İşte modeli görüyorsunuz: bir resepsiyon binası ve yeraltı park yeri. | TED | وهنا ترى النموذج ، مبنى الاستقبال وبعض مواقف السيارات تحت الارض. |
Ve sağ üst köşede bir tür siyah dumanın sahile doğru ilerlediğini görüyorsunuz. | TED | وفي أعلى اليمين ترى هذا الشئ الاسود نوع من السحابة تتحرك نحو الساحل |
Burada 1960'dan 2010 yılına kadarki 50 yıllık çalışmamızı görüyorsunuz. | TED | فهنا ترون من 1960 إلى 2010 50 عاما من الدراسة. |
görüyorsunuz ki, pil burada bu olanağı sağlayan anahtar cihaz. | TED | كما ترون, البطارية هي المفتاح الذي يعمل على تشغيل الجهاز. |
O kadar basit değil. görüyorsunuz tüm yeni teknolojilerin düşmanı vardır. | Open Subtitles | إنها ليست بسيطة ، كما ترين التقنية الجديدة دائماً لها أعداء |
karnının üzerindeki küçük irinli sivilcemsi şeyleri ve küçük kraterleri görüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أترى كل هذه البثور المتقيحة الصغيرة والفوهة الصغيرة , كل شئ انها البطن؟ |
Şimdi, burada beynimin elektromanyetik dalgalarının bu göstergeyi yarıya kadar kaldırdığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | والآن، ترى هناك الموجات الكهرطيسية لدماغي تقوم برفع ذلك المؤشر للمنتصف تقريبا |
görüyorsunuz ya, umutsuz bir vaka, değil mi, Albay Fitzwilliam? | Open Subtitles | ولذا كما ترى أنها قضية ميؤس منها,أليس كذلك كولونيل فيتزوليم |
görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış uzayla ilgilenmiyorum... | Open Subtitles | ترى ذلك كولونيل أونيل الحقيقة هي أنا لست ففقط مهتما بالفضاء الخارجي |
Hortumun rüzgarını değil gördüğünüz gibi onun oluşturduğu hasarı görüyorsunuz. | Open Subtitles | انك لا ترى الإعصار نفسه انك ترى ما فعله الإعصار |
Burada viyadükten bir parça görüyorsunuz. Ve göreceğiniz gibi korozyon her yanını kaplamış. | Open Subtitles | ويمكنك أن ترى هنا بعض من قطع ذلك الجسر والتى حدث بها تآكل. |
Bu çalışmaların ne kadar ettiğini görüyorsunuz. Herhangi bir hasardan sorumlusunuz. | Open Subtitles | أنتَ ترى كم قيمة هذه الأعمال أنت مسؤولاً عن أيةِ أضرار |
Faşist aynaya baktığınız zaman, kendinizi olduğunuzdan çok daha güzel görüyorsunuz. | TED | عندما تنظرون في مرآة الفاشي، ترون أنفسكم أجمل كثيرًا من الواقع. |
Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. | TED | في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل. |
Ve böylece bu şeyleri görüyorsunuz. Her zaman sadece gülümsemiyorum. | TED | وإذن ترون مثل هذا. وليس الأمر أني دائما ما ابتسم. |
Sosyal faaliyetler için yeni referans düzlemleri, yeni yer düzlemleri görüyorsunuz. | TED | إذاً ترون مستويات صِفرية جديدة أو سطوح أرضية جديدة للنشاط الاجتماعي. |
görüyorsunuz, dünya daha da ısınıyor ve küresel ısınma bir gerçek. | TED | أنتم ترون أن العالم يزداد حرارة، و التغير المناخي حقيقة واقعة. |
görüyorsunuz, hepsini yıkadım bugün ve onlarla hiçbirşey yapamam | Open Subtitles | كما ترين ، لقد غسلتهم اليوم ولكننى لا أستطيع عمل شئ بهم |
görüyorsunuz, efendim, ben cesedi görür görmez, bir şeylerin yanlış olduğunu hemen anladım. | Open Subtitles | أترى ؟ حالما رأيت الجثة أحسست بشيء غير مريح |
'Farece' konuşmuyoruz tabi ki. Bunun yerine bir mandalımız var. Hayvan eğitimlerinde standart bir yöntem ki onu şurada görüyorsunuz. | TED | نحن لا نتحدث بلغة الجرذان، ولكن لدينا الطقاقه، طريقة قياسية لتدريب الحيوانات، الذي تراه هناك. |
İşte böbrek yapısını basan yazıcı tam burada. işte görüyorsunuz. | TED | هذه هي الطابعة الفعلية الآن، وقد كانت تقوم بطباعة هيكل الكلية الذي ترونه هنا. |
Ekranın üst kısmında argiope bahçe örümceğine ait kılavuz lifinin tekrar ünitesini görüyorsunuz. | TED | في اعلى الشاشة تشاهدون وحدة مكررة من خيط الجذب من عنكبوت الحديقة المتعرج |
Burada böceklerin uçarlarken takip edilmekte olduklarını görüyorsunuz, aslında eğlenceli bir şey. | TED | هنا يمكنكم رؤية الناموس و نحن نتتبعه أثناء طيرانه وهو شي ممتع |
İşte görüyorsunuz... böylece On İki Maymun Ordusunu tarihin sayfalarına geçireceğimi... daha benim aklımın köşesinden bile geçmemişken o biliyordu. | Open Subtitles | لذى انت تراها ، تعرف بأننى سأخرج بجيش القرود الاثنا عشر للوجود قبل ان افعل ذلك حتى |
İşte burada görüyorsunuz -- bu -- kulelilerin bir tür röntgeni -- kuleler tamamen müteahhit tarafından karar verildi. | TED | حتى هنا يمكنكم أن تروا أن هذه هذا , نوع من الأشعة السينية , الأبراج هي تماما المطور يحركها. |
Burada tank ateşi yüzünden çıkan alevleri görüyorsunuz. | Open Subtitles | ماالذي تَرى هنا يظهر انه سببها دبابة تطلق النار. |
Şu an, kocanıza enjekte ettiğimiz ve dolaşım sistemine yayılan radyoaktif boyayı görüyorsunuz. | Open Subtitles | الذي ترينه الآن هو صبغة مشعة أدخلناها في الدورة الدموية لجسد زوجك |
Siz ikiniz, bu maskeye bakınca ne görüyorsunuz? | Open Subtitles | وأنا ناظراً إلى القناع ماذا تريان كلاكما |
Bu bir karınca ayağı. Kılları, pençeleri ve bu şeyi görüyorsunuz. | TED | هذا قدم نملة. أترون الشعر والمخالب وهذا الشيء هنا. |
görüyorsunuz ki, şu an için, klon ordusunun zaferi bizi barışa götürebilecek tek şey. | Open Subtitles | اترى انتصار جيش المستنسخين , للان هو السبيل الوحيد الذي يقودنا الى السلام |