Yalnızca güzel değildi, işi de biliyordu. | Open Subtitles | ، لم تكن جميلة فحسب كانت تعرف النتيجة جيداً |
- Ne? Büyük ihtimalle liseye kadar güzel değildi. Bu yüzden de kişiliği gelişti. | Open Subtitles | ربما لم تكن جميلة حتى المدرسة الثانوية ثم تطورت شخصيتها للضرورة |
Bir gün bir kadınla görüşmeye başladım Öyle çok güzel değildi. | Open Subtitles | في أحد الأيام تعرفت على امرأة لم تكن جميلة |
Tamam! Geri çekil ve dipnot : popon çok da güzel değildi. | Open Subtitles | لذا تراجع , و ليكن في معلومك أن أسفل ظهرك لم يكن جيداً بأي حال |
Olmasını istemiştim ama olmadı ve hiç güzel değildi. | Open Subtitles | إنني فقط أريد ذلك أن ينجح لكنه لم ينجح ، و كذلك لم يكن جيداً |
Senin kadar güzel değildi ama sonra saçlarını uzattı. | Open Subtitles | لم تكن جميلة مثلك ولكن شعرها كان أطول وقتها |
Fakat onun hayatı göründüğü kadar basit ve güzel değildi. | Open Subtitles | لكن حياتها لم تكن جميلة كما تبدو، |
Aslında pek güzel değildi. | Open Subtitles | بينما لم تكن جميلة جداً في الواقع |
güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة, كانت بسيطة كالورقة |
Gülümseyene kadar güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة حتى تبسمت |
Tawney kadar güzel değildi. | Open Subtitles | أعني، هي لم تكن جميلة مثل (توني)، أتعلم.. |
güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة |
Belki tadı güzel değildi. | TED | من الممكن ان يكون الطعم لم يكن جيداً |
Bütçe açığı. Hobbit de o kadar güzel değildi. | Open Subtitles | فيلم "هوبيت" لم يكن جيداً لو انني اريد ان ارى |
Buldukları şey çok da güzel değildi. | Open Subtitles | ماوجدوه لم يكن جيداً جداً |
Hiç güzel değildi. | Open Subtitles | لم يكن جيداً |