ويكيبيديا

    "gücünün" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • القوة
        
    • قوتك
        
    • قوته
        
    • القوات
        
    • قوّة
        
    • قوتها
        
    • لقوة
        
    • قوّتك
        
    • قوة
        
    • القوى
        
    • خيالك
        
    • قدرته
        
    • لقوّة
        
    • طاقتك
        
    • قوّته
        
    Bu Nihai Gücün gücünün bizi delirtmek olduğunu düşünmeye başlıyorum. Open Subtitles أنا بدأتُ أعتقد أن قوة القوة المطلقة ستقودنا إلى الجنون
    gücünün farkında değilsin. Sakin ol, yoksa sana yardım edemem. Open Subtitles انت لا تعرف مدى قوتك اهدأ والا فلن استطيع مساعدتك
    Eğer tüm gücünün farkında olsaydı, onu idare etmek çok zor olurdu. Open Subtitles فلو عرف قوته الحقيقية سيكون من الصعب على اى أنسان أن يحكمه.
    Emredersiniz, Kaptan. Şimdi, Japon saldırı gücünün peşinden gidin ve her hareketlerini bana rapor edin. Open Subtitles الآن تتبعوا وقدموا تقرير عن كل تحركات القوات اليابانية
    Steinwitz, eski bir Voodoo efsanesine göre birinin kalbini çıkarıp, atması durmadan yersen, o kişinin yalnıza gücünün değil aynı zamanda ruhunun da elde edebileceğini söyledi. Open Subtitles تقول بأنّه إن اقتلعت قلب شخصٍ ما و تناولته قبل أن يتوقف عن الخفقان فإنّك لا تكتسب قوّة الشخص فحسب بل و روحه أيضاً
    Onların gücünün yalnızca yüzde birini bile kullanabilseydik medeniyetimizi sürdürecek enerjiye sahip olurduk. Open Subtitles إن استطعنا حتى إستغلال واحد بالمائة من قوتها سنملك طاقة كافية لتشغيل حضارتنا.
    İnanıyorum ki besinlerin gücünün evimizde bizi yaşamın en iyi parçalarına bağlayan önemli bir yeri var. TED أعتقد إعتقاداً راسخاً أن لقوة الغذاء مكان بدائي في منازلنا التي تربطنا بأفضل أجزاء من الحياة.
    Nükleer bir ateşte bir anda ölmek çok daha acısızdır bir de yaşam gücünün böyle yavaşa çekilip alınması var. Open Subtitles الموت الفوريّ بلهب نوويّ عديم الألم مقارنة بسحب قوّتك الحياتيّة ببطء هكذا.
    Çünkü doğada, özellikle de bitkilerde Avrupa'nın emperyalist gücünün temelleri atılmıştı. Open Subtitles لأن في الطبيعة و خصوصاً النباتات تقع مؤسسات القوة الإمبراطورية بأوروبا
    Ama bu altyapı içerisinde biyolojinin itici gücünün gerçekten evrimden geldiğini hatırlamak zorundayız. TED ولكن خلال تلك البنية الأساسية، علينا أن نتذكر أن القوة الدافعة فى علم الأحياء تأتى فى حقيقة الأمر من التطور والارتقاء.
    Teknolojinin dönüşümsel gücünün bir örneği de Kibera'da. TED أحد الأمثلة على القوة التحويلية للتكنولوجيا هي في كيبيرا.
    Senin gücünün sevginde olduğunu biliyor. Open Subtitles إنه يعلم أن قوتك تكمن فى قدر الحب الذي بداخلك
    gücünün kontrol edilemez boyutlara ulaşacağını biliyorlar. Open Subtitles انهم يعلمون ان قوتك ستكون كبير ليسيطر عليها
    Gözlerin, oldukça iyi görüyor. gücünün, sınırı yok. Kastettiğim, güç, yanında yalnızlığı da getirir. Open Subtitles عيناك جميلتان جداً, و قوتك لا مثيل لها معنى ذلك أن قوتك لك وحدك.
    Ona karşı tek kozumuz bu lamba ve gücünün sırrını yalnız o biliyor. Open Subtitles قبضتنا الوحيده عليه هى هذا المصباح السحرى وهو لوحده يعرف سر قوته
    Stalin gücünün zirvesindeydi. Çalışma arkadaşları, onun karşısında korkuyordu. Open Subtitles كان ستالين في ذروة قوته وكان زملاؤه يشعرون بالرهبة العارمة خلال تواجده
    Neden bahsettiğini anlamıyorum ama polis gücünün yarısı dışarıda seni arıyor. Open Subtitles لا أدري عما تتكلم. لكن نصف القوات هناك تبحث عنك.
    Şiddeti kontrol etme girişimi için, iki parti de yeni bir barış gücünün devreye girdiğini açıkladı. Open Subtitles في محاولة للتحكم في هذا العنف الجانبين كشفا عن قوّة حفظ أمن جديدة
    Nazi Almanya'sı, gücünün doruklarına ulaşmıştı. Open Subtitles الإمبراطورية النازية الألمانية وصلت لذروة قوتها
    Hançerin gücünün görüşünü gölgelemesine izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكنك السماح لقوة النصل بالسيطرة عليك
    gücünün her damlasını çekene kadar seni öldürmeyeceğim. Open Subtitles لن أفعل ريثما آخذ كلّ ذرّة من قوّتك.
    Anlattıklarınıza bakılırsa, talihsiz kardeşiniz geri dönüşü için gereken yaşam gücünün kaynağı olmuş. Open Subtitles عن ماذا أخبرتني أنه كان سوء حظ أخيك اللذين قدموا قوة الحياة لقيامته
    Teknolojinin kolaylaşması ve daha ulaşılabilir hâle gelmesi gerçeği iş gücünün keyfi ne isterse onu yapmasını serbest kılıyor. TED وحقيقة أن التكنولوجيا تصبح أسهل وفي متناول اليد فإن ذلك يحرر المزيد من القوى العاملة لدراسة أي شيء يرضيهم.
    Evet, ama gördüğün şey ...gerçek anlamda, hayal gücünün bir ürünü olabilir. Open Subtitles أجل، لكن ما رأيته يمكن أن يكون حرفيًا شيء مختلق من خيالك
    3'e karşı 1, yansıtma gücünün de icabına bakabiliriz. Open Subtitles فنحن ثلاثة ضد واحد، وسنكون قادرين على مواجهة قدرته للتَّصدي
    Işığın gücünün serbest kalmasına cömertçe adanan bir ruh. Open Subtitles روح أعُطيت بحرية لإطلاق العنان لقوّة الضوء
    İç gücünün havuzunda onun ayaklarını yıkamasına tamamen izin verdin. Open Subtitles نعم لقد تركتيه يغسل قدميه فى بركه طاقتك الداخليه
    Kendisi Tek Yıldızlı bir Avcı. Dahası gücünün ne olduğunu da bilmiyoruz. Open Subtitles إنّه صيّاد ذو نجمة واحدة، ولا نعلم قدر قوّته.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد