Ondan sonra rozetimi ve silahımı alabilirsiniz. Beni bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك، يمكنك الحصول على شارتي ومسدسي، ولن تراني مجدداً. |
"Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!" diyeceğiniz zamana kadar beni bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لكنك لن تراني : حتى الوقت عندما تقول البركات عليه من يأتى بإسم الرب |
Beni bir daha görmeyeceksiniz asla. Sağ olun. Bu lütfunuzu unutmayacağım. | Open Subtitles | سوف لن تراني مجدداً، اشكرك سوف لن انسى فضلك هذا |
Eğer onu incitirseniz, yemin ederim ki, o mektubu asla görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | إذا آذيتها فأقسم أنكم لن تروا تلك الرسالة |
Klavyenin makineye bağlı olduğu bir kişisel bilgisayar asla görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن تروا أبداً لوحة المفاتيح مُلتصقة بالكمبيوتر مُجدداً |
Polis köpeklerinin sivil hakları için savaşanlara saldırdığını görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن ترى الكلاب البوليسيّة تهاجم المضربون و متظاهرو الحقوق المدنيّة |
Yarın, 2:30'da, Bishop Park'ta. Sadece beş dakika. Sonra beni bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | غدا فى الثانيه و النصف بحديقة بيشوب خمس دقائق ولن ترانى أبدا بعد ذلك |
Ve şimdi evde yaşayanlar var o yüzden gayet eminim ki bir daha böyle bir şey görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | الآن وقد أصبح المنزل مسكوناً فلن ترونهم مستقبلا |
Sonra, eğer istemezseniz beni bir daha asla görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | ثم لن تضطر أن تراني, مرة آخرى أبداً, إن لم ترد ذلك |
Memur bey söz veriyorum bir daha beni Bu tarz bir şey yaparken görmeyeceksiniz | Open Subtitles | حسناً, لن تراني أقوم بذلك مجدداً, أيها الشرطي |
Evet, birkaç eşya aldıktan sonra beni bir hafta daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | نعم، حسنا، بعد أن الاستيلاء على عدد قليل من الأشياء بلدي، فإنك لن تراني لمدة أسبوع آخر. |
Hoşçakalın Profesör Higgins. Beni bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | " وداعاً بروفسور " هيغينز لن تراني بعد اليوم |
Sonra gideceğim. Beni bir daha asla görmeyeceksiniz. Söz veriyorum. | Open Subtitles | وبعد ذلك سأختفي ولن تراني مجدّداً، أعدك |
Bir daha buralarda görmeyeceksiniz beni. | Open Subtitles | هذههيآخرمرة ! لن تراني هنا ثانية |
Bugünden sonra bir daha savaş arabası görmeyeceksiniz! | Open Subtitles | بعد هذا اليوم لن تروا مركباته أبدا |
Bugünden sonra bir daha savaş arabası görmeyeceksiniz! | Open Subtitles | ! بعد هذا اليوم لن تروا مركباته أبدا |
Gemimi geri getir söz veriyorum sen ve Grace Shepard cezaevinin içini bile görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | و أعدك أنك و (غريس) شيبارد لن تروا داخل السجن أبداً |
Seçimler bitinceye kadar hiç bir belgeyi görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن ترى صفحة منها إلى غاية نهاية الإنتخابات |
Kendime kayıtsızımdır ancak bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | أنا لا أبالي بنفسي لكنك لن ترى مثلها ثانيةً |
Işığı göremezsiniz. Karanlık olduğunda, bir vakumda, birisi gözlerinizin üstünden ileriye doğru bir ışık ışını tutarsa, onu görmeyeceksiniz. Az çok teknik, bazı fizikçiler buna katılmayacaktır. | TED | لا يمكنك رؤية الضوء. في الظلام ، في فراغ ، إذا سلط أحد الأشخاص شعاع من الضوء مباشرة عبر عينيك ، لن ترى ذلك. علمياً، بعض علماء الفيزياء سوف نختلف مع هذا. |
Yarın iki buçukta, Bishop's Park'ı. Sadece beş dakika! Beni bir daha asla görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | غدا فى الثانيه و النصف بحديقة بيشوب خمس دقائق ولن ترانى أبدا بعد ذلك |
Adamlarım sizi gözetleyecek ama siz onları görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | سيراقبكم رجالي، لكن لن ترونهم |