Bir daha yumurtlama dürtüleri onları zorlayana kadar gün ışığına geri dönmeyecekler. | Open Subtitles | ولن تعود إلى حيث ضوء الشمس حتى تدفعها غريزة التكاثر ثانية لتأتي. |
Normal hayata dönmek yemeğe, özgürlüğe, gün ışığına hepsi çok büyük. | Open Subtitles | العودة للحياة الطبيعيه الطعام، الحريه، ضوء الشمس .. لقد ارتبكت مشاعري |
Sarımsağa, gümüşe hatta gün ışığına dayanabilir, ve onda onların gücü var. | Open Subtitles | يمكن ان يقاوم الثوم والفضة حتى اشعة الشمس و يستمد قوته منهم |
Biliyor musun gün ışığına direk maruz kalmadıkça her yerde gezebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتجول طالما نتجنب أشعة الشمس المباشرة , فهمت؟ |
Belki bu yüzden gün ışığına karşı bu kadar hassaslar. | Open Subtitles | قد يكونون حساسين لضوء الشمس. فلننتظر ذهابهم. |
Başında sen olsaydın onaylardım Nathan. Ama Genç Pennell'ın gün ışığına ihtiyacı var. | Open Subtitles | اتفق معك "ناثان" لو انت القائد . و لكن "بينيل" بحاجه لضوء النهار |
gün ışığına çıkmayı reddeder, hayatın devam etmesi olasılığıyla yüzleşmekten korkarlar. | Open Subtitles | هن يرفضن الخروج في وضح النهار يخفن من مواجهة أن الحياة مستمرة |
canlandırmak, gün ışığına çıkarmak. | TED | وإعادتها إلى الحياة، إخراجهم إلى النور. |
Sonunda gün ışığına çıktın, öyle değil mi? | Open Subtitles | لقد استطعت أخيراً الخروج إلى نور الشمس .. أليس كذلك؟ |
Dışarı çıktığımda parlak gün ışığına sinema salonunun karanlığından aklımda sadece iki şey vardı:.. | Open Subtitles | عندما خرجت إلى ضوء الشمس الساطع من ظلام دار السينما |
Dışarı çıktığımda parlak gün ışığına sinema salonunun karanlığından aklımda sadece iki şey vardı:.. | Open Subtitles | عندما خرجت إلى ضوء الشمس الساطع من ظلام دار السينما كان لدي شيئان في ذهني |
Kurdeşen, bitkinlik, kanayan diş eti, kas ve eklem ağrıları, kilo kaybı, iştah kaybı, uykusuzluk, parlak gün ışığına reaksiyonlar. Siz adını koyarsınız, biz görürüz. | Open Subtitles | آلام العضلات والمفاصل, فقدان الوزن وفقدان الشهية الأرق, ردود الفعل على ضوء الشمس الساطع وتستطيع أن تسمية ونحن نرى ذلك |
Hadi gün ışığına çıkalım ve dünyada neler oluyor bir görelim, tamam mı? | Open Subtitles | هيّا لنذهب إلى ضوء الشمس لنجعلك تُشاهدين ما يحدث خارجاً، موافقة؟ |
Görünürde ölümsüz... Ta ki rahimden gün ışığına çıkana dek. | Open Subtitles | على ما يبدو إنه أبدي ، حتى نحن نمزق من الرحم إلى ضوء الشمس |
İşte bu yüzden gün ışığına çıkmıyoruz. | Open Subtitles | لهذا السبب لا نظهر أنفسنـا تحت ضوء الشمس النـاس سيعرفون أننـا مختلفون |
Gümüşe, sarımsağa hatta gün ışığına bile dayanabiliyor. | Open Subtitles | يمكن ان يقاوم الثوم والفضة حتى اشعة الشمس |
Eğer gün ışığına karşı hassas olmaya başlarsan... eğer kendini susamış bulursan mutlaka içmen gerekiyorsa, o zaman önerim o silahı alıp kendi üzerinde kullanmandır. | Open Subtitles | اذا بدأتى تصبحى حساسة الى اشعة الشمس واصبحتي ظمأنة بغض النظر عن الذي تريدين ان تشربيه |
- Bir kez daha gün ışığına çıkabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تقف عند أشعة الشمس مرة واحد فقط ؟ |
Halinden anlaşıIan; gün ışığına aşırı duyarlısın. | Open Subtitles | ويمكنني ملاحظة حساسيتك لضوء الشمس. |
Ben onları gün ışığına çıktıklarında ölüyorlar sanıyordum. Açlık Oyunları ne oluyor? | Open Subtitles | ظننت أنهم يموتون بمجرد تعرضهم لضوء النهار أو شيء كهذا. |
O vampiri sen mi gün ışığına çıkardın? | Open Subtitles | أنت جعلت مصاصة الدماء تلك تخرج في وضح النهار. |
Şahsen, gerçeği gün ışığına çıkarabilmek için yapabileceğim kadarını yaptım. | Open Subtitles | من جهتي أنا، فعلت كل ما بإمكاني لتخرج الحقيقة إلى النور |
Ama bu yıl, kendi bildiği yol ile 8'e 11'lik sayılar elde edip gölgelerin içinden tekrar gün ışığına çıkmak için savaşıyor. | Open Subtitles | لكن الآن ، يعود للتنافس ...من ثمانية إلى إحدى عشر تسجيلا هذا العام محاولا أن يتلمس طريقه في الظلال من خلال نور الشمس |
Amirlik görevini sonraki ayın ortasına kadar ertele ve bunlar gün ışığına çıkmasın. | Open Subtitles | أجّل ترسيمك حتى منصف ،الشهر القادم وهذا الخبر لن يرى النور أبداً |
Kontes, dünyanın her yerini dolaşıp karanlık yerlerde özgürce avlanıyor günün birinde tekrar gün ışığına çıkabilmeyi umut ediyordu. | Open Subtitles | أمرها أن تهرب لتتصيد في العالم في أركانه المظلمة أملا في أنها ستستطيع يوما ما أن تسير بالشمس |
Ve türün ilk doğanı da gün ışığına çıkmak üzere. | Open Subtitles | مولود جديد أولاً الذي منه... أَوْشَكَ أَنْ يَغْصَّ له طريق إلى نورِ الشمس. |
O zaman git. gün ışığına kadar kalıp arayacağım, benim için sonra dönersin. | Open Subtitles | إذهب ، سأبقى و أبحث عنه فى ضوء النهار و يمكنك الحضور لأجلى لاحقا |
gün ışığına çıkmayalı ne kadar olmuştu? | Open Subtitles | كم مر عليك من الوقت دون ان ترى نور الصباح ؟ |