Önceden hayal bile edemediğimiz gücü ve kararlılığı keşfederiz. | TED | ونكتشف التصميم والقوة التي لم نتخيلها من قبل. |
Bu yüzden sana yalvarıyorum bana maskeyi kısa bir süre daha takacak gücü ve cesareti ver. | Open Subtitles | لذا أتوسل إليك أن تمنحنى الشجاعة والقوة لكى أرتدى القناع لمدة أطول قليلاً |
Aynalar, büyüteçler, güneşin gücü, ve doğrusal bir ısı kaynağı yaptınız. | Open Subtitles | المرايا, العدسات المكبرة و قوة الشمس و ستجد لنفسك مصدر للحرارة |
- Tamam, zararın gücü ve boyutunu kullanarak olası aletlerin listesini yapın. | Open Subtitles | اعمل قائمة بالادوات المحتملة مستخدماً حجم و قوة الضرر |
Sevgili Tanrım. Emanet ettiğin görevi yerine getirecek gücü ve inancı bana verdiğin için şükrediyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، أشكرك على منحي القوة و الإيمان لإتمام المهمة التي إئتمنتني عليها. |
gücü ve kalkanları çevrim içi yapamazsak atmosfere girerken yanıp kül oluruz. | Open Subtitles | إذا لم نستعيد الطاقة لتشغيل الدروع سنحترق بالغلاف الجوي |
Sen gücü ve bulmacaları seviyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تحب السُلطة والألغاز |
İş gücü ve kapital asla arkadaş olamaz. | Open Subtitles | العمالة و رأس المال لا يمكن أن يكونا صديقين أبداً. |
Cennetteki Babamız bize George'u gönderdiğin için naçizane teşekkürlerimizi sunarız bilgelik, dayanma gücü ve anlayış ver ona, sana erişmesi için. | Open Subtitles | أبونا في السماوات نحن نشكرك بتذلل على أن منحت عبدك جورج الحكمة والقوة والفهم |
Bana yapıIması gerekeni yapmak için gereken gücü ve bilgeliği bahşet. | Open Subtitles | إلهي أمنحني الحكمة والقوة لكي أقوم بما يتوجب فعله |
Umarım böyle bir şeyden sonra yaşama dönebilmek için gerekli gücü ve desteği bulabilir. | Open Subtitles | اتأمل ان لديها الدعم والقوة للعودة لشيء كذلك |
Bütün o hızı, gücü ve özgürlüğü neden siz hissedemeyesiniz ki? | Open Subtitles | لم لا تشعر بكل هذه السرعة والقوة والحرية؟ |
Artık herkese ihtiyacımız var, çünkü sadece herkesin değeri olduğunu kabul ettiğimizde, ölçebileceğimizin üzerinde en iyisini yaratmak için gerekli enerji, hayal gücü ve ivmeyi serbest bırakacağız. | TED | نحن نحتاج الآن للجميع، لأنه بمجرد ان نتقبل أن الجميع لديه قيمة سوف نحرر الطاقة والخيال والقوة الدافعة التي نحتاجها لإنشاء أفضل ما خارج المقياس. |
Çünkü kültürel olarak dünya çapında maskulenliğin performansını, gücü ve o performansla gelen ayrıcalığı hak ve ihtiyaçların, çocuk ve kadınların sözleri üzerine tercih ediyoruz. | TED | نحن نفضل استعراض الذكورة والقوة والامتيازات التي يحملها هذا الاستعراض في طيّاته، على حقوق واحتياجات وكلمات الأطفال والنساء. |
Zeus'un gücü ve namı antik Yunanistan'da yayıldıkça, daha fazla şehir ve kasaba onunla birlikte anılmak istemiştir. | Open Subtitles | شهرة و قوة زيوس عبر العالم اليوناني جعلت العديد من المدن تود أن تربط نفسها به |
Gizli bir cezaevinden kaçmak için planlama ve insan gücü ve bir ton ağ desteği gerekir. | Open Subtitles | الهروب من سجن سري يحتاج لخطة و قوة بشرية و الكثير من الدعم الشبكي |
Onların acılarının gücü ve... | Open Subtitles | ..و قوة ألمهم تـ |
Sahip olmadığım ise, adam gücü ve dağıtım. | Open Subtitles | لكن ما أفتقره هو عدم وجود القوة و وسائل التوزيع |
Ama dehşetti, harikaydı ve bana ortaya çıkmak için ihtiyacım olan gücü ve cesareti verdi. | Open Subtitles | ولكنها كانت رائع و جيدة واعطتني القوة و شجعتني للأعتراف، إذا... |
gücü ve kalkanları çevrim içi yapamazsak atmosfere girerken yanıp kül oluruz. | Open Subtitles | إذا لم نستعيد الطاقة لتشغيل الدروع سنحترق بالغلاف الجوي |
Sen gücü ve bulmacaları seviyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تحب السُلطة والألغاز |
Durumu fark ettiğinde karısıyla birlikte dehşete düştüler ve gazetede yayımlanmak üzere bir yazı yazdılar. Sundukları ürünlerin iş gücü ve tedarik zinciri hakkında olabildiğince bilgi sahibi olmanın sorumluluğunu kabul ediyorlardı. | TED | عندما اكتشف ذلك، أصيب هو وزوجته بالصدمة و الرعب و تطلب الأمر منهم كتابة افتتاحية لصحيفة قائلين أن الأمر كان متروكا لنا جميعا لنتعلم كل ما يمكن عن العمالة و سلاسل الإمداد للمنتجات التي ندعمها. |