Tamam, anlıyorum endişelisin ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | من عصر النهضة أنا أتفهم أنك لديك بعض القلق و لكن عليك أن تثق بى |
Biliyorum, bana inanmak için sebebin yok, ama bana güvenmek zorundasın tamam mı? | Open Subtitles | ، ليس لديك سبب يجعلك تُصدّقني لكنّك يجب أن تثق بي |
Bana güvenmek zorundasın Clara, ben gerçeğim. Bir adım daha. | Open Subtitles | يجب أن تثقي بي، كلارا أنا حقيقيّ، خطوة أخرى فقط |
Reinette, bana güvenmek zorundasın. Ne istediklerini öğrenmeliyim. Bunu yapabilmemin tek yolu var. | Open Subtitles | رينيت، عليكِ أن تثقي بي، يجب أن أعرف ما يريدونه، وهناك طريقة واحدة لفعل هذا |
Güzel. Tamam, bak. Bana bu işte güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليكِ الوثوق بي الآن، لن ادع أيّ شيءٍ يحدث لكِ. |
Gördün mü bak, annen nasıl güzel vakit geçirilir biliyorum diyorsa, annene güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | الآن، عليك الوثوق بوالدتك عندما تقول لكِ بأنها تعرف كيف تقضي وقتًا طيبًا. |
Eğer sınırdan geçmeye çalışırsak, bizi düşürmeye kalkabilirler. Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | اذا حاولنا, فسيجبروننا على الهبوط يجب عليك أن تثق بى |
Kardeşinin ciddi bir intihar takıntısı var! Dinle beni! Ona güvenmek zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | يارفاق ستندمون على هذا كثيرا استمع إلي عليك أن تثق بنا أوكي |
Seni bundan kurtarabilirim, ama bana güvenmek zorundasın | Open Subtitles | يمكننيأنأخرجكمنهنا، لكن يجب عليك أن تثق بي |
Tüm açıklar kapatıldı, bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً, يجب أن تثق بوعدي أن أية اختلالات أخرى تمّ حسمها. |
Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | ليس لدى وقت لأشرح لك أنت فقط يجب أن تثق بى |
Bizimle olacaksan dediğime uyup bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | إن كنت ستبق معنا، فيجب عليك اتباع خطايّ يجب أن تثق بيّ |
Sana bunu açıklayamam. Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | أنا لا يمكنني شرح الأمر الآن يجب أن تثقي بي |
Anne, bunun tehlikeli olacağını biliyorum ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | أمّي، أعرف أنّ الأمر سيكون خطر. لكن يجب أن تثقي بي. |
Reinette, bana güvenmek zorundasın. Ne istediklerini öğrenmeliyim. Bunu yapabilmemin tek yolu var. | Open Subtitles | رينيت، عليكِ أن تثقي بي، يجب أن أعرف ما يريدونه، وهناك طريقة واحدة لفعل هذا |
Dur, dur, dur. Biliyorum her şey çok berbat görünüyor, ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | انتظري،أعلم أن هذا محرج ولكن عليكِ أن تثقي بي |
Bize güvenmek zorundasın yoksa giysinin içinde ölürsün. | Open Subtitles | يجب عليكِ الوثوق بنا، وإلاّ فإنّك ستموتين داخل هذه البدلة. |
Yardm edebilirim. Ancak bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | يمكننى المساعده لكن عليك الوثوق بى |
Buradan çıkmak istiyorsan bana güvenmek zorundasın! | Open Subtitles | سيتوجب عليك الثقة بي لو أردت الخروج من عندك. |
Eğer bir şey saklıyorsan bize güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | فقط ان كنت تحاول ان تخفي شيئا يجب ان تثق بنا |
Sana çılgınca gelebilir, ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | ربما يبدو هذا جنونا ولكن يجب أن تثقى بى |
Şimdi, Lucas ve Nathan gerçekten çok iyi insanlar, adamım, ama bize güvenmek zorundasın ulaşmak istediğin yere varman için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bilmen lazım. | Open Subtitles | الان لوكاس وناثان انهم أناس طيبين ولكن يجيب عليك ان تثق بهم ويجب ان تعلم اننا سنفعل اي شئ مهما كلفنا |
Bu metoda güvenmek zorundasın, Penny. Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب ان تثقي في هذه المعالجة يجب ان تثقي بي |
Bana güvenmek zorundasın, herşey yoluna girecek.. | Open Subtitles | عليك أن تثقي بي. ستصبح كل الأمور على ما يرام |
Bana güvenmek zorundasın. Hayatım boyunca bunun için eğitildim. | Open Subtitles | عليكَ أن تثق بي، تدرّبتُ طوال عمري من أجل هذا |
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum Sayid ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو ذلك يا (سعيد)، ولكن عليكَ الوثوق بي |
Berbat bir durum biliyorum ama bana güvenmek zorundasın, Becca. | Open Subtitles | نعم ، انا اعرف ، وهي مقرفة ولكن عليك ان تثقي بي، بيكا |