görüyorsun Alice, koştum, koştum ve koştum, ve yolda unutmadığım bir planım vardı. | Open Subtitles | كما ترين آليس لقد ركضت طويلا كانت لدي خطة ولم انسها برغم المسافة |
Nereye gidersen git herkesin ve her yerin içindeki güzelliği görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين الجمال في كل شيء وفي كل شخص أينما تذهبين |
Şimdi neye sahip olduğunu görüyorsun ve neler olacağını kucaklıyorsun. | Open Subtitles | إنك ترى ما لديك الآن، وتحتضن ما تراه أمام عينيك. |
görüyorsun, bu genç bayan da aynen kardeşimin kızı gibi düşünüyor. | Open Subtitles | أترى , تلك السيده الصغيره تقول بالضبط ما تقوله ابنه اختى |
görüyorsun, kafasına silah dayadım, senin bütün sorularının cevaplarını barındıran kafasına. | Open Subtitles | أترين أنا لدي مسدس على راسه رأس يحتوي على الإجابات لأسئلتك |
Yani, hadi ama. Bunu sen de görüyorsun değil mi? | Open Subtitles | انا اعني ،، هيا ، انتي تري هذا اليس كذلك؟ |
Bence sen sadece bir dizi sağlam kas görüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما ترينه هو مجموعة عضلات شكلها جميل |
Vücudumun benim asla göremeyeceğim yerlerini... görüyorsun. | Open Subtitles | أنت تَرى أجزاءَ من جسمِي التي لن يمكنني ان اراها. |
İnsanların hep iyi yanını görüyorsun ve bu gerçek yanlarını görmeni engelliyor. | Open Subtitles | أنت ترين الجانب الأفضل ،فقط في الناس وهذا يعميك عما يكونون حقًا |
"Hai Lai," sen sadece buzdağının küçük bir kısmını görüyorsun. | Open Subtitles | هايلي ، أنتِ ترين فقط حافة صغيرة من الجبل الجليدي |
görüyorsun, her şey ninni tekerlemesi kadar kaçınılmaz oldu. | Open Subtitles | لذا فأنت ترين أنه لم يكن هناك مفر من الشئ كله تماماً مثل أغنية الروضة |
- görüyorsun...hepsi gitmişler. | Open Subtitles | أنتِ ترين .. عزيزتي ؟ لقد ذهبوا جميعاً الآن. |
Böylece görüyorsun, bütün olanlar ninnideki gibi kaçınılmazdı. | Open Subtitles | و كما ترين فالموضوع كله كان محتوما مثل قافية القصيده |
Onlar gibi olmadığını biliyorum, kurban ne görüyorsa sende onu görüyorsun. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تعمل مثلهم، أن ترى ما تراه الضحية. |
Bir gün haça bakıyorsun ve çarmıhta ölmek üzere olan bir adamı görüyorsun. | Open Subtitles | فى احد الايام تنظر الى المصلوب ، وكل ما تراه هو رجل يموت على الصليب |
görüyorsun ya, Papi, hayatıma bakabilir ve hiçbir şeye ...sahip olmadığımı düşünebilirsin. | Open Subtitles | أترى يا أبى ربما يمكنك النظر لحياتى كأننى لا أملك أى شيئ |
Yani görüyorsun, bu gece bir şey yapmana gerek yok. Zaten ölecek. | Open Subtitles | أترى , ليس عليكَ أن تفعل أي شئ إنها ستموت بأي حال |
görüyorsun ya, Geçit İttifakı Anlaşması'nı imzalayan bütün devletler Yıldız Geçidi programında yetkili olmasına rağmen patronlarım sık sık olaylardan haberdar edilmezler, özellikle üste daha hassas gelişmeler meydana geldiği zaman. | Open Subtitles | أترين ؟ على الرغم أن جميع التحالفات الموقعين على إتفاقية في الواقع شركاء في برنامج بوابة النجوم |
Hergün iyi insanların öldüğünü görüyorsun ve hala tanrıya mı inanıyorsun? | Open Subtitles | تري اناس صالِحون تَمُت كل يوم و لازلت تؤمن بالله ؟ |
Sonra onu şeytan olarak görüyorsun o zaman da söylediği ve yaptığı herşey yanlış olmalı. | Open Subtitles | ثم ترينه الآن كشيطان و أنه مخطئ فى كل ما يقوله أو يفعله |
Bana neden ihtiyaçları olduğunu görüyorsun. | Open Subtitles | نعم. حَسناً، الآن تَرى الذي يَحتاجونَني. |
Sanırım bu sana bir heyecan veriyor. Küçük kirli bir heyecan. Sanırım beni kendi özel kirli kartpostalın olarak görüyorsun. | Open Subtitles | أفترض بأن هذا يمنحك الاثارة , اثارة قذرة و صغيرة أفترض أيضاً بأنك تراني ملكا لك |
İsterim ama görüyorsun ya, sadece bir tarafı oluyor. Çok sert çekme. | Open Subtitles | اود ذلك لكن كما ترى تعمل من جهة واحدة وليس من جهتين |
Emekli olmadan önceki son cinayet vakası. Kaç ceset görüyorsun burada? | Open Subtitles | آخر جريمة قتل قبل أن أتقاعد كم جثة تراها هناك ؟ |
Çünkü o çifte baktığın zaman, birlikte olmaması gerektiğine inandığın bir başka çifti görüyorsun. | Open Subtitles | لأنّه عندما تنظر إلى ذلك الثنائي ، تشاهد شخصين آخرين لم يكتب لهما أن يكونا معاً |
görüyorsun neye vardığını dünyamızın. | Open Subtitles | أنت ترى العالم يا فولامنيوس وترى كيف تجري الأمور |
Eşikteki çizikleri görüyorsun. | Open Subtitles | واطسون اترى اثر الخف هذا على عتبه النافذه |
görüyorsun ki Shawn, bazen o kadar derine inmene gerek yoktur. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ. أرأيت أحياناً، شون، لا يجب عليك الحَفْر لتصل للعُمقِ. |
Hepimizi görüyorsun. Bütün o ruhları. | Open Subtitles | انتِ تشاهديننا ، تشاهدين الأرواح التائهه |