güneş batarken çıplak olarak birlikte denize gireceksin bir kez sevişeceksin ardından ölüp gideceksin. | Open Subtitles | المشي عاريا على البحر معا عند غروب الشمس وممارسة الحب مرة واحدة ثم الموت بعدها. |
Bugün güneş batarken, volkanın tepesinde, bir toplantı olacak. | Open Subtitles | سيُعـقد أجتماع اليوم عند غروب الشمس على قمة البركان. |
Okyanusa bakan aynı masayı ayırdım ve tam güneş batarken teklif edeceğim çünkü o saatte yüzüme vuran ışık çok yakışıyor. | Open Subtitles | نفس الطاولة , المطلة على المحيط وسأفعلها عند غروب الشمس والتي اكتشفت مؤخراً انها الإضاءة المثالية لي |
Tamam, bu akşam güneş batarken, sen ve ben... bu sahilde. | Open Subtitles | حسناً، عند غروب الشمس أنه فقط أنتي وأنا على الشاطئ |
Kosta Rika sularında güneş batarken bile, Yunuslar hâlâ oyun oynuyorlar. | Open Subtitles | بينما تغرب الشمس في مياه كوستاريكا، لا تزال الدلافين مفعمة بالنشاط |
Colombia'da güneş batarken biz de 38 yıl sonra kavuşan Charlotte ve babasını baş başa bırakıyoruz. | Open Subtitles | عندما تغرب الشمس في كولومبيا نترك شارلوت وابوها... ...بعدما وجد احدهما الاخر بعد فراق دام 38 سنة |
Senin bireysel testin, bu akşam güneş batarken tam 18.00'de her iki görüntüyü de çalıştırmak. | Open Subtitles | اختبارك الفردي هو تشغيل جهازي العرض عند غروب الشمس في تمام السادسة من مساء اليوم |
Paris Le Voltaire'de güneş batarken biftek tartar yemek. | Open Subtitles | شريحة لحم "تارتار" في مطعم "لي فولتري" في باريس عند غروب الشمس |
# güneş batarken şükredin # | Open Subtitles | امدحه عند غروب الشمس |
Efendim, Warden Rossignol güneş batarken 180 metreden tanıdığını açık açık söyledi. | Open Subtitles | سيدي القاضي , أن (واردن روسينل) أنص بوضوح وحدد ليّ على مسافة 200 متر، عند غروب الشمس |