Yamalı gezegenimizdeki birleşme yerlerini kendi gözlerinizle görebileceğiniz dünyadaki az sayıdaki yerlerden biri burasıdır. | Open Subtitles | إنها أحد الأماكن القليلة علي الأرض التي يمكنك فيها أن تري بعينيك مناطق ارتباط الرقع التي تشكل القشرة |
Çıplak gözlerinizle onu doğrudan görebilmeniz mümkün değildir ancak kozmik kıyılarda bir tür izi bırakır. | Open Subtitles | لا تستطيع رؤيته بعينيك, ليس بشكل مباشر لكنه قد يُخلف نوعاً من الأثر على الشاطئ الكوني |
Giderken gözlerinizle etrafı tararsanız vahşi bir hindiyi uçurabilirsiniz. | Open Subtitles | تقوم بالتمشيط بعينيك بينما تذهب قد تجد ديكاً برياً هنا |
gözlerinizle ışığı izlemeye çalışın. | Open Subtitles | حاول متابعة الضوء بعيونك |
El Greco'nun karısının portresini gözlerinizle yiyordunuz. | Open Subtitles | كنت تلتهم صوره زوجه الجرسيوس بعيناك. |
Bayan Preston, başınızı sabit tutun ve gözlerinizle parmağımı takip edin. | Open Subtitles | . سيدة بريستون , إبقى عيناكى على إصبعى حينما يتحرك |
Bir kilisede gezerken, ya da bir camide ya da katedralde, gözlerinizle, hissettiklerinizle özümsemeye çalıştığınız şey, özümsediğiniz şey başka türlü olsaydı zihniniz aracılığıyla size gelecek gerçekler. | TED | فعندما تتجول في كنيسة او مسجد او كاتدرائية ما تحاول تشربه ,الذي تتشربه هو, خلال عينيك ,خلال حواسك, الحقائق التي سوف تصلك بشكل اخر عن طريق عقلك. |
( Video) Juan Ruiz: Sanki şöyle, siz gözlerinizle biz de kulaklarımızla görebiliyoruz. | TED | (فيديو) جوان روز: كأن بإمكانكم يا أصدقاء الرؤية بأعينكم وبإمكاننا أن نرى بآذاننا. |
Ekselansları kendi gözlerinizle görüyorsunuz, ben seyahat etmek için çok yaşlı ve hastayım. | Open Subtitles | انت ترى سموك بعينك بأنني طاعن في السن ومريض ولا أقوى على السفر |
Şimdi, gözlerinizle elimi takip edin. | Open Subtitles | الآن ، اتبعي حركة يدي بعينيكِ |
gözlerinizle ışığı izlemenizi istiyorum efendim. | Open Subtitles | حسنٌ يا سيدي أريدكَ أن تلاحق الضوء بعينيك |
Okyanusun sunduğu bütün bu güzelliklere gözlerinizle bakın ve içeri alın. | Open Subtitles | شاهد و تمعن بعينيك. فى جمال المحيط. |
Gerçek gözlerinizle bakın ama o manyak gözleriyle değil. | Open Subtitles | بعينيك الواقعيتين ، و ليس الخياليتين |
Dilerim ki tüm bu nimetlere kalbinizi açarsınız ve içinizden geçmesine izin verirsiniz, ki bugün tanışacağınız herkes, tarafınızdan kutsansın. Sadece gözlerinizle, gülümsemenizle, dokunuşunuzla, sadece varlığınızla. | TED | لذا أتمنى أن تفتحوا قلوبكم لكل تلك النعم , و تدعوها تغمركم , أن كل شخص تقابله في هذا اليوم سيكون مباركا بك أنت, بعينيك, بابتسامتك, بلمستك, بمجرد حضورك . |
Beni kendi gözlerinizle gördünüz. | Open Subtitles | وقد رأيتيني بعينيك |
Kendi gözlerinizle göreceksiniz. | Open Subtitles | سترى ذلك بعينيك |
gözlerinizle politika konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تناقش السياسة بعيونك |
gözlerinizle görün. | Open Subtitles | بعيونك الخاصة |
Ve onlara gözlerinizle kapı açın. | Open Subtitles | و افتح الباب له بعيناك |
Başınızı oynatmayın. Sadece gözlerinizle. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | لا تحركى رأسك , فقط عيناكى . شكراً لكى |
Bunu gözlerinizle yazı yazıyormuşsunuz gibi düşünebilirsiniz. | TED | يمكنك التفكير في الأمر باعتباره وسيلة ل، نوع من ، الطباعة ، مع عينيك. |
Hepinizin bu sarkacı gözlerinizle takip etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم أن تتبعوا هذا البندول بأعينكم |
gözlerinizle parmağımı takip edin. | Open Subtitles | هلا تتبعت أصبعي بعينك لو سمحت ؟ |
Gelip kendi gözlerinizle bakın. | Open Subtitles | انظري إليه بعينيكِ |