Nancy günlüğünün son sayfasında şöyle demiş. | Open Subtitles | هو شيء نانسي قالته في الصفحة الأخيرة من مفكرتها |
Üstelik günlüğünün okunmasına izin verecek bir kadın tanıyor musunuz? | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك ، هل بعمرك سمعت عن امرأة تعير مفكرتها الشخصية؟ |
Senin o sefil, küçük günlüğünün önemi ne? | Open Subtitles | ماذا يوجد بهذا الكتاب ؟ هذه مذكراتك البائسة |
Ha bu arada, günlüğünün kenarına yağ bulaştırdım. | Open Subtitles | بالمناسبة ، لقد زيت مِفصَلة كتاب مذكراتك |
Bütün bunların hapishane günlüğünün aramızda gidip gelmesiyle başladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّ الأمر كله بدأ بمُلاحظات تمّ تراسلها جيئة وذهاباً في يوميّات السجن. |
İtiraf etmeliyim ki daha önce asla böyle bir hikaye kraliyet günlüğünün sayfalarında bulunmadı. | Open Subtitles | يجب أن أعترف انه لم يسبق أن وجدت مثل هذه القصة فى صفحات اليوميات الملكية |
Senin günlüğünün durumumuzla ne ilgisi var? | Open Subtitles | ما دخل مذكراتك بكل هذا ؟ |
Elimizden geleni yapıyoruz. Ben de. Annemin günlüğünün nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | -أنا أيضاً، أتعرفين أين هي يوميّات أمّي؟ |
Bunlar oğlunuzun günlüğünün sayfaları. | Open Subtitles | هذه صفحات من يوميّات ابنكِ |
Bunları oyuncak bir ayıya anlatmamın nedeni, bu alandaki çalışma günlüğünün konusudur. | Open Subtitles | ولما اصرخ في الدبدوب هذا هو موضوع دفتر اليوميات |