"güneş altında" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تحت الشمس
• في الشمس
• تحت أشعة الشمس
• تحت شمس

Her şeyin bir mevsimi vardır. güneş altında olanların zamanı.
يوجد موسم لكل شيء، ووقت لكل ما هو تحت الشمس

güneş altında yaşamış bir çok adamdan daha uzun yaşadım.
ولكنني عشت عدد أرواح ..أكثر من أي رجل تحت الشمس

Yani bir karınca besin bulmaya çıktığında, sıcak güneş altında tohum ararken kaybettiği suyu havaya verir.
حيث أن النمل الخارج للبحث عن الطعام يبحث عن البذور تحت الشمس الحارقة، وبالتالي يتبخر منه الماء في الهواء.

Ya burada çalışırsın yada kızgın güneş altında taş kırarsın.
إستمر بتزويد موقدي أو ستكسر الصخور في الشمس الحارة

Tüm gün boyunca, yaklaşık 15 saat güneş altında kalmış.
لقد كانت في الشمس طوال اليوم لمدة خمسة عشر ساعة تقريبا و هي لا تجيب علينا علي الإطلاق

güneş altında ne kadar kalırsam o kadar kötü hissederim.
كلما جلست في الشمس أكثر كلما شعوري كان أسوأ

Kızgın güneş altında bir de acımasız bir disiplin görürler.
الإنضباط القاسي مشترك تحت أشعة الشمس الحارة

Türümüzün yeni bir güneş altında ev bulma yolculuğunda, birçok jenerasyon boyunca, zamanımızın çoğunu yolculuğun kendisinde, uzayda, bir gemide, hava geçirmez bir araçta geçirme olasılığımız geçirmeme olasılığımızdan daha yüksek.
ففي رحلة فصيلنا بحثاً عن منزل جديد تحت شمس جديدة، قد نستغرق وقتاً أكبر في الرحلة نفسها، في الفضاء، على متن مركبة، وفي علبة طائرة محكمة الإغلاق، وعلى الأرجح لعدة أجيال.

Açık tenli olmanız, güneş altında çalışmanız gerekmediğini gösterirdi.
و بشرتك الفاتحة تعني انك لم تكدح تحت الشمس

Haftalar sonra grupların bu sürtünmeleri aşırı derecede cinsel olacak ama şu anda bu sadece güneş altında flört etme aşamasında.
هذه الاحتكاكات الجماعية فيما بينها، تصبح ذات طابع جنسي واضح بمرور الأسابيع. لكن في الوقت الحالي، تبقى مجرد مغازلات تحت الشمس.

Enerjiden tasarruf etmek ve güneş altında uyumak en iyisi.
أولى له أن يُوفّر طاقته ويأخذ غفوةً تحت الشمس

güneş altında, ışığın düştüğü bu bölgedeler.
هناك لا شيء تماما. انهم في هذه البركة من الضوء، تحت الشمس.

Hayatlarını güneş altında geçirmekten.
بسبب قضائهم طوال حياتهم تحت الشمس

Bunları güneş altında bir süre bıraktık.
تركناها ملقاة تحت الشمس

Yeni hücrelerim, bu elementleri güneş altında kalmış bir bitkinin suyu emdiği emiyordu, inanılmaz bir hızla büyümek için tüm enerji çeşitlerini kullanıyordu.
خلاياي الجديدة ببساطة تمتص هذه العناصر كنبات يشرب في الشمس تستعمل كل أشكال الطاقة لتنمو بسرعة رهيبة

güneş altında eriyen dondurma gibi buradaki zamanımız sonsuza dek süremez.
كما تذوب المثلجات في الشمس وقتنا هنا لا يمكن أن يمتد إلى الأبد

Üç gün boyunca güneş altında asılı dursun.
فقط علقوه في الشمس لثلاثة أيام

güneş altında kurumamaya da dikkat etmeleri gerek.
عليهم توخّي الحذر ألاّ يجفّو في الشمس.

Bu yüzden diğer hayvanlar gölgede beklerken ergaster güneş altında hareket edebiliyor.
لذا, فبينما تجلس غيرها من الحيوانات في الظل فإن بإمكان الـ(ايرجاستر) الخروج في الشمس

Jean'ın günleri sevgili kocası Gregory ile çıktığı güneş altında yürüyüşlerle dolu.
حياة (جين) مملوئة بالمشي في الشمس الحارة مع زوجه المحبوب، (جريجوري)

Eğer istersen tüm gün güneş altında oturur kağıt oynarız.
يمكننا الجلوس تحت أشعة الشمس طوال الصباح ولعب الورق , إذا كنتِ تفضلين ذلك

Biz de onun 5 dakikalık oyununu izlemek için 8 saat boyunca güneş altında oturuyoruz yani.
وهذا يعني أننا نجلس تحت أشعة الشمس لما يقارب ال8 ساعات فقط لرؤيته يلعب لمدة خمس دقائق

Korkunç Ventoux'un, kızgın güneş altında pişen beyaz çöle bakan, muhteşem bir manzarası var.
فينتوكس الرهيب منظر رائع صحراء بيضاء، تحت شمس محرقة.