Wolfram ve Hart'a geldik çünkü burası güçlü bir silah ve biz de onu nasıl kullanacağımızı öğreneceğiz. | Open Subtitles | جِئنَا إلى ولفرام آندهارت لأنها سلاح قوي ونحن سَنَفْهمُ كَيفَ نَستخدمُه |
Nova güçlü bir silah, şimdiye kadar iyi yönetilememiş bir silah. | Open Subtitles | نوفا سلاح قوي حتى الآن ولم يتم أستخدامه بشكل صحيح |
Dünyadaki tüm bilgisayar sistemlerini hackleyebilme özelliğinden dolayı, Kriptograf inanılmaz derecede güçlü bir silah. | Open Subtitles | بقدرته الفائقة على إختراق أي نظام في العالم فهذا يجعله سلاح قوي جدًا |
It çok güçlü bir silah. It yanlış ellere kadar bitemez. | Open Subtitles | إنه سلاح قوي لا يمكننا تركه يقع في الأيدي الخطأ |
Çok güçlü bir silah. | Open Subtitles | حسناً هذا سلاح جاد |
fakat bu çok güçlü bir silah. | Open Subtitles | لكن هذا سلاح قوي |
Şimdi Convey'in elinde güçlü bir silah var, arama motoru. | Open Subtitles | الآن ، كونواي لديه سلاح قوي جداً محرك بحث |
Wolfram ve Hart'a geldik çünkü burası güçlü bir silah. | Open Subtitles | جِئنَا إلى ولفرام آندهارت لأنها سلاح قوي سَنَتعاملُ... |
Dakara'daki Jaffalar'ın elinde çok güçlü bir silah olduğu konusunda Daniel bana bir şey söylemedi mi? | Open Subtitles | قال لي "دانيال" عن شيء حول سلاح قوي جداً تحت أيدى الجافا في "دكارا" ؟ |
Işınlanma çok güçlü bir silah ve insanlar onu istiyor, Joshua. | Open Subtitles | تخاطر هو مثل سلاح قوي , والناس يريدون ذلك ، جوشوا . |
Yani katilimiz uzun menzilli, yüksek güçlü bir silah kullanıyor. | Open Subtitles | إذا، لدينا سلاح قوي بعيد المدى |
Lei Kung bana güçlü bir silah, düşmanlarımızı yok eden bir alev olduğumu öğretti. | Open Subtitles | علمني " لي كونغ" أنني سلاح قوي ولهيب يُفترض به تدمير أعدائنا |
Zodanga'nın sizi yenecek bir yol bulduğunu biliyorum. Ve şu an siz de kendinize güçlü bir silah arayışındasınız. | Open Subtitles | أعلم أن (زودانغا) قد وجدتك طريقة لهزيمتكم والآن تسعون لامتلاك سلاح قوي خاص بكم |
Bizim geçmişimizden kalma bir eser. Kadim ve güçlü bir silah. | Open Subtitles | قنينة من ماضينا سلاح قوي قديم |
Bunun güçlü bir silah olduğunu düşünüyorsun ama. | Open Subtitles | أنت تؤمن بأنها سلاح قوي. |
Bu epey güçlü bir silah Bayan Thorne. | Open Subtitles | (هذا سلاح قوي للغاية، آنسة (ثورن |
Lauren , sen güçlü bir silah yarattı . | Open Subtitles | لورين" لقد صنعتِ سلاح قوي" |