ويكيبيديا

    "görebilmek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لتري
        
    • لأراك
        
    • قادرة على رؤية
        
    • رؤية الأشياء
        
    • ورؤية
        
    • نحن يمكن ان نرى
        
    • لأراه
        
    • القدرة على رؤية
        
    - Bir kolu bukadar incelikle ampute etmek sizede saçma gelmiyor mu sadece hastanın kısa süre sonra asılmasını görebilmek için? Open Subtitles الا تعتبره مضيعة لبتر ذراع بنجاح لتري المريض نفذ بعد قليل؟
    Sadece bir süreliğine. Bir şeyin parçası olmanın nasıl olduğunu görebilmek için. Open Subtitles لفترة, لتري كيف هو الحال عندما تكونين جزأً من شيء ما
    Seni tekrar bu halde görebilmek için 20 yıl beklemediğim için memnunum. Open Subtitles أنا مسرورة لأنّي لمْ أضطرّ للانتظار عشرين عاماً لأراك كما أنت مجدّداً
    Ama parkı görebilmek iyi olurdu. Open Subtitles سيكون الأمر لطيفاً أن أكون قادرة على رؤية الحديقة
    Her şeyi daha açık görebilmek için yanağına hoş bir ısırık izine. Open Subtitles إلى عظة لطيفة على خدك لمساعدتك على رؤية الأشياء بشكل أوضح
    Onlar evlerini, para kazanmak için,yeni beceriler edinebilmek için ve dünyayı görebilmek için terkediyorlar. TED اختاروا مغادرة منازلهم من أجل كسب المال، لتعلم مهارات جديدة، ورؤية العالم.
    Her gece onu bir kez daha görebilmek için dua ettim. Open Subtitles صليت في كل ليلة لفرصة أخرى لأراه للمرة الأخيرة
    Başka bir hediye daha verildi. Bu da geleceği görebilmek ve geri dönmek ve farklı yaşamak. TED و منحت هدية أخرى، و هي القدرة على رؤية المستقبل والعودة والعيش بشكل مختلف.
    Bazı şeyleri doğru olarak görebilmek için kendi duygularından kopman gerek. Open Subtitles لابد أن تحرري نفسك من مشاعرك الخاصة لتري الشيء كما هو في الواقع
    Quantonium'un gücünü onu gerçekten kullanabilecek birinin dokunaçlarında görebilmek için etrafta olamayacak olman çok kötü. Open Subtitles إنه لأمر مؤسف كونك لن تكوني بالجوار لتري ما الذي للـ"كوانتونيوم" أن يفعل في لوامس شخص يعرف كيف يستخدمه
    İtaatkar olun ki ertesi günü görebilmek için hayatta kalasınız. Open Subtitles ... كن مطيع و سوف تعيش لتري يوماً اخر
    Aylar boyunca seni bulmayı umut ederek, bir kez görebilmek için hayatımı feda etmeyi tercih ederek, işkence çekerek yaşadığımı duymak seni memnun eder miydi? Open Subtitles هل يسعدك أن تسمع هذا لقد عشت فى عذاب طوال تلك الشهور يائسة من أن أجدك متمنية أن أبذل حياتى فقط لأراك مرة أخرى؟
    Şu adam, yüzünüze karşı "Katil!" diye bağırdığı halde, kendisine hiçbir şey sormaya cesaret edemeden onunla nasıl birlikte yürüdüğünüzü kendi gözlerimle görebilmek için bin ruble verebilirdim! Open Subtitles كنت لأدفع ألف روبل, لأراك تسير جنبا إلى جنب, مع ذلك الرجل الذي أطلق عليك لقب القاتل ولكنك لم تجرؤ أن تسأله أي شيء
    Ellerini görebilmek istedim. Open Subtitles أريد أن أكون قادرة على رؤية يداك.
    Böyle korkunç şeylere tanık olup, yine de her gün uyanıp, hâIâ güzellikleri görebilmek büyük cesaret ister. Open Subtitles الأمر يحتاج إلى شجاعة لرؤية هذه الأشياء الفظيعة ومع ذلك تنهضين كل يوم... وتكونين قادرة على رؤية الأشياء التي لا تزال جميلة.
    Böyle korkunç şeylere tanık olup, yine de her gün uyanıp, hâlâ güzellikleri görebilmek büyük cesaret ister. Open Subtitles الأمر يحتاج إلى شجاعة لرؤية هذه الأشياء الفظيعة ومع ذلك تنهضين كل يوم... وتكونين قادرة على رؤية الأشياء التي لا تزال جميلة.
    Senin laboratuvarı terketmek istemenle aynı şekilde... ilk kez dünyayı görebilmek için. Open Subtitles عندما أردتِ مغادرة المختبر ورؤية العالم للمرّة الأولى
    Sanki durgun suyun önünde durup, içini görebilmek gibiydi. Open Subtitles إنها مثل النظر فى أعماق المياة ورؤية الأشياء من الجانب الآخر.
    Onu yeniden görebilmek için her şeyi yapabilirim. Open Subtitles سأفعل أي شئ لأراه مرة أخرى.
    Fakat tek bir atomu görebilmek yakın zamana kadar bir hayaldi. Open Subtitles لكن القدرة على رؤية الذرات المُفردة إلى الآن ، لا يزال حُلماً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد