ويكيبيديا

    "gülümserken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تبتسم
        
    • يبتسم
        
    • تبتسمين
        
    • ابتسامتك
        
    Seni haftalardır ilk kez gülümserken görüyorum, Eric. Open Subtitles آسف, جريم. إريك, لم أراك تبتسم منذ أسابيع مضت..
    Bir gün karısını başka bir adama gülümserken görmüş ve onu cezalandırmaya karar vermiş. Open Subtitles في ذلك الوقت. في يوما ما راى زوجته تبتسم لرجل اخرى
    Sadece bir kadına güzel göründüğünü söyleyemez miyim, ve hem de şimdi o sonunda gülümserken? Open Subtitles لا أستطع التوقف عن إخبار إمرأة أنها تبدو جميلة الآن إنها أخيراً تبتسم
    Onları takıp sokaktan aşağı yürürdüm ve Jeff'i bana gülümserken görürdüm. Open Subtitles وكنت ارتديهم وامشي في الشارع وكنت ارى جيف وهو يبتسم لي
    Bu bankanın direktörü, hala gülümserken. TED وهذا كان مدير البنك عندما كان لا يزال يبتسم
    Seni yeniden gülümserken görmek güzel. Tek başıma mutlu olurken yalnızlık hissediyordum. Open Subtitles أمر طيب أن أراكِ تبتسمين مجدداً، كنت أشعر بالوحدة وأنا سعيد لوحدي
    Bu sabah uyandığımda seni gülümserken gördüm. Open Subtitles عندما أستيقظت هذا الصباح رايت ابتسامتك
    Güneşin altında gülümserken seni ne kadar net görmüştüm ilk. Open Subtitles ♪ كيف رأيتك بوضوح أول مرة ♪ ♪ تبتسم تحت الشمس ♪
    Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde, Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu. TED إنه ما عليَّ أن أتخيل أن إليزابيث موراي كانت تفكر به عندما رأيتها تبتسم إلى هذه الرسومات المبكرة بأحد الأيام في المعارض.
    Ahjusshi, seni gülümserken görmek çok güzel. Open Subtitles أهجسشي، إنه جيد لروئيتك تبتسم.
    Sizi gülümserken göreceğimi hiç düşünmezdim Bay Hayden. Open Subtitles لا أعتقد أني رأيتك تبتسم قبلاً "سيد" هايدن
    ancak gençlere göre farklı duyguları bir arada yaşamaya daha yatkınlar-- mutlulukla hüznü bir arada yaşamak gibi. Hani olur ya, arkadaşınıza gülümserken gözünüzdeki bir yaş. TED ولكن على الأرجح معرضون أكثر من الشباب لتجربة مشاعر مختلطة -- تشعر بالحزن في نفس الوقت الذي تشعر فيه بالفرح؛ تعلمون مثلا، عندما تدمع عينك حين تبتسم لصديق.
    Ormanın karanlığında gülümserken gördüğüm." Open Subtitles "في الغابة المظلمة. "رأيتها تبتسم.
    Sen gülümserken, sen gülümserken, Open Subtitles عندما تبتسم عندما تبتسم
    Burada Roy benim söylediğim birşeye gülümserken. Open Subtitles هذا روي يبتسم لشيء ما قلت هناك
    bir an bile gülümserken göremedim. Open Subtitles لم اره يبتسم بشكل مطلق ولا للحظة.
    O gülümserken bile bana çok kötü bakışlar atıyor. Open Subtitles نظراته لى كريهه حتى عندما يبتسم لى
    Wilfredo onu gülümserken gördü ve adı öyle kaldı. Open Subtitles رآه"ويلفيدو"يبتسم وأصبحت الكنية لصيقة به.
    Bu seni ikinci kez gülümserken görüşüm. Open Subtitles هذه المرة الثانية التي أراك تبتسمين فيها بهذه الطريقة ؟
    Yıllardır seni böyle gülümserken görmüyordum. Open Subtitles لا أعتقد أنّي رأيتُكِ تبتسمين منذ سنوات.
    gülümserken çok güzel oluyorsun. Hep hüzünlüsün. Open Subtitles أنتي تبدين جميلة حينما تبتسمين
    gülümserken gördüğümde seni Open Subtitles "عندما ارى ابتسامتك" "اذهب بعيدا"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد