Dünyayı, New York Times'tan görmekten bıktık ve seyahat etmek istedik. | Open Subtitles | لقد تعبنا من رؤية العالم من خلال عيون جريدة النيويورك تايمز |
Ve bazı insanlar da dansçıların poposunu sahne ışıkları altında görmekten hoşlanır. | Open Subtitles | و هُناك بعض الناس يحبون رؤية مؤخرات الراقصين . تحت الأضواء الكاشفة |
Mutlaka ettirmeliyim. Böyle aptal gibi dikildiğini görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | على ذلك, أكره رؤيتك تقف هكذا بهذا الموقف الغبى |
İkinizin birlikte bu kadar güzel çalıştığınızı görmekten çok memnunum. | Open Subtitles | حسنا، أنا سعيد لرؤية أنك اثنين يعملون بشكل جيد معا. |
Böylece herkes en azından kömür veya petrolden doğal gaza geçişi görmekten mutlu olabilir. | TED | وبالتالي الجميع يمكنه أن يكون على الأقل فرحا برؤية تحول من الفحم والنفط نحو الغاز الطبيعي. |
- Belki. Seni Holmes'e dalkavukluk yaparken görmekten sıkıldım artık. | Open Subtitles | انني اصبح متضجرا ومنزعجا لرؤيتك تكون تحت أمر هولمز |
Ve Tanrı aşkına, Barnes, çatalını görmekten bıktım. Çek şunu yukarı! | Open Subtitles | وهناك شيء آخر ، لقد تعبت من رؤية تكاسلك أفرد نفسك |
Bu babamı memnun edecektir. Bir Kardinal'in ellerinde kan görmekten hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | هذا سيسعد أبي فهو لا يود رؤية الدم على يدي كاردينال |
Kızını görmekten hiçbir şey onu alıkoyamaz. Bir terlik var. | Open Subtitles | لما ردعها رادع عن رؤية طفلتها، ثمّة شيء غير طبيعيّ. |
Konuştuğum birine göre, aşkınlık sanat görmekten doğdu. | TED | بالنسبة لشخص تحدثت إليه، تأتي الفائقية من رؤية الفن |
Ve eğer bunu yaparsak, bunun gibi üretken olmayan büyük şehir yığınlarını görmekten kurtulacağız. | TED | و لو فعلنا ذلك سنتوقف عن رؤية المدن كعواصم كبيرة غير منتجة كهذه |
Söylesenize kaçınız ünlülerin Afrika kıtasından çocuk evlat edinmelerini görmekten sıkıldı. | TED | كم منكم ضاق ذرعًا من رؤية المشاهير يتبنون الأطفال من القارة الأفريقية؟ |
Küçük bir eleştiri yüzünden bu kadar üzüldüğünü görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك منزعجة جدا لمجرد مراجعة صغيرة |
- Belki de cenazede olanlardan sonra... seni görmekten korkuyordur. | Open Subtitles | من المفاجئ انها لم تأتي معك ربما كانت خائفة من رؤيتك بعد ما حدث في الجنازة |
Onların buluşlarının laboratuarlardan çıkıp gerçek dünyayla buluştuğunu görmekten ötürü de çok mutluyum. | TED | وأنا سعيد لرؤية اكتشافاتهم تخرج من المختبر إلى العالم. |
Önceden somut bir plan şart koşan yerine, işlerin nasıl gittiğini görmekten mutlu olan destekleyici bir yöneticiye sahip olduğum için şanslıydım. | TED | كنت محظوظة بأن لدي مديرًا داعمًا والذي كان سعيداً لرؤية كيف تسير الأمور في العمل، بدلاً من طلب خطة ملموسة مُسبقاً. |
Vali'yi görmekten ve fikir değişimi ile meşgul olmaktan daima mutluluk duyuyoruz. | Open Subtitles | ونحن دائماً سعيدون برؤية الحاكم لتبادل الأفكارة البنّائة. |
Seni görmekten çok utandığını çünkü artık benim... kim olduğumu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد كان محرجاً جداً لرؤيتك ولهذا السبب وانت تعرفين كيف أنا |
Beni siyahlar içinde görmekten bıkmış ve, yasımı biraz hafifletmemi diliyor olabilirsiniz! | Open Subtitles | أعتقد أنك مللت من رؤيتي بالسواد و ترغب أن أخفف من عزائي ,فقط قليلاً |
Tedaviye devam etmek istediğinizde arayın. Sizi görmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | اتصل بي عندما تريد استكمال علاجك و سأكون سعيدة برؤيتك |
İnsanların çoğunu burada görmekten son derece memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد جدا لرؤيتي لكثير من الأهالي وقد اجتمعوا هنا في المسجد |
Ve burada olan her şey için canla başla savaştığını ama buranın dışındakilerle hiç savaşmadığını görmekten bıktım usandım artık. | Open Subtitles | و أنا متعبة للغاية من مشاهدتك و أنت تحارب مثل الوحش من أجلي أي شيء يحدث هنا و لا تفعل أي شيء لما يحدث هنا |
İçeride beni görmekten mutsuz olacak tipler olacak mı? | Open Subtitles | هل سيكون هناك أشخاصاً لن يكونوا سُعداء برؤيتي هناك ؟ |
Adamların çoğu onu yakalanmış görmekten hoşlanıyor. | Open Subtitles | الكثير من الرجال يحبّون رؤيتهم وهم يمسك بهم أعرف |
Kitty, kolay bir çözümü varken seni böyle üzgün görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | بسيسة أَكْرهُ لرُؤية أنت تُزعجُ لذا متى هناك مثل هذا الحَلِّ السهلِ. |
Hepinize gerçekten çok teşekkür ederim. Hepinizi görmekten çok mutlu oldum. | Open Subtitles | أنا سعيد برؤيتكم جميعا وأتمني أن يكون هناك الكثير من الجعه |
Onu görmekten çok mutluyum. 4 yıl önce ölmüştü. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية برؤيته. فقد كان ميتا منذ سنين |
Yazarlık tıkanması sırasında acı çektiğini görmekten nefret ettim. | Open Subtitles | لقد كرهت رؤيتكم يعانون من الكتلة التي الكاتب. |