Tamam ama sana söylüyorum içimden bir ses burada görmediğimiz bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسناً أؤكد لك إن حدسي يقول يوجد شيء هنا لا نراه |
Önde iki koruma var ve içeride görmediğimiz bir sürü başkaları daha var. | Open Subtitles | في المقدمة وربما واحد في الداخل لا نراه |
Bizim görmediğimiz bir şey görebilir. | Open Subtitles | ربما تبصر بشيء نحن لا نراه |
Bu kolay olmayan türden bir sevgi fakat bunu yapabilirsek daha önce hiç görmediğimiz bir değişim görürüz. | Open Subtitles | هذا هو نوع الحب الذي ليس من السهل ، ولكن إذا كنت تستطيع أن تفعل ذلك، سنرى تغييرات لم يسبق له مثيل من قبل. |
- Bir nedenden dolayı Geçitte daha önce görmediğimiz bir güç artışı var. | Open Subtitles | -لسبب ما هناك نبض طاقة لم يسبق له مثيل تكدس داخل البوابة |
Daha önce hiç görmediğimiz bir şey ile allak bullak olmaya can atıyoruz. | TED | كنا بحاجة لأن نشعر بالحيرة التامة أمام شيء جديد لم نره من قبل. |
Snowden'ın henüz görmediğimiz bir kısmı olabileceğini düşünüyor musun? | TED | هل تعتقد أن من الممكن أن هناك جزءاً من سنودن لم نره حتى اللحظة؟ |
Yani görmediğimiz bir sebep var. | Open Subtitles | -مما يعني أنّ هناك سبباً لا نراه . |
- görmediğimiz bir şeyi görüyor olabilir. | Open Subtitles | -ربما تكون ترى شيئاً لا نراه |
Yani şu anda, daha önce hiç görmediğimiz bir hava getirecek olan Manhattan'ın tam üzerindeki bir konverjans bölgesine bakıyoruz, Matt. | Open Subtitles | وذلك سيجلب طقس لم نري له مثيل من قبل ، (مات). هذا أمر غير مسبوق. |
CA: Dünya sanki uzun zamandır görmediğimiz bir konumda. | TED | كريس: يبدو وكأن العالم في مكانٍ لم نره من قبل منذُ زمنٍ بعيد. |
İlginç olan tek şey daha önce hiç görmediğimiz bir bileşim. | Open Subtitles | الشئ الوحيد المثير للاهتمام هو مُركّب لم نره من قبل قط هل تتعرفون عليه ؟ |
Günlerdir, uzun zamandır görmediğimiz bir şey oluyor. | Open Subtitles | لعدة أيّام كان هنالك شيء يحدث شيء لم نره منذ زمن |