Demek şimdi de aramalarımı görmezden geliyorsun. Ne kadar ilginç. Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أرى أنك تتجاهل اتصالاتي الان , هذا مشوق , نحتاج لأن نتحدث |
Stephen Collins'le ilgili şeyler söyledi ve sen bunları görmezden geliyorsun | Open Subtitles | لدينا شريكة سونيا السابقى فى الغرفة تدعى أنها كانت على علاقة بكولنز وأنت تريد أن تتجاهل هذا |
Müşterileri görmezden geliyorsun, kekleri felaket dizmişsin. | Open Subtitles | ،أنتِ تتجاهلين الزبائن الفطيره المسطحه مصيبه |
Aynısını ben yapınca görmezden geliyorsun ama, değil mi? | Open Subtitles | أوه، بالطبع وعندما أفعل هذا تتجاهلني ببساطه |
Kötü bir şey yapınca görmezden geliyorsun... | Open Subtitles | وفي كل مرّة تفعل شيء يُثبت لك أنّها ليست صالحة، تتجاهله |
Evet ama ne zaman sana fikir versem beni görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | أنا محاميكِ الخاصُ بالفعل, ولكنَّكِ تتجاهلينني في كلِ مرةٍ أسديكِـ فيها نصيحةً ما |
Adliyede beni görmezden geliyorsun, aramalarıma cevap vermiyorsun. | Open Subtitles | تتجنبني في المحكمة تتهرب من مكالماتي |
Ve sanırım o günden beri beni görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | واعتقد إنك كنتِ تتجنبينني منذُ ذلك الحين. |
Bence olmayan şeyleri oldu zannedip gerçekleri ise görmezden geliyorsun, fotoğraf çekiminde olduğu gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنك تبحث عن امور لم تحدث وتتجاهل الأمور الموجودة فعلياً كهراء النفور عند التصوير |
Hayatın acı gerçeğini görmezden geliyorsun David. | Open Subtitles | انت تتجاهل حقيقة صعبه في الحياة ياديفيد, |
Çünkü, bunun diğer hayatları uzatmaya yardım edeceği gerçeğini görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | ... لأنك تتجاهل حقيقة انها ستساعد في خلق حياة أخرى طويلة |
İçindeki, daha sessiz bir biçimde asıl alfanın kim olduğunu söyleyen sesi görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | وأنت تتجاهل الصوت الهادئ داخلك ويخبرك من هو القائد |
Ona kendin söyle. Lisa'yı görmezden geliyorsun, Bart'ı değil. | Open Subtitles | أخبره بنفسك، أنت تتجاهل ليسا، وليس بارت |
Karşımıza neyin çıkacağını bildiğimiz gerçeğini görmezden geliyorsun ÇESYE'yi modifiye edebiliriz, böylece hazır olur. | Open Subtitles | إنك تتجاهل حقيقة أننا الآن نعرف "ما الذي سنواجهه ، و يمكننا تعديل "مونتي |
Evet ama bence sen bariz olan bir şeyi görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | نعم، ولكن أعتقد أنك تتجاهلين فيلا كبيرا الى حد ما في الغرفة. |
Gözünün önündekini neden görmezden geliyorsun Chloe? | Open Subtitles | لما تتجاهلين مايحدث أمام عينيك ياكلوي |
Sucuyu bile görmezden geliyorsun! | Open Subtitles | انتي تتجاهلين الرجل الذي يوصل لكي الماء |
Şimdi de sen, beni görmezden geliyorsun. Harika. Olmasam da olurmuş. | Open Subtitles | الآن انتَ تتجاهلني ، رائع وكأنني لم اكن موجوداً |
Terfi olmak için beni kullandın, şimdi de görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | بعد ما استخدمتني من اجل الترقيات تتجاهلني الآن؟ |
Ve her seferinde iyi olmadığını gösteren bir davranışına tanık olduğunda, görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | وفي كل مرّة تفعل شيء يُثبت لك أنّها ليست صالحة، تتجاهله |
- Neden beni görmezden geliyorsun? | Open Subtitles | لما تتجاهلينني ؟ حسناً ، قفا على علامتكما |
Evdeyken beni görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | عندما تأتي الى المنزل، تتجنبني |
En fazla iki. Ayık olman lazım. Beni görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | لازلت بحاجةٍ لك لأن تكون يقظاً. لقد كنتِ تتجنبينني. |
Bence olmayan şeyleri oldu zannedip gerçekleri ise görmezden geliyorsun, fotoğraf çekiminde olduğu gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنك تبحث عن امور لم تحدث وتتجاهل الأمور الموجودة فعلياً كهراء النفور عند التصوير |
Beni görmezden geliyorsun. Görevlerimi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لقد كنت تتجنبيني - لقد كنت أؤدي واجباتي - |
Meşe ağacının altındaki sevgililer gibiler. Biliyorsun ama görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | كعاشقان تحت شجر البلوط، أنت تعلمين ولكن تتغاضين عن الأمر |