güneş ışığında oturuyorsun, değişmemiş olmalısın. | Open Subtitles | أنتَ فى ضوء الشمس يبدوا أنكِ لن تتحولى بعد |
Carmila güneş ışığında yanma kaderini yaşadı neredeyse kalıcı bir ölüm. | Open Subtitles | كارميلا تعرضت للتدمير بسبب ضوء الشمس موت أبدي تقريباً |
Kalkanın yüzde 89'u tam güneş ışığında. | Open Subtitles | تسعة وثمانون بالمئة من الدروع في مواجهة ضوء الشمس |
Son olarak aynaların altındaki gölgede güneş ışığında yetişmeyen her türlü bitkiyi yetiştirmek mümkün olacaktır. | TED | ويمكن بصورة ما اسفل ظل المرايا ان ننبت المحاصيل .. جُل انواعها التي لن تنمو اسفل أشعة الشمس المباشرة |
- güneş ışığında gezebilen bir vampirsin. | Open Subtitles | إذاً فأنت مصاص دماء قادر على تحمل أشعة الشمس. |
* Yürüyorum güneş ışığında * | Open Subtitles | * أسيرُ تحتَ أشعّةِ الشمس * |
* Yürüyorum güneş ışığında * | Open Subtitles | * أسيرُ تحتَ أشعّةِ الشمس * |
Kalkanın yüzde 91'i tam güneş ışığında. | Open Subtitles | واحد وتسعون بالمئة من الدروع في مواجهة ضوء الشمس |
Kalkanın yüzde 94'ü tam güneş ışığında. | Open Subtitles | أربعة وتسعون بالمئة من الدروع في مواجهة ضوء الشمس |
Kalkanın yüzde 97'si tam güneş ışığında. | Open Subtitles | سبعة وتسعون بالمئة من الدروع في مواجهة ضوء الشمس |
Bizim yaptığımız gibi Akıllı Büyücü'ye gitmiş olsaydın, sana pusulanın sadece güneş ışığında çalıştığını söylerdi. | Open Subtitles | ربما لو ذهبت إلى ساحر حكيم كما فعلنا لشرح لكي إنها تعمل فقط في ضوء الشمس |
Gündüzleri de dışarıda takılıyor musunuz yoksa güneş ışığında alev alıp tutuşuyor mu? | Open Subtitles | هل تخرجون في وقت النهار ام ان ضوء الشمس يجعله يحترق؟ |
Gözünde küçük siyah bir benek var. güneş ışığında daha kötü oluyor. | Open Subtitles | انها ذرة سوداء صغيرة في عينك انها أسوأ في ضوء الشمس |
güneş ışığında, gökkuşağının tüm fotonları bulunur; dolayısıyla bir gaz molekülü, kendisini bir üst enerji seviyesine taşıyacak enerji miktarını tam olarak taşıyan fotonları seçebilir. | TED | يوفّر ضوء الشمس جميع فوتونات قوس قزح، فيستطيع جزيء الغاز أن يختار الفوتونات التي تحمل الكمية المناسبة من الطاقة اللازمة لرفع الجزيء إلى مستوى طاقته التالي. |
Umarım güneş ışığında kayak yapmayı beklemiyorlardır. | Open Subtitles | نأمل انهم لا يتوقعون التسكع تحت أشعة الشمس |
güneş ışığında uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد غفوت أثناء إستلقائي تحت أشعة الشمس |
İçeride ve direkt güneş ışığında durmalı. Günde üç dört defa beslemen lazım. Dokunulmayacak kadar kuru olduğunda sula. | Open Subtitles | اليك بعض النصائح عليك ان تحفظها بالداخل و لكن فى مواجهة أشعة الشمس و يجب أن تسقيها من مرتين الى ثلاث يومياً اذا كانت جافة الملمس |
Sıcak güneş ışığında kendimi iyi hissettim. | Open Subtitles | شعرت بدفئ أشعة الشمس. |
* Yürüyorum güneş ışığında * | Open Subtitles | * أسيرُ تحتَ أشعّةِ الشمس * |