Yatakhanenin neden gün boyu ve hafta sonlarında kilitli olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | طوال النهار, وفي ايام العطلات الاسبوعية؟ |
Yatakhanenin neden gün boyu ve hafta sonlarında kilitli olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | اود أن اعرف لماذا يُغلَق عنبر النوم دائما؟ طوال النهار, وفي ايام العطلات الاسبوعية؟ |
gün boyu içeride çalışınca dışarıda olmak gerçekten güzel. | Open Subtitles | انه لمن الرائع ان تخرج بعد عمل طول اليوم داخل مكان مغلق |
gün boyu nasıl osururdu, anımsamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تتذكرين كيف كانت تطلق الروائح طيلة اليوم |
Sana kalsa gün boyu mağarada kalıp çamur keklerinde sana yardım etmesini tercih edersin. | Open Subtitles | أنت بالأحرى هو نايم حول الكهفِ طِوال النهار بيسَاعَدَك بكتل الطينِ ؟ |
İzni olmayan rakunlar, televizyon seyretmek için gün boyu tapınakta toplanmaya başladılar. | Open Subtitles | الراكون الغير مصرح لهم كانوا بالعادة يتجمعون بالمعبد لمشاهدة التلفاز خلال النهار |
Gece uçmak, gün boyu uyumak. Böyle bir hayattan ne bekliyordum? | Open Subtitles | أطير في الليل وأنام أثناء النهار كيف تروق لي حياة كهذه؟ |
Yapılan son bir araştırma, çalışanların gün boyu fedakarlık gerektiren görevlerde bulunmasının genel üretim anlayışını arttırdığını gösterdi. | TED | تشير دراسة أجريت مؤخرا إلى أن اكمال الموظفين لمهام الإيثار أحياناً خلال اليوم يزيد من إحساسهم بالإنتاجية الإجمالية. |
gün boyu burada olduğum zaman, burada yokmuşum gibi davranacaksın. | Open Subtitles | عندما أكون هنا طوال النهار عليك أن تدعي بأنني لست هنا |
Sağma laboratuarında bana "Ali Baba" derlerdi çünkü gün boyu bunları sağardım. | Open Subtitles | ,الان,لقد أعتادوا ان يطلقوا على ماكدونالد العجوز . لأنى أطعم تلك الأشياء طوال النهار |
Bütün gece ayaktayım sonrada gün boyu şekerleme yapıyorum. | Open Subtitles | أستيقظ طوال الليل و أشعر بالنعاس طوال النهار |
Ama bilmiyorum tabii, altı rakamlı dolgun bir ödeme çekini gün boyu rock yıldızları ile takılarak elde edebilir misin? | Open Subtitles | لكني لا اعرف إذا تقاضي مرتبٍ سداسي للتسكع مع نجوم الروك طول اليوم حقاً يعتبر عمل |
Evet, nihayet gün boyu çalışma hayalimize erdik. | Open Subtitles | أيوه، أخيرا حققنا حلمنا وبقينا نشتغل طول اليوم |
Eger gün boyu Tommy'yle olursam aksama kadar gezip bir sürü kablo getiririm. | Open Subtitles | بإمكاني الذهاب مع تومي طول اليوم وإحضار العديد من الأسلاك |
gün boyu oturup sen bakmıyorsun onlara. | Open Subtitles | ذلك لأنـّك لا تجلس وتحدّق بهم طيلة اليوم. |
En iyi haber ise, gün boyu buradayız. | Open Subtitles | وأفضل ما في الأمر أننا سنكون هنا طيلة اليوم |
Sofistike, gülünç ve bu tarz bir şeyi bütün gün boyu duyuyorsunuz. | Open Subtitles | إنه متطوّر, ومضحك، وكنتما تسمعان هذا الكلام طيلة اليوم. |
O zaman niye gün boyu iş bulamama konusunda şikayet ediyordun? | Open Subtitles | ثمّ الذي إشتكيتَ طِوال النهار حول لا يَحْصلُ على الشغلِ؟ |
100 ülkeden gelen 4.000 gönüllü gün boyu uzun süreler topluca meditasyon yaptılar. | Open Subtitles | حيث أتى 4000 متطوع من مختلف أرجاء البلاد ليتأمّلوا جماعياً لفترة طويلة من الزمن خلال النهار. |
Sırf sen istiyorsun diye gün boyu aşçı, kahya ve hizmetçi.. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع مني أن أكون طاهية ومدبرة منزل أثناء النهار |
Bu köpek balıkları gün boyu çekingen değildir. | TED | كانت أسماك القرش تلك خجولة حتى خلال اليوم. |
Bazen aniden bastıran sağnak yağışlar gün boyu devam eder. | Open Subtitles | يتساقط الرماد أحياناً كالبَرَد لمدة يوم كامل. |
gün boyu doğru mu yanlış mı diye tartışabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا قضاء اليوم كله بالتناقش إن كان الصحيح أم الخاطئ اعطني 100 دولار |
gün boyu ot kokan, akşamları ise yasemin kokan... bir mutfak bahçesi var. | Open Subtitles | حديقة خضروات يفوح منها رائحة الأعشاب في النهار والياسمين في المساء |
gün boyu ufka baktı, ...gece karanlığı çökene dek. | Open Subtitles | نظر في الأفق طوال اليوم حتى حلول الظلام |
gün boyu, bu herif hep bir adım ötemizdeydi. | Open Subtitles | كان هذا الرجل متقدما بخطوة واحدة عنا طوال يوم. |
Eminim gün boyu mutfakta kendinizi paralamışsınızdır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك كدحت في المطبخ طيلة النهار |