Kar ve buz güneş ışınlarını yansıtacak ve atmosfer tekrar dengelenecek. | Open Subtitles | وهذا سوف ينعكس على ضوء الشمس حتى تتم معادلة الحراره |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır. | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
Kar ve buz güneş ışınlarını yansıtacak ve atmosfer tekrar dengelenecek. | Open Subtitles | و سوف تعكس الثلوج أشعة الشمس و سوف يستقر المناخ الأرضى |
Bulutların, güneş ışınlarını ve elektrik üretimini nasıl etkilediğini incelemeden önce, Güneş enerjisi sistemlerinin nasıl işlediğine bakalım. | TED | لكن قبل أن ندرس كيف تؤثر السحب على أشعة الشمس وتوليد الكهرباء، دعنا أولًا نرى كيف تعمل هذه الخلايا الشمسية. |
Ama basit şekilde yapraklar gibi gelişecek olsalar, güneş ışınlarını toplayacak ayna ve lenslerle yüzeydeki ısılarını koruyabilirlerdi. | TED | لكن إذا كان بإمكانها النمو مثل أوراق النباتات عدسات ومرايا صغيرة لتركيز أشعة الشمس, كفيلة بإبقائها دافئة على السطح |
Troll'lerin asıl sorunu, güneş ışınlarını alıp D vitaminini bizim yapabildiğimiz gibi kalsiyuma çevirememeleri. | Open Subtitles | المشكلة الرئيسيه عند الاقزام هى أنها غير ادرة على تحويل الفيتامين "د" ... من ضوء الشمس إلى الكالسيوم تماما كما نستطيع . |
Bu çanak güneş ışınlarını yakalayarak ısısını burada elektriğe dönüştürüyor. | Open Subtitles | هذا الكوب يمسك أشعة الشمس 73 00: 09: 06,062 |
Metropolis'e giderken, güneş ışınlarını emmeme yardımı olur. | Open Subtitles | للمساعدة على إمتصاص أشعة الشمس الصفراء أثناء طيراني إلى هناك |
Metropolis'e giderken, güneş ışınlarını emmeme yardımı olur. | Open Subtitles | للمساعدة على إمتصاص أشعة الشمس الصفراء أثناء طيراني إلى هناك |
Sihirle çiçekleri büyütmeyi başardığın veya güneş ışınlarını yakalayabildiğin gün gidebilirsin. | Open Subtitles | اليوم يمكنك سحرية جعل الزهور تنمو، أو التقاط أشعة الشمس وغيرها، ثم يمكنك الذهاب. |
Sürekli hareket eden tüycükleri, güneş ışınlarını parıldayan renklere ayırıyor. | Open Subtitles | تُشتت أهدابها النابضة أشعة الشمس إلى ألوانٍ مبهرة منفجرة |
İncelen buzullar güneş ışınlarını yansıtır böylece okyanus hızla ısınır. | Open Subtitles | كلما قل الجليد الذي يعكس أشعة الشمس كلما كان ارتفاع حرارة المحيط أسرع |
yani odaktan 1 derece saparlarsa, güneş ışınlarını hiç bir şekilde odaklarına alamazlar. Bizde güneşi takip etmeyen bir toplayıcı yapmanın peşine düştük, | TED | بمعنى أنها لو كانت الشمس مائلة أكير من درجة لن تصيب أي من أشعة الشمس نقطة التركيز فحاولنا التوصل إلى طريقة لصنع مركز لا يحتاج إلى تتبع الشمس |