüme daha uzun görünmüştü. | Open Subtitles | بدى أطول عندما كنت أكتبه. |
Yeni üyelerimizin yanında Todd'a teklif etmemek biraz kötü görünmüştü. | Open Subtitles | مع كل أعضائنا، بدى الأمر محرجاً من أن لا نسأل (تود) للإنضمام |
O an güzel bir fikir gibi görünmüştü. | Open Subtitles | بدى الأمر كفكرة جيدة وقتها |
Sen Shado'yu öldürdüğünde epey kolay görünmüştü. | Open Subtitles | لكنّه بدى سهلًا جدًّا حين قتلت (شادو). |
Çok masum görünmüştü. | Open Subtitles | لقد بدا الأمر غير مؤذ |