Güney Afrika'da, kabloların süsleme amaçlı olarak kullanımı yüzyıllar öncesine dayanır. | TED | أستخدام الخيوط الزخرفية في جنوب أفريقيا يرجع تاريخه إلى مئات السنين. |
Biz, Güney Afrika'da siyahlara "Kaffir" deriz. Sizin "zenci" dediğiniz gibi. | Open Subtitles | في جنوب أفريقيا نسمَي الأفارقة بالسود كما تسمون أنتم السود بالزنوج |
Bir gün, Güney Afrika'da yeni bir yaşam kurmaya karar verdim. | Open Subtitles | وفي أحد الأيام قررت أن أبدأ حياة جديدة في جنوب أفريقيا |
Bence Bay Reagan, Güney Afrika'da bayağı kötü dostlar edinmiş. | Open Subtitles | اعتقد بأن ريغان كوّن له صداقات سيئة في جنوب افريقيا |
Ve neden Güney Afrika'da yaşanandan ibaret: Nelson Mandela. | TED | والسبب ان ما حدث في جنوب افريقيا نيلسون مانديلا |
Burada, Güney Afrika'da bir bitki bu sorunu şaşırtıcı bir yöntemle halleder. | Open Subtitles | هنا في جنوب إفريقيا هنالك زهرة تطبق هذا بتنفيذها لخدعة رائعة |
Gelecek hafta Güney Afrika'da tekrardan yapacağız ve bence insanlar bunları unutmuş olacak. | Open Subtitles | سنفعلُها مُجدداً في جنوب أفريقيا الأسبوع المقبل وأظنُ أنّ الناس ستنسى كل هذا |
Burada, Güney Afrika'da su, dünya üzerindeki en sıra dışı çayırlıkları biçimlendirir. | Open Subtitles | هنا في جنوب أفريقيا تحول المياه هذه الأرض الى أحد أبرز المراعي |
Bir kaç yıl önce Güney Afrika'da safarideydim. | TED | قبل عامين، كنت على رحلة سفاري في جنوب أفريقيا. |
Güney Afrika'da güvenin en yoksun olduğu ilişki beyaz bir polis ile siyah toplum arasındadır. | TED | في جنوب أفريقيا, ان اكثر العلاقات المتزعزعة هي الثقة بين شرطي ابيض و المجتمع الاسود |
Güney Afrika'da insanlar gerçeğe ve uzlaşmaya adanmadan ırkçılığın çözümlenmeyeceğini anladılar. | TED | في جنوب أفريقيا ، فهم الناس أنه لا يمكنهم مواجهة التمييز من دون الإلتزام بالإعتراف بالحقيقة والمصالحة. |
Güney Afrika'da 20 yıl sonra hâlâ kendimizi özgürlük ve insanlık için acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz. | TED | بعد أكثر من 20 عاماً في جنوب أفريقيا نحن الجموع السوداء، مازلنا نجد أنفسنا نعاني ونناضل من أجل حريتنا وإنسانيتنا. |
Güney Afrika'da, sulu mopan solucanı temel bir besindir, baharatlı sosta pişirilir ya da kurutulmuş ve tuzlu olarak yenir. | TED | في جنوب أفريقيا تعتبر دودة المابون الغضة غذاءً أساسياً مطبوخة على نار هادئة بصلصلة حارة أو تؤكل مجففة ومملحة. |
Irk ayrımı politikasından yirmi üç yıl sonra, Güney Afrika'da yeni bir radikal nesil yetişmişti. | TED | وبعد ثلاثة وعشرين عاما من الفصل العنصري، جيل جديد من الجذور قد نشأ في جنوب أفريقيا. |
Güney Afrika'da işlenen cinayetler sorunları karmaşık bir hale getirdi. | Open Subtitles | عِدّة جرائم قتل مؤخرا في جنوب أفريقيا عقّدَت الأمورَ. |
Güney Afrika'da en az bir tane renkli derili avukat var. | Open Subtitles | لذا يمكن أن نستنتج أنه على الأقل يوجد محامي واحد ملون في جنوب أفريقيا |
Güney Afrika'da bunun nedenlerinden biri, maliyetdir, geniş bant bağlantısına sahip olmak ayda 100 dolara mal olur. | TED | وأحد الأسباب كان, انه في جنوب افريقيا, يكلف الحصول على نطاق عريض للانترنت 100 دولار شهريا. |
Güney Afrika'da bilgisayarlarını yapan bir bilgisayar şirketleri vardı. | TED | لديهم شركة كمبيوتر تصنع أجهزة الحاسب في جنوب افريقيا. |
Bugün hala Güney Afrika'da, büyük beyazlar avlanıyor ama bu kez zevk için değil. | Open Subtitles | اليوم في جنوب افريقيا القروش البيضاء مازالت تطارد ولكن ليس لقتلها |
Banka hesapları Güney Afrika'da. | Open Subtitles | تعاملاتهم البنكية في جنوب إفريقيا |
AJ, Güney Afrika'da aç kaldığımızda ne yaptık biliyor musun? | Open Subtitles | (أي جي) أوتعلم مالذي فعلناه في (جنوب إفريقيا) عندما جُعنا؟ |
Şu zamana kadar Güney Afrika'da geziyordum. | Open Subtitles | كنت مسافر في جميع أنحاء أمريكا الجنوبية حتى وقتٍ قريب |