ويكيبيديا

    "gülümsemek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الابتسام
        
    • الإبتسام
        
    • تبتسم
        
    • الابتسامة
        
    • أبتسم
        
    • ابتسم
        
    • الإبتسامة
        
    • إبتسامة
        
    • تبتسمي
        
    • لأبتسم
        
    • التبسم
        
    • للإبتسام
        
    • ابتسامة على وجهي
        
    Gerçekten nazik olmak gülümsemek, yolda selam vermek, biri konuşurken tamamen dinlemek gibi küçük şeyler yapmaktır. TED أن تكون دمثًا بحق يعني فعل الأمور البسيطة، مثل الابتسام وإلقاء التحية في الممرات، والإنصات جيدًا عندما يحدثك شخص ما.
    Bir sürü sebebi var. Bir penguen gördüğünde gülümsemek gelir içinden. Open Subtitles لا أعلم اسباب كثيره ، احده بأنك لا تستطيع ان تتوقف عن الابتسام وانت تشاهدهم
    Burada güvenden hissetmeni ve belki de gülümsemek için sebep bulmanı istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تشعري بالأمان هنا و أن تجدي سبباً يُمكنكِ من الإبتسام
    Tümörün habis olduğu ortaya çıktığında, Frankie için gülümsemek çok zordu. Open Subtitles لقد كان صعباً على فرانكي الإبتسام عندما الورم كان خبيثاً
    Ayakta durup gülümsemek bu kadar eğlenceliyken neden yürüsün ki? Open Subtitles نعم، لم تمشي عندما تقف هناك تبتسم وتمرح كثيراَ ؟
    Bütün yaptığım gülümsemek ve kıçımı sallamaktı. Open Subtitles كل ما فعلته هى الابتسامة واظهرت له مؤخرتى
    Tek isteğim, oğlumun doğum gününde gülümsemek ama bunu bile yapamıyorum. Open Subtitles , كل ما أردته هو أن أبتسم في عيد ميلاد ابني و لا أستطيع فعل هذا
    - Herkes arkamdan fısıldarken giyinmek ve gülümsemek. Open Subtitles ارتدي فستان و ابتسم بينما الجميع يهمس وراء ظهري
    Ve hayır, bu sefer gülümsemek işe yaramaz, ye şunu. Open Subtitles ولا، هذه المرة الإبتسامة لن تنفع، لذا تناوليه كله
    Bir penguen gördüğünde gülümsemek gelir içinden. Ayrıca derilerinde o şık smokin durur hep. Open Subtitles لا أعلم اسباب كثيره، احده بأنك لا تستطيع ان تتوقف عن الابتسام وانت تشاهدهم
    Tek yapman gereken gülümsemek sonra yavru köpeğe dönüşüyor. Open Subtitles كل ما عليكِ فعله هو الابتسام له و سوف يصبح كـ الجرو
    Günün sonunda tek yapabileceğin gülümsemek, işin içindeymiş gibi davranmak, ve ateş açıldığında öldürülmemeye çalışmaktır. Open Subtitles في نهاية اليوم كل ما يمكنك القيام به هو الابتسام العب بقربه لكن حآول الا تقتل عندما يبدأ اطلاق النار
    Hiç kimsenin bir suçluyu işe almayacağı için, karısının ona baktığını bilen komşulara gülümsemek ve kafa sallamak? Open Subtitles الإبتسام والإيماء للجيران الذين يعرفون أن زوجتك هي المُعيلة لأنك مُجرم ولن يستأجرك أحد؟
    Devamlı gülümsemek zor olmuyor mu? Open Subtitles ألا تتعبي من الإبتسام مثل ذلك طوال الوقت؟
    Her sabah masaya oturup ona ve kızına gülümsemek zorunda değilsin. Open Subtitles أنت لست مضطراً أن تجلس على الطاولة و تبتسم إليه و إلى إبنته كل صباح
    tüm yapmam gereken gülümsemek ve teşekkür etmek ondan sonra seni Kelly'i görmeye götürürüz. Open Subtitles وانت كل ماعليك هو ان تبتسم وتقول شكراً ثم سناخذك لرؤية كيلي
    gülümsemek beni değiştiriyor, değil mi? Open Subtitles الابتسامة غيرتنى ، أليس كذلك؟
    gülümsemek miydi o? Open Subtitles هل هي الابتسامة ؟
    Sonunda gülümsemek, dansı bırakmak ve her şey yolundaymış gibi davranmak zorunda kaldım. Open Subtitles ..لذلك، في النهاية اضطررت لأن أبتسم وأرقص مبتعدةً وأتظاهر بأن كل شيء على ما يرام
    Benimse tek yapmam gereken Max'i koluma takıp el sallamak ve gülümsemek. Open Subtitles ...كل ماعلي فعله هو ان ابتسم و الوح واجعل "ماكس" بين ذراعي
    Yorgunken hastayken turneye devam etmek zorunda olmak, daima gülümsemek zorunda kalmak, hiç kolay olmuyor. Open Subtitles عمل الرحلات ، حتى وانت متعب او عندما تشعر بالمرض ودائماً تحلى بتلك الإبتسامة على وجهك لم يكن الامر سهلاً دائماً
    İşi sinsi sinsi gülümsemek ve tıpkı bir doğum günü palyaçosu gibi dengesizce kahkaha atmaktı. Open Subtitles لديه إبتسامة كمصيدة دببة , و ضحكة كمهرّج عيدِ ميلاد مُفسد
    Evet. Laboratuvardan Larry'ye gülümsemek zorunda değildin. Open Subtitles لم تستطيعي أن تبتسمي في وجه لاري رجل المختبر
    Burada olma nedenim, gülümsemek ergen oğlanlara 31 çekip attıracakları bir şey ve yönetmen tarafından cinsel tacize uğramak. Open Subtitles أنا هنا لأبتسم وأعطي المراهقين شيئاً ليستمنوا عليه و لكي اتعرض للتحرش من المخرج
    Üç dört yıl içinde, yabancılara gülümsemek bile yasa dışı olacaktır. Open Subtitles لاحقاً سيكون هناك قانون يمنع التبسم للغرباء
    Çünkü eğer bir dakika daha gülümsemek zorunda kalırsam kusacağım. Open Subtitles لأنني لو أضطررت للإبتسام لدقيقة إضافية فسوف أتقيأ.
    Bıyığımı okşayıp, gülümsemek istiyorum. Open Subtitles يجب أن أنظف شاربي, مع ابتسامة على وجهي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد