Görebileceğiniz gibi neredeyse iki bin yıl önce başlayan bir araştırmayı tamamlamak üzereyiz. | Open Subtitles | و كما ترى الآن دكتور جونز نحن على وشك إكمال بحثنا العظيم الذى بدأ منذ ألفين عام |
Görebileceğiniz gibi kağıdı orjinal ABD Anayasası'nın bir parçası. | Open Subtitles | حسناً، كما ترى غلافه هو قطعة من الدستور الأمريكي الأصلي |
Bugün hafif yağmur çiseliyor ve Görebileceğiniz gibi biraz ıslandık. | Open Subtitles | لدينا أمطار متقطعة اليوم و نحن متبللون ، كما ترون |
Buradan da Görebileceğiniz gibi hiçbir organizasyon diyetimizde azaltmamız gereken bileşikleri güvenli bulmuyor. | TED | و كما ترون, لا تعتبر أياً من هذه المنظمات أن المركبات آمنة .الأمر الذي يبرر الحاجة إلى التقليل منها في نظامنا الغذائي |
Diğer dört sözleşmeden Görebileceğiniz gibi karşılaştırmalı iş yerleri ile karşılaştırmalı maaşlar... | Open Subtitles | كما ترين من العقود الأربعة الأخرى من أماكن عمل وأجور شبيهة بشركتكم |
burada Görebileceğiniz gibi, hassas organlardan kaçınarak hedeflerine ulaşabiliyorlar. | TED | وكما ترون هنا، أنّها قادرة أن تتجنّب الأجهزة الحساسة ولا تزال تصل إلى أهدافها. |
Evin batı tarafına baktığınızda Görebileceğiniz gibi, evin yenileme çalışmaları devam ediyor. | Open Subtitles | ويمكنكم أن تروا بالنظر إلى الجناح الشرقى من البيت أن الترميم جار |
Şurada Görebileceğiniz gibi puzzle yapıyorlar. | Open Subtitles | أنظر هناك, كما ترى, لديهم احجية ليكملوها. |
Şimdi Görebileceğiniz gibi ortak oturma odasındayız ve yine herkesin sosyal olması konusuna önem veriyoruz. | Open Subtitles | والأن, كما ترى سنصل للغرفة العامة ومرة اخرى نركز على أن يظل الجميع اجتماعيا |
Görebileceğiniz gibi, güvenlik sistemimiz tam bir sanat eseridir. | Open Subtitles | كما ترى , نظام الحماية لدينا دولة من الفنون |
Görebileceğiniz gibi sağ testisiniz oldukça şişmiş ve deforme olmuş. | Open Subtitles | خصيتك اليمنى كما ترى متضخمة قليلاً و حجمها متغيّر |
Görebileceğiniz gibi rafta tabaklar için bolca yer mevcut. | Open Subtitles | كما ترى لدينا مساحة كبير من الخزانة لاطباقك |
Bu, burada Görebileceğiniz gibi cerrahların vücuda iğneler sokarak tohumları göndermesi ile yapılıyor ve tüm bunlar, | TED | وطريقة عملها، كما ترون هنا، هو أنّ الجراحين يدرجون الإبر في الجسم لإدخال الأشعة، وكل هذه، |
Burada Görebileceğiniz gibi, bizim gibi, çocuklarımız gibi, bu oyunu joystick kullanarak oynamayı seviyor. | TED | و كما ترون هنا، فهي تحبّ استعمال عصا التحكّم أثناء لعب ألعاب الفيديو، تماما مثلنا و مثل أطفالنا، |
Ve parti yapıyorduk, Görebileceğiniz gibi burada beni tamamen kapatıyorlar. | TED | كنا في الحفل كما ترون إنهم يطمسون صورتي تماما في هذه النقطة |
Görebileceğiniz gibi oluşturmaya çalıştıkları şey bir çeşit küçük şehir. | Open Subtitles | الآن ، ما الذي يحاولون أن ينشئون كما ترين ، كأنها قرية صغيرة |
Görebileceğiniz gibi tesisimiz bol gün ışığı alıyor. | Open Subtitles | اذا,كما ترين, يصل إلينا الكثير من النور الطبيعي. |
Görebileceğiniz gibi olanların etkisini üzerimizden atamadık. | Open Subtitles | حسناً , كما ترين |
Mesela Irak Savaşı, alttaki mavi çizgiden Görebileceğiniz gibi bir milyondan fazla mülteci şehirlere giriş yapıyor. | TED | كانت حرب العراق، وكما ترون عند ذلك الخط الأزرق في الأسفل، نزح أكثر من مليون لاجىء نحو المدن. |
Ve süberin gerçekten harika çünkü burada Görebileceğiniz gibi gördüğünüz her siyah nokta karbon. | TED | والسوبرين رائع حقًّا، لأنه وكما ترون هناك، فحيثما ترون نقطة سوداء، ذلك هو الكربون. |
Sizin de Görebileceğiniz gibi kurban başının arkasına kesici bir aletle darbe almış. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا ، الضحية عانت من صدمة بسبب الإصطدام بمؤخرة الرأس |
Gönderdiğim videolardan da Görebileceğiniz gibi bu doğru değil. | Open Subtitles | ولكن كما تروا من التسجيلات التي طرحتها بأن هذا ليس حقيقيّ |
Chandler'in bu videosunda Görebileceğiniz gibi epey başarılı, onunla tanışmamızdan iki ay sonra geri takla atmaya başladı. | TED | كان ذلك ناجحا, كما تشاهدون من خلال هذ المقطع لشاندلر, بعد شهرين من لقائي بها, تقوم هنا بشقلبتها الخلفية. |