Sen de güzel görünüyorsun, ama Riya'dan biraz daha az. | Open Subtitles | تبدين جميلة أنت أيضاً .. لكن أقل من ريا بقليل |
Bu akşamüstü çok güzel görünüyorsun, bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | انت تبدين جميلة جدا هذه الظهيرة أتعلمين هذا يا نانسى ؟ |
Çok güzel görünüyorsun, hayatım. Gel de ailemize katıl. | Open Subtitles | .تبدين جميلة للغاية ، يا عزيزتي تعالـيّ وأنضميّ للعائلة |
O kadar güzel görünüyorsun ki, taksimetreye bakamıyorum. | Open Subtitles | أنتِ تبدين رائعة الجمال بالكاد يمكنني ابقاء عيني على العدّاد |
Çok güzel görünüyorsun, sevgilim. Öyle kal. | Open Subtitles | تبدين جميلة يا عزيزتي لا أريد إفساد أي شيء |
- güzel görünüyorsun, Lily. - Evet Lily, kesinlikle. | Open Subtitles | تبدين جميلة يا ليلي نعم,يا ليلي,جميلة بالتأكيد |
"Johnny" konusunu tartışmayı düşünmüyorum ama çamur içinde güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | لن أحتمل هذا كثيراً... ولكنك تبدين جميلة وأنت مغطاة بالطين |
Ben seni görebiliyorum. Kendine bir bak. Çok güzel görünüyorsun | Open Subtitles | أنا يمكِن أَن أراك إنظري إليك تبدين جميلة جداً |
Son birşey daha. Evet? Akşam oldu ve sen gözlüksüz çok güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | شيء أخير , إن الوقت مساء و أنت تبدين جميلة بدون النظارات |
O elbiseyle, annenin düğünümüzde olduğu gibi güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدين جميلة في هذا الثوب كما كانت امك في يوم زفافنا |
İyi görünmüyorsun. güzel görünüyorsun, ama iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تبدين بخير أنتِ تبدين جميلة لكنكِ لستِ بخير |
Bugün çok güzel görünüyorsun. Kazağına bayıldım. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | انت تبدين جميلة للغاية اليوم احببت هذه الكنزة |
Bu kardeşler arasında "güzel görünüyorsun"un karşılığı mı? | Open Subtitles | هل هذا كلام بغيض من أخي يعني أنت تبدين جميلة ؟ |
Maviler içinde hep güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ دائماً تبدين جميلة في الملابس الزرقاء |
Evet. Yine de çok güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | أجل, حسناً, ما زلت أظن أنكِ تبدين رائعة. |
Evet, gerçekten güzel görünüyorsun. Çekici ve genç. | Open Subtitles | نعم , تبدين رائعة وجيدة وجميلة , مخادعة وشابة |
Buradayım, bebeğim ve sen delicesine güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | أنا هنا، وطفل رضيع. وأنت تبدو جميلة بجنون. |
güzel görünüyorsun, fıstık. Bıyık biraz gıdıklıyor. | Open Subtitles | تبدين جيدة يا عزيزتي، الشارب يدغدغ قليلاً |
- Elizabeth! - Ne kadar güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | لكم تبدين جميله لكن لا يجب أن تكوني هنا |
Aman tanrım, hırsız kıyafeti içinde çok güzel görünüyorsun! | Open Subtitles | يا إلهي, أنت تبدين لطيفة جداً في زي اللص |
- güzel görünüyorsun Hoffman. | Open Subtitles | تبدو لطيفة , وهوفمان. |
Kısa saçla da, uzun saçla da güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تبدين جميلةً بقصةِ شعرٍ طويلة أو قصيرة |
Çok güzel görünüyorsun, Tess. | Open Subtitles | كان يستحق العناء فأنت تبدين فاتنة ,تس |
Şikâyet etmeyi kes, çok güzel görünüyorsun. Bu, Mel Miller. | Open Subtitles | توقف عن الشكوى ، تبدو جميلاً هذا هو " ميل ميللر" |
Normalde göründüğünden hatta Padres üniforması giymiş halinden daha güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | إنك تبدين أجمل بهذا الفستان من الزي الخاص بالفريق |
- Çok güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | ♪ She must be somebody's baby♪ -إنكِ تبدينَ جميلة . |
Onu dinleme. güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | لا تستمعي إليها , أنتِ تبدين جيده |
Benim işe dönmem lazım. Çok güzel görünüyorsun. Kartım onda. | Open Subtitles | انت وحدك تماما يجب ان اعود الي العمل تبدين رائعه |
Hepsi "O kıyafetin içinde çok güzel görünüyorsun." "Bu ışık altında çok güzel görünüyorsun." | Open Subtitles | هو كُلّ، "أنت جميل في ذلك اللباسِ." "تَبْدو جميلَ في هذا الضوءِ." |