| Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها |
| Yarın onlara güzel bir hediye yollarım. | Open Subtitles | عظيم، فكرة رائعة غدا سنبعث لهم هدية جميلة |
| Ayrıca içlerinden birine de oldukça güzel bir hediye verdik. | Open Subtitles | وقد رتبنا مع أحد منهم لكي يستلم منا هدية لطيفة |
| İyi bari. Sana çok güzel bir hediye getirdim. | Open Subtitles | الشكر للرّب ، لقد أحضرت لكِ هدية لطيفة جداً |
| Şimdi Amerikalı, doğru yöne dön de sana güzel bir hediye vereyim. | Open Subtitles | الآن الأمريكى يدور إلى اليمين و أنا سأعطيه هديه جميله |
| - güzel bir hediye. - Öyleyse neden bana geri veriyorsun? | Open Subtitles | ـ كانت هدية جميلة منك ـ ولكن لماذا أعدتها لي؟ |
| Özel durumlardan paylaşılmak üzere verilmiş çok güzel bir hediye. | Open Subtitles | أجل، هدية جميلة جدًا لتُحتسى في مناسبة خاصة جدًا. |
| Söz veriyorum, sana güzel bir hediye alacağım. | Open Subtitles | أنا أعدك بأنني سأحضر لك هدية جميلة |
| Sana güzel bir hediye almak istedim ama işte, ne bileyim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن أعطيك هدية جميلة جداً |
| - O kemik güzel bir hediye. - Sikik bir hediye bu! | Open Subtitles | العظمة تمثل هدية جميلة - إنها هدية سيئة - |
| Madam. Kapil için gerçekten güzel bir hediye. | Open Subtitles | سيدتي ، هذه هدية جميلة حقا لكابيل |
| Barbara'ya güzel bir hediye almak istiyorum gerçekten. Erkek arkadaşların sana nasıl hediyeler alıyorlar Meg? | Open Subtitles | أود أن أهدي باربرة هدية لطيفة مانوع الهدايا التي تصلك من الأولاد يا ميج؟ |
| Çin Yeni Yılı'nda bizi ziyarete gel sana güzel bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | تعالي لزيارتنا في السنة الصينية الجديدة وسأعطيكِ هدية لطيفة. |
| - Sana güzel bir hediye getirdim. - Bırak bakayım. | Open Subtitles | لقد اشتريت لكِ هدية لطيفة - دعني أراها - |
| Tatlım, aslında demek istediği, bunun güzel bir hediye olduğu, ama belki de bir erkek arkadaşın vereceği türde bir hediye olmadığı. | Open Subtitles | ماذا يقصد بهذا ؟ ...بينما انها هدية لطيفة جدا ربما انها ليس شئ... |
| Sanırım güzel bir hediye alabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني أن أعطيها هدية لطيفة |
| Sana güzel bir hediye getirirdim. | Open Subtitles | كنت ساحضر لك هديه جميله |
| - Tamam .Çok büyükmüş,güzel bir hediye oabilir. | Open Subtitles | -تبدو هدية جيدة -هل انتي تهددينني ؟ |
| Evet, o sevimli adam bana güzel bir hediye verecek ve ben de bir aptal gibi ellerim boş oturacağım. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجل اللطيف سيهديني هدية رائعة وأنا جالسة هنا كالوغدة بدون أن أهديه شيء |
| O kadar ilerisini bilemem ama bence çocuklar... güzel bir hediye çünkü- | Open Subtitles | أرى هذا في اي حدث الأطفال هبة جميلة لأنهم |
| Dünya çocuklarına, nükleer felaket terörüyle yaşamamaktan daha güzel bir hediye verilebilir mi? | Open Subtitles | أي هدية أعظم من هذه نقدمها لأطفال العالم ؟ لم يعودو مضطرين للعيش برعب المحرقة النووية |