Bir kız, erkeklere çekici görünmek için daima böyle şeyler yapar. | Open Subtitles | تستطيع الفتاة أنْ تفعل دائماً أشياء لتبدو أكثر جاذبية بالنسبة للأولاد. |
Daha genç görünmek için büyük bir çaba harcıyordu. | Open Subtitles | ولكنها بذلت جهداً كبيراً لتبدو في الـ 35 |
Seksi görünmek için senin seksi gömleklerinden birini giyiyor. Yorganın üzerinde yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أضع واحده من القمصان لكي أبدو مثير اريد ان افعلها في الاعلى |
Böyle görünmek için aldığım İnanmayı tercih ederlerse tek şeyin bu olduğuna inanmayı seçerlerse, öyle olsun. | Open Subtitles | ..إذا اختاروا أن يصدقوا أن هذا هو الشيء الوحيد الذي آخذه، لأبدو هكذا فليكن، يجب أن يكونوا أذكى من ذلك |
Muhtemelen farklı görünmek için estetik ameliyatı oldu. | Open Subtitles | ربما أجرى عملية تجميلية ليبدو مختلفاً على أي حال |
Harika görünmek için çok para harcamak zorunda değilsiniz. | TED | فانت لا تحتاج ان تصرف مالاً كثيراً لكي تبدو رائعاً |
Dinle. Düğün gününde bana mükemmel görünmek için kendini gelinliğe sığdırmak zorunda değilsin. sen zaten dünyadaki en güzel kadınsın. | Open Subtitles | او تنظفين المراب وانت ترتدين ثياب العمال او كرات الغجر السحرية للتنبؤ التي تملكينها استمعي الي لا تحتاجين الى ان تحشري نفسك في فستان زفاف لتبدي مثالية لي انت اصلا اجمل امراة في العالم |
İnsanlar kendilerine yakıştığını düşündüğü gibi görünmek için çok çaba sarf ediyorlar. | Open Subtitles | الناس يبذلون أقصى جهدهم ليبدون كما يظنون أنه يجب أن يبدون عليه. |
Neden deli görünmek için bu kadar çok çabalıyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا تحاول فعل الأشياء الصعبة لتبدو مجنوناً؟ |
Muhteşem görünmek için muhteşem paralar harcamaya gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لإنفاق مليون لتبدو بصورة مليون |
Kurşun geçirmez yeleği güzel görünmek için giymiyorsunuz. | Open Subtitles | فأنت لا ترتدي السترة المانعة للرصاص تحت قميصك لتبدو جميلاً |
Genç görünmek için elinizden geleni yapın, başlangıç olarak şu sakaldan kurtulun... | Open Subtitles | عليك أن تفعل ما بوسعك لتبدو أصغر بدأً باللحية |
Eğitimsiz biriymiş gibi, çete üyesiymiş gibi görünmek için elinden geleni yapman sorun. | Open Subtitles | مشكلتي أنّك تمضي في طريقك لتبدو كغير متعلّم وكعضو عصابة |
Yoksa bunu iyi görünmek için mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أم انك تقول هذا لتبدو بمظهر جيد؟ |
Biliyorum, yaşlı görünmek için istiyorum.. | Open Subtitles | أعلم، لكن لكي أبدو أكبر في السن. |
- Daha genç görünmek için ne yapabilirim acaba? | Open Subtitles | مالذي يمكنني فعلـه لكي أبدو أصغـر ؟ |
Normal görünmek için yaptım. | Open Subtitles | فعلتُ ذلك لكي أبدو طبيعية. |
"Ben de daha akıllı görünmek için ukala bir yayına gönderme yapıyorumdur kesin." | Open Subtitles | وأنا على الأرجح أشير الى شيء سمعته في النشرة الصوتية لأبدو أذكى |
Blöftü. İyi görünmek için blöf yaptım | Open Subtitles | كانت مزحة كنت أمزح لأبدو لطيفا |
Şüpheyi üzerinden atıp kahraman gibi görünmek için planladı her şeyi. | Open Subtitles | فبرك الأمر كله ليبدو بطلاً، و استبعاد نفسه عن لائحة المشتبه بهم |
Masum görünmek için bile bile hata yapıyorsun. | Open Subtitles | أنّك تركتب الأخطاء بعمد لكي تبدو برئيًا. |
Sen genç görünmek için nasıl hile yapabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك انتِ الغش لتبدي اصغر؟ |
Müşterileriniz genç görünmek için haftada binlerce dolar mı harcıyor? | Open Subtitles | يُنفق زبائنك آلاف الدولارات بالأسبوع ليبدون صغاراً فحسب؟ |
Yarın az da olsa iyi görünmek için biraz uyumak istiyorum. | Open Subtitles | أنني أريد أن أحظى ببعض النوم لأنني أتتوق لغدٍ |