Phoebe, yaşam görevleri ile ilgili değildir. Bu yaşam hakkında olduğunu. | Open Subtitles | . فيبي ، العيش ليس بخصوص المهام . إنه بخصوص العيش |
Mike, onlar da bizim gibi ölmek istemiyor ama onların da görevleri var. | Open Subtitles | مايك لم يريدوا أن يموتوا أكثر منا نحن و لكن لديهم مهمتهم أيضاً |
Bu adamlar ana plana dahil olmayacaklar. Belirli görevleri belirli zamanlarda yerine getirmek... için orada olacaklar ve getiriden yüzde almayacaklar. | Open Subtitles | لن أشركهما فى الخطة سأدفع لهما أموالاً محددة مقابل مهام محددة |
Yani, sen pilotsun ve bu görevleri uzun zamandır yapıyorsun, yani ben... | Open Subtitles | أعني، أنك الطيار وكنت تقوم بهده المهمات لوقت طويل اذن فأنني سوف |
Kımıldama Frenchy. Bu kızın da, tıpkı bahriyeliler gibi görevleri var. | Open Subtitles | توقف عن ذلك يا فرنشي.في حالة لو أنك لا تعلم فإن هذه الفتاة لديها واجبات.بالضبط مثلنا نحن البحارة |
Üniversitede intörnlük yaptım. Birşeyler inşa ettim. Ve ayrıca verilen görevleri nasıl yapacağımı da öğrenmek zorundaydım. | TED | أخذت تدريبات في الكلية . كنت أبني أشياء . وأيضاً تعلمت كيف أن أقوم ببعض الواجبات. |
Aradaki farkı kapatır vaziyettedir ve bu sebepten dolayı bazı önemli ve belirli görevleri vardır. | TED | في تملئ الفراغ بين الإثنتين، ولهذا السبب، لها مهمات محددة وهامة. |
Fareler oynar, fakat şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan fareler daha büyük bir beyne sahip olur ve görevleri daha çabuk öğrenirler. Veya yetenekleri. | TED | الجرذان تلعب، لكن ما قد لا تعلمونه هو أن الجرذان التي تلعب بكثرة لها أدمغة أكبر ويتعلمون المهام بشكل أفضل، المهارات. |
Bir çok kişi için sürpriz olan ikinci sonuç... ...karıncalar gerçekten görevleri değişiyorlardı. | TED | والنتيجة الثانية، حيث كانت مفاجأة لكثير من الناس، وهي أن النمل في الواقع يتبادلون المهام. |
İçedönükler bunlara göre başarısız, özellikle üzerine çalıştıkları görevleri -- kahve içmiş olmalarına rağmen -- hızla yerine getirmelilerse, bu işler nicelik açısından kapsamlıysa içedönükler pek başarılı olamıyor görünebilirler. | TED | لا يقوم الانطوائيون بهذا لاسيما إذا كانت المهام الموكلة إليهم وهم قد احتسوا قهوتهم وتسارعت تلك المهام فإذا كانوا كميّين ربما لا يعطي الانطوائيون انطباعًا بأنهم كميّون على وجه الخصوص |
görevleri sağlık hizmeti sunmak için kapı kapı dolaşmaktır. | TED | مهمتهم هي الذهاب من باب لباب لتوفير الرعاية الصحية. |
Kendi zamanları, kendi görevleri, kendi takımları ve kendi teknikleri üzerinde özerkliğe sahiptirler. | TED | لديهم استقلالية في وقتهم، وفي مهمتهم وفي فريقهم وفي أسلوبهم. |
görevleri,bu bölgelerdeki bütün köprüleri almak ve tutmak. | Open Subtitles | و الآن مهمتهم هي السيطرة على جميع الجسور في هذه المناطق الثلاث |
Bana en tehlikeli günlerinde bu tesisi korumaları veya keşif görevleri yapmaları için bir grup adamı eğitmek üzere görev vermiştin. | Open Subtitles | كلفتني أن أدرب مجموعة رجال قاموا في أسوأ أيامهم بحماية هذه المنشأة أو أدوا مهام استطلاعية |
Elçilik görevleri sırasında alınan her türlü hediye ve andaç, Birlesik Devletler malıdır. | Open Subtitles | أي هدايا أة تذكارات تم تسلمها أثناء عمل في مهام السفاره هي ملكيه للولايات المتحده |
Bu teorilere göre insanlar baskı yüzünden görevleri aşırı analiz ediyorlar. | TED | حيث اهتموا كيف أن الضغط يجعل الناس يحللون المهمات العملية بتفصيل كبير. |
Dekanın görevleri arasında en tatmin edici olanı, bir meslektaşının rüyasının gerçek olduğunu görmektir. | Open Subtitles | من بين واجبات العميد أهم واجباته أن يرى أحلام الدارسين تتحقق |
Birlikte zaman geçirebileceğim kişisel bir arkadaşım yoktu. ama benden bana verilen görevleri yerine getirmem bekleniyordu. | TED | لم يكن لدي العديد من الاصدقاء الشخصيين لقضاء الوقت معهم، ولكن كان متوقع مني ان أؤدي هذه الواجبات المنصوص عليها. |
20. yüzyıl görevleri için iyi olabilir. | TED | وذلك لا بأس به في الواقع لكثير من مهمات القرن العشرين. |
Bazı erkekler bir fırsat yakaladıkları zaman, kadınlara kur yapmanın görevleri olduğunu düşünür. | Open Subtitles | ان تعلم ان هناك بعض الرجال يظنون ان من واجبهم ان يغازلوا السيدات |
görevleri aslan saldırılarını belgelemek ve insanların karşılık vermelerini engellemeye çalışmak. | Open Subtitles | مهمّتهم هي توثيق هجمات الأسود و محاولة ردع الناس عن الانتقام |
Teşkilat bu cephedeki tüm taktik görevleri askıya almıştı. | Open Subtitles | الوكالة علّقت كل جميع البعثات التكتيكية على هذه الجهة |
En temiz kalpli şövalye için ayrılmıştır kaderinde en kutsal görevleri yerine getirecek şövalye için. | Open Subtitles | وهو محفوظ للفارس ذي القلب الأنقى الذي كُتب له الذهاب في أقدس المهمّات |
Sadece ve sadece Müdür Kersh tarafından size verilen görevleri yapacaksınız. | Open Subtitles | أنت ستؤدّي واجباتك كما وجّهت بالإعلان كيرش وإعلان وحيد كيرش. |
Her Kral için birkaç tane yazman atanırdı. görevleri, Kral'ın lehine günlük tutmaktı. | Open Subtitles | كل ملك قام بتعيين عدد من أمنــاء السر وظيفتهم كتـابة جميع شؤون المملكة من أجله. |
Ay'a yapılan Apollo keşif görevleri iki ülke arasındaki silahlanma yarışının bir sonucuydu. | Open Subtitles | مُهمات أبولو إلى القمر كانت إمتداد لسباق التسلح الذي إستعرَ بينهم. |
Bahsettiğin olası Mars görevleri olmalı. | Open Subtitles | أنتَ تعني مهمّات المريخ المحتملة. |