Belki de buradan gelen ışığın oluşturacağı gölge bir şeye işaret edecektir. | Open Subtitles | وربما الضوء من هنا يُلقي . بِظلاله ويُشير إلى شيء |
Uzak geçmişten günümüze uzanan evrim yolculuğumuz yıldızlardan gelen ışığın yolculuğuyla aynı kulvarda ilerliyor. | Open Subtitles | ان رحلتنا التطورية من الماضي السحيق الى يومنا الحالي سارت بالتوازي مع رحلة الضوء من النجوم |
Sana oturma odasından gelen ışığın beni rahatsız ettiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك الضوء من غرفة الجلوس يضايقني |
Bu parametrelerden herhangi birini değiştirirseniz, gözünüze gelen ışığın rengini değiştirirsiniz. | TED | وإن غيرت أي من تلك العوامل السابقة سوف تغير نوع وكم الضوء الذي سيصل إلى عينيك |
Burada gördüğümüz galaksiler türünden tipik bir galaksiden gelen ışığın tümü, yıldızların ışığından gelir. | TED | و كل الضوء الذي ترونه من مجرة تقليدية مثل المجرات التي نرى هنا يأتي من ضوء النجوم |
Pencereden gelen ışığın, ustura üzerindeki yansıması hala aklımda. | Open Subtitles | أتذكّر كم الضوء من النافذة... ... وثبتمن شفرةالحلاقة. |
Pekala,yansıtan yüzeyden yansıyan ışık doğrultusu gelen ışığın açısıyla aynı olmalıdır. | Open Subtitles | حسناً انعكاس الضوء من سطح عاكس |