Onu bir şeyin içine koymalıyız. Böylece nehrin dibini boylarken kimse görmez. | Open Subtitles | يجب أن نضعه بشئ آخر حتى لا يراه أحد طافياً على النهر |
İnsanların çoğu dünyayı olduğu gibi görmez. Kendileri gibi görürler. | Open Subtitles | ..كثير من الناس لا يرون العالم كما ينبغي |
Biri de dolabın için. Kimse onu taşıdığını görmez böylece. | Open Subtitles | وواحد للخزانة الخاصة بك، هكذا لن يراك أحد تحمل كتبا |
Yönetim Kurulu bugün bilanço tablosunu görür görmez anlamaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكتشف ذلك مجلس الإدارة ما أن يروا بيان الميزانية اليوم؟ |
Başka kimse yok. İstediğimizi yapabiliriz. - Kimse görmez. | Open Subtitles | ـ تعال, سنكون بمفردنا ونستطيع أن نعمل أى شىء نريده بدون أن يرانا أحد ـ يبدوا مقرفا, هيا بنا نذهب |
Evet, ama, hım, o etrafındakileri diğer insanlar gibi görmez. | Open Subtitles | نعم، لكنه لا يرى الأشياء كما يراها الناس |
Sadece bakmak istiyorum. Camdan bakacağım. Beni görmez. | Open Subtitles | لن أدخل، أريد فقط أن ألقي نظرة عبر النافذة، لن يراني |
Eğer taşlar Daniel'ın söylediği gibi çalışıyorsa, General O'Neill Joe'nun hayatıyla ilgili ögeleri görmez miydi? | Open Subtitles | ألم يكن يجب على اللواء * أونيل * أن يرى عناصر من حياه * جو * ايضاً ؟ |
Hiçbir insan gözü bizi bir daha görmez. | Open Subtitles | لن ترانا أي عين بشرية مرة أخري |
Göz geleceği görmez. Sadece şimdinin ve geçmişin gerçekliğini görür. | Open Subtitles | العين لا ترى المستقبل , فقط حقيقة الآن وقبل ذلك |
Bunu geri alıp saklasanız iyi olur o zaman kocam onu görmez. | Open Subtitles | يجب أن تأخذي هذا وتخفيه وتتأكدي أن لا يراه زوجي. |
İnan bana, oğlunu görür görmez, yeniden babası olmak isteyecek. Söz veriyorum. | Open Subtitles | ثقي بي, حالما يراه سيود ان يكون والده مجدداً, اعدك |
Patronlar hedefi asla görmez, sadece anlaşmayı yaparlar. | Open Subtitles | الزعماء لا يرون الهدف أبداً يعقدون الصفقة فحسب |
Satıcılar yüzünü hiç görmez ve olanları ancak üç ay sonra fark ederler. | Open Subtitles | والموردين لا يرون وجهك بعد ذلك للأبد وهذا قبل ثلاثة اشهر من ادراكهم لما حصل |
Geldiğin zaman arka kapıdan çıkıp gidebilirsin, kimse seni görmez. | Open Subtitles | يمكنك ان تأتي وتذهب من الخلف لا احد سوف يراك |
Salaklık etmediğiniz sürece, gardiyanlar hiçbir şey görmez. | Open Subtitles | مالم تكن أحمق الألمان لن يروا أى شىء |
- Bizim bodrum katını kullanabiliriz. - En azından bizi orada kimse görmez. | Open Subtitles | يمكننا أن نستخدم القبو أجل على الأقل لن يرانا أحد هناك |
...ve aynı zamanda saf yeteneği görür görmez tanıyan biri. | Open Subtitles | لكنه أيضًا شخص يميّز الموهبة الفطرية حين يراها. |
Charlotte, Musevi oluyor. Beni görür görmez adamı boşaltacak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى شيء من شأنها أن تجعل الرجل تأتي في سرواله في أقرب وقت يراني. |
Kumu görür görmez ayakkabılarını çıkarırdı. | Open Subtitles | كان يخلع حذائه بمجرد أن يرى الرمال |
Bizim zamanımızda onları 100 metreden görsen tanırdın. Taktik icabı öyle yaparlardı. Görür görmez, bu polis derdin. | Open Subtitles | كان شكلهم واضح حالما تراهم تعرفهم |
Sayın Başkan, istediğiniz şekilde yazabilirsiniz. Kamerayı iki santim yukarı kaydırırız, kimse parmaklarınızı görmez. | Open Subtitles | سيّدي الرئيس، يُمكنك طباعة ما تشاء، سنرفع الكاميرا فقط حتى لا يرَ أحد أصابعك. |
Bir insan nasıl oğlunu 15 sene boyunca görmez sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لى ان اسأل كيف لرجل لا يرى ابنه لمدة 15 سنة ؟ |
Işığı görür görmez şu kapıdan giriyorsun. | Open Subtitles | حسناً، بروس بمجرد أن ترى إشارة النور الخاصة بدخولك إدخل من الباب مباشرةً |
Bunu yaparsan seni artık küçük bir kız olarak görmez. | Open Subtitles | إجعليه يرى هذا، ولن يعد يراكِ فتاة صغيرة، وهذا أمر مؤكد |