ويكيبيديا

    "geç saatlere" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لوقت متأخر
        
    • في وقت متأخر
        
    • ساعة متأخرة
        
    • متأخراً
        
    • لساعات متأخرة
        
    • متأخرا
        
    • لوقتٍ متأخر
        
    • وقت متأخّر
        
    • لوقت متأخّر
        
    • لوقت متاخر
        
    • لوقتٍ مُتأخر
        
    • ساعات متأخرة
        
    • وقت متأخر في
        
    • وقت متأخر الليلة
        
    • نسهر
        
    Burada tabii ki bir yol var, ki bu da gece geç saatlere kadar oturup bütün haberleri okuyarak bütün gerçekleri ezberlemek. TED هناك، بالطبع، طريقة واحدة، وهي الجلوس لوقت متأخر من الليل وتعلم كل الحقائق عن ظهر قلب من خلال قراءة كل هذه التقارير.
    Çok geç saatlere kadar çalıştık. Annesiyle tanıştın mı? Harika biridir. Open Subtitles . كنا نعمل لوقت متأخر جداً . هل قابلت والدتة ؟
    Çok geç saatlere kadar yemek yemeyeceğim, ve bunun beni idare etmesi gerekecek. Open Subtitles لأنني لن أكل العشاء إلا في وقت متأخر. وهذا يجب أن يصبرني.
    Annem geceleri geç saatlere kadar eve dönmemi bekliyor. TED اعتادت أمي أن تنتظرعودتي حتى ساعة متأخرة من الليل
    Her gece yaptığı o işten zevk alıyormuş, geç saatlere kadar çalışıp, bu PowerPoint sunumunu mükemmel hale getirmiş. TED كان يستمتع في عمله كل ليلة ، كان يبقى متأخراً ، ; كان يحسّن العرض ويتمّمه
    Daniel bu hafta seni gece geç saatlere kadar salmadı. Open Subtitles إن دانيال يبقيك للعمل لساعات متأخرة من الليل هذا الأسبوع
    geç saatlere kadar kalır onlarla konuşurdu hastalığı deneyimlemenin ne demek olduğunu anlamak için. Sadece teknik ayrıntılarıyla değil. TED يبقي متأخرا يتحدث معهم، محاولا أن يفهم تجربة المرض وليست فقط الأمور التقنية.
    Annemle geç saatlere kadar yeni fikirlerimizle birbirimize ilham veriyorduk. TED كنتَ أبقى مع والدتي لوقتٍ متأخر نتحدث عن آخر أفكارنا ونلهم بعضنا البعض.
    geç saatlere kadar burada envanter çıkardığın için çok sevindim. Open Subtitles أنا سعيدة جداً لأنك هنا تقوم بجرد للسلعة لوقت متأخر.
    Eşin olsaydım, geç saatlere kadar kalıp bütün arkadaşlarınla arkadaş olabilir miydim? Open Subtitles اذا كنت شريكتك, هل يمكنني البقاء لوقت متأخر واصبح صديقة لكل اصدقائك؟
    Evet envanterlerle uğraşıyordum ve geçen hafta geç saatlere kadar çalıştım. Open Subtitles نعم اردتها ان تكون شامله لذلك عملت لوقت متأخر الاسبوع الماضي
    Seni böyle geç saatlere kadar tutan Bill mi, merak ediyorum. Open Subtitles إنّني فقط أتساءل ما إذا كان بيل أبقاك لوقت متأخر جدّاً.
    Dün gece herkes gittikten sonra o burada kaldı. geç saatlere kadar çalıştı. Benden mum istedi. Open Subtitles البارحة، عندما غادر الجميع، بقي هنا لوقت متأخر جدًا يكتب لوحده بلا نور
    geç saatlere kadar düzenleme yapıyordum, her zaman yaptığım gibi, ve bir silah sesi duydum. Open Subtitles كنت أقوم بعملية تحرير الفيلم في وقت متأخر, كما أفعل دوما ثم سمعت صوت عيار ناري
    Asistanınız geç saatlere kadar çalıştığınızı söyledi. Open Subtitles قال مساعد لديك هل سيكون العمل في وقت متأخر.
    Öyle, benim de çok istememe rağmen sizi göremeyip geç saatlere kadar çalışmam gerekecek. Open Subtitles لذا سأضطر للعمل حتى ساعة متأخرة بدلاً من رؤيتك أنت والأولاد وهو ما أريده فعلاً
    O geç saatlere kadar çalıştığınızı biliyordu, borsa simsarıyla kasabada akşam yemeği yiyeceğini... size söylemişti. Open Subtitles عرف بإنك تعمل في أغلب الأحيان متأخراً وهو كان يتعشى في البلدة مع سمسارِ بورصته كما أخبرني
    - Evet. Gece geç saatlere kadar çalışmaktan, uzun süren gecelerden ve sıcak tartışmalardan bahsediyoruz... Open Subtitles التحدث لساعات متأخرة ليالي طويلة, نقاشات حادة
    Bir kızın geç saatlere kadar dışarıda kalması iyi bir şey değil. Open Subtitles لا ينبغي لفتاة أن تبقى بالخارج متأخرا لأي سبب كان
    Büyük ihtimalle geç saatlere kadar kalamam anlyıor musun? Open Subtitles لربما لا يجدر بي السهر لوقتٍ متأخر, تعلمين؟
    priyaya hafta sonları geç saatlere kadar çalıştığını söylüyor du kesin odasında birilerine yalakalanıyordur Open Subtitles بريا كان تقول، انه يعمل حتى وقت متأخّر في عطل نهاية إلاسبوع ماذا نهتمّ؟
    geç saatlere kadar kalmamı istemeye başladı. Birlikte yemek ısmarlamaya ve benzer şeyleri yapmaya başladı. Open Subtitles بدأ يطلب منِّي البقاء لوقت متأخّر ، نطلب العشاء معاً ، أشياء كهذه
    Cadılar Bayramı gecesinde Elizabeth İngiliz arkadaşları ile geç saatlere kadar parti yaparken Jessica, Rumba Bar'da çalışıyordu. Open Subtitles في عيد هالهالوين, جيسيكا كانت تعمل في حانة رومبا, في حين اليزابيث سهرت لوقت متاخر من الليل مع بعض الاصدقاء الانكليز
    Normalde olduğundan fazla geç saatlere kadar çalışıyordu. Open Subtitles حسناً، كان يعمل لوقتٍ مُتأخر أكثر بقليل عن المُعتاد.
    Her şeyi nakit ödüyorsun, geç saatlere kadar dışarıdasın. Open Subtitles تشترين كل شيء نقداً، وتخرجين في ساعات متأخرة من الليل.
    Babanın işi varmış, geç saatlere kadar çalışacak. Open Subtitles والدك يعمل حتى وقت متأخر في المتجر مجدداً
    Amy ve ben de geç saatlere kadar çalışacağız sanırım. Open Subtitles أيمي وأنا سنعمل الى وقت متأخر الليلة على ما اعتقد.
    Hatırlar mısın eskiden geç saatlere kadar oturup Marx Brothers filmleri izlerdik? Open Subtitles تذكرين حين كنا .. نسهر مطولا و نشاهد أفلام الأخوة ماركس معا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد