Geçişler normal olarak bir kaç saat sürüyor, bu geçiş ise neredeyse 1 hafta sürmüş. | TED | أترون،عادةً يستمر العبور الفلكي لبضع ساعات فقط، واستمر هذا العبور لأسبوع تقريباً. |
İsviçre Alp Dağları Cebeli Tarık Boğazı'ndan geiş Manş Denizi'nden geçiş İşte gidiyor. | TED | نص: جبال الآلب السويسرية مضيق جبل طارق عبور القناة الإنجليزية معلق: ها هو ذا. |
Oh, şey, şu... sektör geçiş kartlarından birine ihtiyacım olmayacak mı? | Open Subtitles | لن أحتاج لشيء آخر .. كتصريحات المرور مثلاً؟ |
- Yerçekimsel ısıma. İç uzaydan dış uzaya bir geçiş yolu. | Open Subtitles | ممر من الإشعاعات الجاذبة من الفضاء الداخلي إلى الفضاء الخارجي |
Ve esrarengiz doktor dostunu yakalamak için geçiş izni mi istiyor? | Open Subtitles | و كل ما يريده الدكتور الغامض هو جواز مرور ليلحق بصديقه |
Birkaç sene önce, dijital ortama geçiş yapmak isteyen bir bankayla çalışıyordum. | TED | قبل عدة سنوات، كنت أعمل في بنك، أراد الشروع في التحول الرقمي. |
Eğer öyleyse, bu durum şuan tam da ortasında olduğumuz şeyin bir geçiş olduğunu gösterir. | TED | إذا كان هذا صحيحاً، فهذا يعني أن ما نحن في وسطه الآن هو مرحلة انتقالية. |
Aslında bu kesinlikle o. Bunun bir çeşit geçiş yolu olduğu yazıyor. | Open Subtitles | بالواقع هذا ما هو عليه الأمر مكتوب هنا أنها بوابة.. |
Transkei'de, erkekliğe geçiş törenini izledim. | TED | في ترانسكي، شهدت طقوس العبور إلى مرحلة الرجولة، لقبيلة الكسوزا. |
Transit geçiş evrakları için gelmişti. | Open Subtitles | لقد اتت هنا من اجل خطابات العبور اليس هذا حقيقى ايلسا |
geçiş belgem mi? Bir seyahat iyi gelir. | Open Subtitles | خطابات العبور الخاصة بى استطيع ان استخدمها فى رحلة |
Genç erkekler için hayata adım töreninin gerçekleştiği bir köydeydim, bir geçiş ayiniydi. | TED | وكنت بقرية حيث كان هناك طقوس احتفالية للشبان طقوس عبور |
Alman kuryelerde, transit geçiş mektupları olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | سمعت إشاعة تقول أن الألمانيين كانا يحملان تصاريح عبور. |
Bu görevler genç savaşçılarımız için geçiş ayini niteliğindedir. | Open Subtitles | مثل هذه المهمات هي طقوس المرور لمحاربينا الشباب |
Bu doğru. 5$ geçiş ücretini ödemelisin. | Open Subtitles | .هذا صحيح .يجب أن تدفعي رسوم المرور 5 دولارات |
Para, medya baskısı, Orta doğuya güvenli geçiş. | Open Subtitles | اموال .. وسائل الاعلام .. ممر آمن للشرق الاوسط |
Bu bir senato geçiş belgesi. Dünyanın her tarafında geçerlidir. | Open Subtitles | ها هو جواز مرور تابع لمجلس الشيوخ إنه صالح في كل الأماكن المعروفة |
Yağmur mevsiminden kurak mevsime önemli bir geçiş başlamak üzere. | TED | إذ سيحدث التحول الكبير من موسم الأمطار إلى موسم الجفاف. |
ve bu umut, bu iyimserlik bir yıllık çalkantılı bir geçiş sürecine katlandı. | TED | وهذا الأمل وهذا التفاؤل تحمّل سنة انتقالية مضطربة. |
Gerçekten çoklu evrene geçiş kapısını keşfettiyse olabilir. | Open Subtitles | اعني اذا كانت بالفعل اكتشفت.. بوابة الى النعيم |
Ama burada bu çizgiler boyutlar arası geçiş sınırlarını gösteriyor. | Open Subtitles | لكن هنا بالأسفل، هذه الخطوط تدلّ على تعيين حدود الإنتقال. |
Bu -- anneliğe geçiş sürecinin ne hissettireceği hakkında gerçekçi olmayan bir beklenti. | TED | هذا... هذا توقع غير حقيقي لما يثيره الانتقال إلى مرحلة الأمومة من أحاسيس. |
Birinci sınıf geçiş kartı olmadan kimse şehre girip çıkamaz ve bende bile bu kart yok. | Open Subtitles | لا احد يستطيع الدخول أو الخروج الإ بإذن للعبور من الدرجة الأولى , ولا أستطيع الحصول عليه لك |
Basınç giderek arttıkça, atmosferik gazlar belli bir geçiş hattı olmadan sıvılaşıyor. | Open Subtitles | لارتفاع الضغط أعلي وأعلي غازات الغلاف الجوي أصبحت مساله دون انتقال للرؤية |
Bu bizim ezelden beri kul olarak bağlanmamızı sağlayan geçiş törenidir. | Open Subtitles | أنه الطقس للمرور الذي وثقنا في العبودية منذ ذلك الحين |
Bir çeşit geçiş dönemindeyim. | Open Subtitles | أَنا حسناً. أَنا في نوعِ مرحلة إنتقالية. |
Bu geçiş doğada sadece bir defa ortaya çıkan ve bazı bakterilerin başına gelen bir kaza değil. | TED | الآن هذا التحوّل لم يكن تحوّلاً استثنائياً في الطبيعة حَصلَ فقط مع بعض البكتيريا. |