"güvenmeye" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الثقة
• تثق
• بالثقة
• الوثوق
• بالوثوق
• يثق
• تعتمد
• نثق
• للثقة
• تثقي
• وتعتمد
• الاعتماد
• الثقه
• سأثق
• اكتسبت ثقته

Hepimizin bildiği gibi güven esastır ama konu insanlara güvenmeye geldiğinde, daha derin şeyler oluyor.
نعرفُ جميعًا أن الثقة أساسية، ولكن عندما يتعلق الأمر بالثقة بالناس، يحدثُ شيئًا عميقًا.

Keşke bana güvenmeye başlasan baba. - Biraz da olsa.
اتمنى ان تثق بي يا أبي حتى ولو بقدر ضئيل

Amy, bana artik güvenmeye baslaman daha önce hiç bu kadar önemli olmamisti.
إيمي يجب أن تبدأي بالثقة بي لم يكن الأمر بهذه الأهمية من قبل

Bana güvenmeye başlayana kadar senin ortağım olmayacağım, Bucum.
انا لن اكون شريكك حتي تبدأ في الوثوق بي, بيكوم

Çünkü biri birine güvenmeye başladığı ana kadar hepimiz avlanmayı bekleyen birer hedefiz.
لأن حتى يبدأ شخص بالوثوق بشخص جميعنا نحدد الأهداف ، ونلتقط الناضج منها

Eğer amcam size güvenmeye karar verirse tüm geleceğimiz bu karara bağlı olur.
, إذا قرر عمي أن يثق بك مستقبلنا بالكامل سيعتمد على هذا القرار

Ne var ki, mahkemelerimiz Orta Çağ'a ait işkence yöntemlerine güvenmeye devam ediyor.
حتى الآن محاكمنا تعتمد على قوانين القرون الوسطى فى التعذيب

Neden tam da birbirimize güvenmeye başladığımız anda size ihanet edeyim ki?
لماذا أقوم بخيانتكم الآن ، تماما فى اللحظة التى بدأنا فيها نثق في بعضنا البعض؟

Benim onları sevmeye, silah yerine Tanrı'ya güvenmeye cesaretim var.
إنني أجرؤ على محبتهم في المقابل و أنا أجرؤ على الثقة بالرب بدلاً من المدافع

Sense savaşa devam ediyorsun. Bana ne zaman güvenmeye başlayacaksın?
وأنت تواصل محاربتك لي متى ستتواجد الثقة بيننا؟

Bu kaygılarına rağmen zamanla Johnson'a güvenmeye başladı.
لكن على الرغم من مخاوفها بدأت مارلين إستعادة الثقة بجونسون

Bir markaya güvenmeye karar verdiğinizde ilişki kurmak ve yakınlaşmak istediğiniz zaman bile zaten birçok yeni birimi çeşitlerini bir nevi kullanıyorsunuz.
لذلك إذا قررت أن تثق بعلامة تجارية فستجد نفسك على علاقة بهذه العلامة من خلال العديد من أشكال العملة

En sonunda bana güvenmeye başladın.
رائع. اذن و اخراً بدأت تثق بي, أليس كذلك?

Bir erkeğe güvenmeye başlarsın ve filmin sonunda onu senden alırlar.
تبدئين بالثقة برجل ثم يبعدونك بنهاية الفيلم

Ne kadar sürerse. Bak, bana güvenmeye başlaman lazım.
كما يتطلبه الأمر انظر, ستضطر للبدء فى الوثوق بى

Ama dış görünüşün iyi... dolayısıyla sana güvenmeye hazırlar.
لكن لديك مظهراً جيداً فعلاً لذلك يميلون إلى الوثوق بك

Bana artık güvenmeye başlamalısın yoksa bu iş yürümez.
يجب عليك البدء بالوثوق بي في وقت ما، أو هذا.. هذا لن ينجح

Nihayet bakıcılarına güvenmeye başladı... ... ve hayatta kalmak için besinini alıyor.
بدأ يثق بمن يالقائمين عليه وأخيرا يأكل الطعام الذي سيساعده على الصمود

Annem çoğu şey için bana güvenmeye başladı. Omuzlarımda fazla yük vardı.
و اصبحت امي تعتمد علي في الكثير من الاشياء

Sana güvenmeye karar verdiğimiz gibi lütfen sen de bize güven ve bunu nereden bulduğunu söyle hadi.
بما إننا قررنا أن نثق بكِ، أرجوكِ ثقي بنا وأخبريني من أين حصلتِ عليه

Tüm yaşadıklarımızdan sonra gerçekten de birine güvenmeye hazır mısın?
هل أنت مستعدة للثقة بأحد قابلناه بعد الذي عانينا منه ؟

Er ya da geç, bana yeniden güvenmeye başlayacaksın.
لذا عاجلاً أو آجلاً يجب عليكي أن تثقي في مجدداً

Sizinle hala konuşan herkeze güvenmeye başlarsınız.
وتعتمد على أي احد ما زال يتكلم معك

Soruşturma ilerledikçe onlarla çalışmaya ve onlara güvenmeye devam edeceğiz.
من جانب تطبيق القانون وسوف نواصل ونستمر في الاعتماد عليهم في المضي قدماً في التحقيقات

Patricia da yüzünde bir güvenle dolanıyor ki onların ilişkileri en boktanı ve ben güvenmeye çalışıyorum
ولقد وضعت في كتابها أسباب الثقه التي أي علاقه بحاجة إليها وأنا أحاول الحصول على تلك الثقه

Yani gördüğüm şeyleri neden gördüğümü biliyorsan, bana bir şey söyleyebilirsen, o zaman sana güvenmeye hazırım ve artık ne söylersen dinleyeceğim.
لذا إن كنت تعرف لماذا أرى هذه الأشياء، إذا يمكنك أن تخبرني بشيء، حينها سأثق بك، وسأستمع لأي شيء تتفوه به.

Yaşadığımız şeylerden sonra bana güvenmeye başladı.
لقد اكتسبت ثقته بعد ما خضناه معًا