İngiltere ve ABD, Stalin'in metotlarının kanıtlarını görmezlikten gelmeyi seçti. | Open Subtitles | قررت بريطانيا وأمريكا تجاهل هذه الأدلة الدالة على أساليب ستالين |
En ufak bir ipucunun görmezlikten gelinmesini ya da küçük bir delilin gözden kaçmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد تجاهل أي خيط أو دليل مهما كانت قيمته لنعد إلى العمل |
Ben kişisel olarak cesur bir insan değilim, kabul ediyorum, ama onu görmezlikten de gelemezdim. | TED | حسنا لست شخصا ذو شجاعة خاصة، يجب الاعتراف بذلك لكنني لا أستطيع فقط تجاهله. |
Acıların Sonalılara neler çektirdiğini görmezlikten gelmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أن تغضّ الطرف عن المرارة التي أحيقت بقوم "سونا"، |
Sırtlanlar Joseph'i görmezlikten geldi. - Kardeşine odaklanmışlardı. | Open Subtitles | "الضباع تجاهلت "جوزف - كانوا مركزين على اخيه - |
- Ben kimseyi görmezlikten gelmem. - Tamam. | Open Subtitles | كلا، أنا لا أتجاهل الناس. |
Bir şey yaparsam görmezlikten gelir misin? | Open Subtitles | ولكن إذا أنا قمت بفعل شيء فهل تغض البصر عني ؟ |
Seni görmezlikten gelmiyorum çünkü sen diye bir şey yok. | Open Subtitles | انا لا اتجاهلك , لانك لست موجود بالأساس |
Ameliyat hastası yaratığı mı görmezlikten geleyim yani? | Open Subtitles | اووهـ، هذه خطتك، تجاهل الحيوان المتعطش للمبضع؟ |
Mesela birileri öldüğünde, ölü oldukları gerçeğini öylece görmezlikten gelemezsin. | Open Subtitles | مثل عندما يموت شخص ما، لا مجرد تجاهل حقيقة أنهم لقوا حتفهم. |
İnsanların, anlaşılamaz şeyleri görmezlikten gelme hususundaki yeteneklerini hafife alma. | Open Subtitles | لا تقللي من القدرة الجماعية لدى البشر على تجاهل ما يتعذر تفسيره |
Amerikalıların akıllarındaki terörizm hayaletleri çok fazladır... ve görmezlikten gelinemez. | Open Subtitles | شبح الإرهاب يحتل مكانة كبيرة * في عقول الأمريكان ولا يمكننا تجاهله * |
Fakat Savunma Bakanı tarafından bana kanıtı getirilince tam olarak görmezlikten gelemedim. | Open Subtitles | وزير الدفاع, ولم يمكنني تجاهله |
görmezlikten gelmemiz gittikçe zorlaşıyor, Katherine. | Open Subtitles | هذا تطور لأمر صعب علينا تجاهله يا كابتن |
- Ama bazen bir eş, görmezlikten gelmelidir! | Open Subtitles | أحياناً يجب على الزوجة أن تغضّ الطرف |
En önemli kuralımızı görmezlikten geldiniz. | Open Subtitles | لقد تجاهلت أهم قوانيننا |
Karımı tavlamaya çalıştığını görmezlikten mi gelmeliyim? | Open Subtitles | - أمن المفترض أن أتجاهل تغزله بزوجتي؟ |
Endişelenmemiz gereken tek şey onu görmezlikten gelmek değil. | Open Subtitles | كل ما نحتاج إليه للقلق هو عدم فقدان البصر. |
Şimdi de ben seni görmezlikten geliyor. | Open Subtitles | الان انا اتجاهلك |
Eğer birileri bütün gece beni görmezlikten gelmeseydi... daha iyi zaman geçirebilirdim. | Open Subtitles | كنت سأقضى وقت أفضل لو لم يتجاهلنى شخص ما طوال اليل |
herhangibir saldırıyı affedecek değilim, ancak niye yaptıklarını da görmezlikten gelemeyiz. | Open Subtitles | أنا لا أتغاضى عن مهاجمة أي شخص ولكن لا يمكننا رفض سبب فعلهم لذلك وحسب |
Beni okulda görmezlikten geliyordun. | Open Subtitles | متى ؟ عندما كنت تتجاهلني في القاعات |
Krallık, bundan böyle kötü ün sahibi cadıları ve büyücüleri görmezlikten gelemez. | Open Subtitles | مملكتنا لا تستطيع بعد الان ان تتظل تغض النظر لسحرة و المشعوذين المخزين |