Ama akıl çok güçlü bir şey, ve belki bunu başarabiliriz. | Open Subtitles | ولكن العقل شيء قوي جدا ومن الممكن ان نحاول للحصول عليها |
Ve onları güçlü bir şey olsun diye birleştiriyoruz ve, sevilmeyi umut ediyoruz | Open Subtitles | ونقوم بدمجها للحصول على شيء قوي ونحن نأمل الحب |
Yalnızlığı seven birine inanacak bir şey vermek ve onu topluma dahil etmek çok güçlü bir şey. | Open Subtitles | يعطون الشخص الوحيد شئ ليؤمن به مجتمع يكون جزء منه انه شئ قوي |
Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم |
Bazen, ben biriyle konuşurken... eğer güçlü bir şey hissederse... ben de hissediyorum. | Open Subtitles | أحياناً عندما أتكلم مع أي شخص أشعر حقيقةً بشيء قوي وأنا أيضاً |
Ağrılarınız için size daha güçlü bir şey verebilirim. Ben iyiyim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعطيك شيئا أقوى لأجل الألم. إني بخير. |
Eğer güçlü bir şey istiyorsanız reçeteniz olmalı. | Open Subtitles | اذا اردت شيئاً أقوى يجب أن تكون معك روشتة |
Bunu yapıyor olmam gerektiğini biliyor olmaktan daha güçlü bir şey yok. Çünkü korkmuyorsun, hayatını yaşamaya devam ediyorsun | TED | ليس هنالك شيء أقوى من ذلك وهو أن تعرف بأنك قصدت هذا وذلك لأنك لم تعد خائفاً ، واستمرت حياتك |
Bakterileri öldürmesi için daha güçlü bir şey tercih ederim. | Open Subtitles | أفضّل شراباً أقوى لقتل الجراثيم |
Yarın için, akşamdan kalma halimi düzeltmesi için güçlü bir şey lazım. | Open Subtitles | انا اريد شيء قوي من اجل التعليق الذي سافعله غدا |
Önemli olan oğlanla ilgili güçlü bir şey yaratman. | Open Subtitles | المهم هو أن تكتب شيء قوي عن رافا, الإبن. |
Monica Penny içimde bir şey gördü. güçlü bir şey. | Open Subtitles | مونيكا بيني رايت بي شيئا ، شيء قوي |
- Edindiğimiz son bilgiye göre içinde çok güçlü bir şey var, bir silah. | Open Subtitles | -حسب آخر المعلومات لدينا ، يوجد شيء قوي جدا داخله.. |
- Peki ona neden bu kadar güçlü bir şey verdin? | Open Subtitles | اذاً لماذا سوف تعطيها شيء قوي جدا؟ |
Ray'in vücudu çok güçlü bir şey tarafından parçalanıyordu... ve bu kardeşin değildi. | Open Subtitles | شيء قوي جداً، مزق جسم (راي) إرباً ولم يكن أخيك هو الفاعل |
Elimde yeterince güçlü bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي الآن أي شئ قوي ربما بغرفتي |
- O çok güçlüdür. - Bana da güçlü bir şey gerek. | Open Subtitles | انه قوي جدا , احتاج شئ قوي |
Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم |
Bizim çok güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي للغاية. |
Biliyor musun onu ilk gördüğümde, sanki güçlü bir şey hissetmiştim. | Open Subtitles | أتعرفين... عندما قابلتها لأول مرة، شعرت بشيء قوي |
- Daha güçlü bir şey bulabilirim sana. | Open Subtitles | يمكنني أن أحضر لكِ شيئا أقوى لا |
Joe 30 yıldır uyuşturucudan uzak durmuş ve ecza dolabında ağrı kesiciden daha güçlü bir şey görmedim. | Open Subtitles | لم يتعاطى (جو) لـ30 عاماً، ولم أجد شيئاً أقوى من (أدفيل) في خزانة أدويته |
Üçlünün gücünden daha güçlü bir şey olmadığına emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة أنه لا شيء أقوى من قوة الثلاث ؟ |