Bu adam inanılmaz derecede güce aç ve bir okadar da paranoyak. | Open Subtitles | هذا الرجل فائق التعطش للسلطة وفائق بالشك |
Eskiden sevdiğim güce aç şıllık değilsin artık. | Open Subtitles | لم تعودي تلك العاهرة المتعشطة للسلطة التي كنت أعشقها. |
Başkandan yararlandığına çok emindi çünkü işbirlikçi ve güce aç biri olarak görünüyor ama karısı... | Open Subtitles | عن مدى ظهور الغضب على أوليفيا كيف اعتقد تماما أنها استغلت الرئيس لأنها تبدو متواطئة ومتعطشة للسلطة |
Doktorlar hayat kurtarır, avukatlar ise sadece güce aç fırsatçılardır. | Open Subtitles | فهي أن الأطباء ينقذون الحيوات والمحامون ليسوا إلّا .متعطشونَ للسلطة وحثالة |
Zaten biz avukatlar güce aç fırsatçılardan başka bir şey değiliz. | Open Subtitles | بجانب ، كلانا نعرف بأن المحامون ليسوا إلّا .متعطشين للسلطة وحُثالة على أيةِ حال |
Öylesine aldatılmış ve güce aç bir adam ki ruhunu ve ülkesini bu uğurda satacak kıvama gelmiş-- | Open Subtitles | و هو رجلٌ مخدوعٌ للغاية و متعطّشٌ للسلطة لدرجةأنّهكانليبيعروحه وروح بلده... |
(Gülüşmeler) Burada şempanzelerin güce aç olduklarını fark ettim ve bununla ilgili bir kitap yazdım. | TED | (ضحك) وقد اكتشفت هناك أن الشمبانزيات لديها جوع كبير للسلطة وألفت كتابا حول ذلك. |
- Ama kraliyetten değil, bu da onları güce aç yapıyor. | Open Subtitles | لذلك هم متعطشون للسلطة |
Jason bana hepinizin vahşi ve güce aç fırsatçılar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (جايسون) أنكم عنيفون وانتهازيون للسلطة |