ويكيبيديا

    "geçiren" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقضي
        
    • تقضي
        
    • قضى
        
    • أمضى
        
    • قضت
        
    • تقضين
        
    • أمضت
        
    • قضوا
        
    • الذي تعرض
        
    • الذين يقضون
        
    • الذي مستهلك
        
    • الذي امضى
        
    • نوبات
        
    • بإرتجاج
        
    • المتشمسة التي مكثت
        
    Zamanının büyük çoğunluğunu başkalarına yardım ederek geçiren başarılı bir seri girişimci. TED هو رائد أعمال ناجح جداً يقضي الكثير من وقته في مساعدة الآخرين.
    Yani senin haricindeki, birileri için. Ama her günü onunla birlikte geçiren sensin. Open Subtitles شخص ما ليس أنتي, بالرغم من أنكِ الشخص الذي يقضي كل ساعة معه؟
    Zamanlarının çoğunu okyanusta dolaşarak geçiren hayvanlar bile temizlenmek için resife dönerler. Open Subtitles حتى تلك الحيوانات التي تقضي معظم وقتها متنقلة عبر المحيط .تعود للشعاب المرجانية من اجل التنظيف
    Sizinle zaman geçiren herkes de benimle aynı fikirdedir kesin. Open Subtitles وأنا متأكد أن أي شخص قضى معكما بعض الوقت سيوافقني
    Tıpkı bir zamanlar, günlerini bir karavan parkında geçiren küçük bir hamster gibi. Open Subtitles يشعرون بأنهم لايستطيعون مثل همستر صغير عندما أمضى أياماً
    Ama bahar yaklaştığında bu, kırılmaya ve kışı güneyde geçiren deniz kuşları geri dönmeye başlar. Open Subtitles لكن ، ومع اقتراب الربيع فان الجليد قد بدأ في التكسر وطيور البحر هذه ، التي قضت الشتاء بعيدا في الجنوب تبدأ في العودة
    Benimle birkaç dakika geçiren tatlım, cennet kelamını konuşmaya başlar. Open Subtitles تقضين بضعة دقائق معي وسوف تتكلمين بعدد من اللغات
    Bütün yetişkinlik halatını seri katillerin peşinde... geçiren bir kadına göre, bayağı sarsılmış durumda. Open Subtitles بالنسبة لامرأة أمضت حياة الرشد بأكملها ،وهي تطارد القتلى المتسلسلين فإنها مصدومة جداً
    Günlerini yeni galaksileri keşfetmeye ve insanoğlunu küresel ısınmadan kurtarmaya çalışarak geçiren her birinize acıyorum. TED أشعرُ بالأسف حقًا لكل شخص منكم يقضي أيامه في استكشاف مجرات جديدة أو في إنقاذ البشرية من الاحترار العالمي.
    Bu kitaplara meydan okumak için Don Kişot'u yazdı; günlerini gece gündüz şövalye romanları okuyarak geçiren bir hidalgonun, başıboş bir asilzadenin hikâyesi. TED متحدياً لهم، ألّف رواية دون كيخوتي، قصة أحد النبلاء، متبطلاً، يقضي أيامه ولياليه وهو يقرأ روايات الفروسية.
    Yeniden programlıyor. Onunla zaman geçiren herkes otomatikman risk altına giriyor. Open Subtitles أي شخص يقضي وقتاً معها مٌعرض للخطر تلقائياً
    Bir tarafta mutlu bir kadın vardı vaktini kocasıyla birlikte geçiren atlara binen, güvenli, korunaklı ve huzur içinde yaşayan. Open Subtitles إمرأة سعيدة تقضي وقتها مع زوجها وتركب الخيول كل شيء محمي ومريح
    Garajda ıvır zıvırla vakit geçiren karısının gözüne batan, çocuklarının nefret ettiği evi çöplük olmuş, kıçını içeri sokamayan birisin. Open Subtitles تقضي معضم وقتك في المرآب زوجتك تراك غير نافعاً وأبنك يحتقرك وبيتك يشبه الحضيرة لايمكن لأحد أن يمكث به
    Hayatını hiç tanımadığı insanlarla konuşarak geçiren bir kadına sormak için tuhaf bir soru. Open Subtitles هذا سؤال غريب توجهه لإمرأة تقضي حياتها في التحدث لأشخاص لن تلتقيهم أبدا
    Travma 1'i bütün kariyerini burada geçiren birinden daha iyi kim koruyabilir ki? Open Subtitles من أفضل في الأهتمام بغرفة الطوارء الأولى من رجل قضى حياتة المهنية هناك
    Zannedildiğinden daha çok insanlarının arasında vakit geçiren bir imparatordu. Open Subtitles امبراطور قضى وقتاً بين شعبه أكثر ممّا أدركو.
    Ve eminim ki, sizinle beraber birazcık vakit geçiren biri bile bunu söylerdi. Open Subtitles وأنا متأكد أن أي شخص قضى معكما بعض الوقت سيوافقني
    "Üçüncü Bayan Baseman" olarak sekiz yıl geçiren birinden işte bir tavsiye: Open Subtitles حسنا, خذي نصيحة شخص أمضى 8 سنوات بدور "زوجة لاعب القاعدة الثالثة"
    Kış mevsimini açık denizde geçiren ringalar bunlara denk gelmek için sığ sulara dönüş zamanlarını ayarlarlar. Open Subtitles أسماك الرنجة، بعد أن قضت الشتاء بعيدا في البحر تزامن وقت عودتها للمياه الضحلة مع إزدهار الفيتوبلانكتون هنا
    Ölmek üzere olan bu ihtiyarlarla sadece vakit geçiren, ...eğitim düzeyi düşük bir embesil olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أنكِ ألة غير متعلمة تقضين وقتك مع هؤلاء العجائز المحتضرين
    Bütün kariyerini canavarların izini sürerek geçiren bir kadın azıcık sudan korkuyor. Open Subtitles تصور ذلك إن امرأة أمضت حياتها المهنية بأكملها وهي تطارد الوحش، خائفة من قليل من الماء
    Program hala devam ediyor ve şu ana kadar 21 kişi oldu -- yıllarını parmaklılar arkasında geçiren 21 kişi serbest kaldı. TED لا يزال البرنامج مستمرًا، والآن قد وصل عدد من تم إطلاق سراحهم إلى 21 -- 21 شخصًا قضوا وقتًا طويلًا وراء القضبان.
    Aniden düşüşe geçen eski, oyunda çok fazla zaman geçiren rütbeli bir oyuncu, Open Subtitles لاعب سابق رفيع المستوى الذي تعرض للهبوط المفاجئ الشخص الذي يمضي الكثير من الوقت في اللعبة،
    Bu gece iyi vakit geçiren bir sürü insan var, biz neden geçirmeyelim? Open Subtitles هناك الكثير من الناس الذين يقضون وقتاً طيباً الليلة، فلم لا نفعل نحن؟
    Gerçekten onla zaman geçiren benim, tamam mı? Open Subtitles أنا الوحيد الذي مستهلك الوقت الحقيقي معه، حسنا؟
    Tek aşına birçok zor yıl geçiren bir adam şimdi bizim gibi oldu. Open Subtitles الرجل الذي امضى الكثير من السنين الصعبة وحيدا الان هو الان قد عاد الى جانبنا نتمنى له الافضل
    Bir çiftliğe gittiğiniz zaman öyle hemen kalp krizi geçiren bir domuz bulamıyorsunuz biz de dedik ki stentler konusunda uzmanız. TED وعندما تذهب إلى مزرعة ، لا تستطيع بسهولة أن تُحدث نوبات قلبية للخنازير فقلنا، حسنا ، نحن خبراء في تركيب دعامات
    Kimse, beyin sarsıntısı geçiren birine, 2 milyon dolar vermez. Open Subtitles لا أحد سيوقع عقداً بمليوني دولار مع مصاب بإرتجاج دماغي
    Deniz buzulunun kalıntıları üzerinde bütün kışı burada geçiren foklar güneşleniyor. Open Subtitles يُشغل ما تبقى من جليد البحر من قبل الفقمات المتشمسة التي مكثت هنا طوال فصل الشتاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد